“Konuştuğum gençler hemfikir değil. Bu, işin beni en çok heyecanlandıran kısmı oldu. Tartışma var! Bir kere, dil üzerinden kimliğe, dine, millete ne kadar ait oluyoruz? Hangi dil kişiyi Yahudiliğe daha çok bağlıyor? Bu soruya, belgeseldeki iki kişi, hayatta durdukları yerden, çok zıt ve çok net cevaplar verdi. Biri anadilinin Türkçe olduğunu söyledi. Dilin canlılığı hakkında da tartışıldı. “Öldü” diyenlere “Nasıl öldü?” diye sorduğumda, çok ilginç yanıtlar aldım. “Bitti” demekle bitmiyor; bu dilde şarkılar, yemek tarifleri, romanlar var. Teyzem ve eniştem hâlâ bu dilde şarkı söylüyor. Eniştem şarkı sözlerini derlerken her zaman anlamlarını, hikâyelerini anlatır. Ailem, annem bu dili hâlâ gayet akıcı şekilde konuşuyor. Buna rağmen dil can çekişiyor, onu yaşatmıyoruz.” Rita Ender -VARTAN ESTUKYAN - AGOS
Ladino bugün birçok ülkede Yahudilerin halen kullandığı bir dil ama evet, kaybolma tehlikesi altında. Kaybolduğu yerlere bakalım; mesela Yunanistan... Holokost öncesinde Selanik nüfusunun %97’si Yahudi’ydi; Ladino konuşuluyor, romanlar yazılıyordu, gazeteler vardı. Oradan bugün bize kalan, Auschwitz’de yazılan mektuplar. Yunanistan’da bu dil böyle bitti, peki burada? Türkiye’de Holokost’un yaşanmadığıyla övünülür, peki dil neden, hangi kaygılarla, hangi dayatmalarla, hangi kararlarla bitti burada?
(…) Konuştuğum gençler hemfikir değil. Bu, işin beni en çok heyecanlandıran kısmı oldu. Tartışma var! Bir kere, dil üzerinden kimliğe, dine, millete ne kadar ait oluyoruz? Hangi dil kişiyi Yahudiliğe daha çok bağlıyor? Bu soruya, belgeseldeki iki kişi, hayatta durdukları yerden, çok zıt ve çok net cevaplar verdi. Biri anadilinin Türkçe olduğunu söyledi. Dilin canlılığı hakkında da tartışıldı. “Öldü” diyenlere “Nasıl öldü?” diye sorduğumda, çok ilginç yanıtlar aldım. “Bitti” demekle bitmiyor; bu dilde şarkılar, yemek tarifleri, romanlar var. Teyzem ve eniştem hâlâ bu dilde şarkı söylüyor. Eniştem şarkı sözlerini derlerken her zaman anlamlarını, hikâyelerini anlatır. Ailem, annem bu dili hâlâ gayet akıcı şekilde konuşuyor. Buna rağmen dil can çekişiyor, onu yaşatmıyoruz.
Rita Ender (Vartan Estukyan)
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/12266/ladinodan-kalan-kelimelerin-pesinde-bir-belgesel
Bu bana en meşhur ve meşum anti-Semitik komplo teorilerinden birini hatırlattı. Bazı siyasi aşırılıkçılara ve radikal İslamcılara göre New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne 11 Eylül'de düzenlenen saldırı İsrail Gizli Servisi Mossad tarafından organize edilmişti. Kanıt da şuydu: Binlerce Yahudi 11 Eylül'de işe gitmemiş, zira terör saldırısıyla ilgili önceden uyarılmışlardı. Oysa gerçekte saldırıda 300 ila 400 arasında Amerikalı Yahudi ve 5 İsrail vatandaşı hayatını kaybetmişti. Fakat bu tür tüyler ürpertici yalanların etkisi en zarar verici noktasına, bakanlar veya diğer yetkililer muteber hale getirmeye başladığında ulaşır.
Joost Lagendijk
http://www.zaman.com.tr/yazarlar/joost-lagendijk/artik-donus-yok_2307111.html
Bu anlaşmada dört ana sorun var. Birincisi İran’ı geniş bir nükleer altyapı ile bırakıyor. Bu beklenen “sökmeyi” getirmiyor. Yaptırımların kaldırılmasına karşılık İran’ın nükleer silah yapabilme kapasitesi sökülecekti. Bunun yerine bu anlaşma ile İran Arak ağır su reaktörü dışında tüm kapasitesini yerli yerinde bırakıyor. Aslında anlaşma İran’ın bu kapasitesini geliştirmesine olanak sağlıyor gelişmiş santrifüj ve kıtalararası balistik füze Ar-Ge’sine izin vererek. Bunu tek hedefi savaş başlığı taşıyabilmek.
Önümüzdeki on yılda İran’ın nükleer çalışmalarını kontrol altında tutabilmek için P5+1 ülkeleri istihbarat ve müfettişlere güveniyor. Bu konuda karneleri ise pek parlak değil. ABD ve İsrail’in gelişmiş istihbarat merkezleri var ama her ikisi de ancak yıllar sonra İran’ın Natanz ve Fordow’daki nükleer çalışmalarından haberdar oldular.
Denetlemelere gelince, İran Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nu yıllardır aldattı. Nükleer programının askeri yönünü açıklamaya yanaşmadı, imzaladığı anlaşmala bu durumun bir kez daha tekrarlanmasına olanak veriyor. Bu bilgiler ışığında denetlemelerin “herhangi bir zaman, herhangi bir yer” maddesinin “bazı zamanlarda, bazı yerlerde”ye dönüşeceği düşüncesi rahatsızlık verici.
Anlaşmayla ilgili ikinci sorun İran’ın nükleer programıyla ilgili kısıtlamaların sadece geçici olması ve on yıl sonra süresinin dolması. Bu kısıtlamaların kaldırılması ile İran’ın davranışları arasında bir bağlantı yok. On yıl sonra İran komşularına karşı daha saldırgan olabilir, küresel terörizme daha çok destek verebilir, İsrail’i yok etmek için daha çok çalışabilir. Bunlara rağmen İran’ın nükleer programıyla ilgili kısıtlamalar on yıl sonra otomatik olarak kalkacak. Çok daha tehlikeli bir İran yasal olarak uranyum zenginleştirme programını sürdürebilecek ve böylece haftalar içinde nükleer silah üretimine geçebilecek. ABD Başkanı Obama’nın söylediği gibi o zaman bu süre “sıfıra yakın” olacak.
Ron Dermer – Washington Post
http://israilblogu.com/2015/07/24/iran-anlasmasindaki-dort-sorun/
Netten okumalar
http://haber.star.com.tr/acikgorus/lozan-ve-hayim-nahum-efendi/haber-1045951
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/soner-yalcin/amen-888925/
Kemal İzmirli: Yalının sahibinin bir Yahudi vatandaşımız olması bazı kişileri rahatsız etmiş, hatta varlık vergisi uygulayalım diyecek kadar saçmalayan bile var. Hâlbuki resme iyice bakarsanız tarihi görünüşü ile gayet güzel muhafaza edilmiş bir yalı, yani tarihi değerlerimizi bir Yahudi vatandaş bir İran asıllı Müslümandan daha büyük bir itina ile korumuş, teşekkür etmemiz gerekir.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29602349.asp
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kitap/327523/Andr__Aciman__Harvard_Meydani_.html
http://israilblogu.com/2015/07/22/israil-seyahatiniz-oncesinde-size-yardimci-olacak-11-uygulama/
http://tr.danielpipes.org/16019/philadelphia-otobuslerindeki-reklami
http://www.birgun.net/haber-detay/bir-ingiliz-modasi-nazi-selami-85222.html
http://ankarali-16.blogspot.co.il/
http://kanalkultur.blogspot.com/2015/07/yusuf-ozsarfatide-mekan-gelenek-ve.html
Takılan Tweet’ler
Biliyor muydunuz @bilio_muydunuz 24 Tem
Coca-Cola CEO'su Muhtar Kent'in babası Necdet Kent,1941 yılında Yahudi topluluğunu Nazilerden kurtarmıştır. Fransa'da adına anıt dikilmiştir
Murat Aykul @MuratAykul 22 Tem
Arınç "Suruç'ta hiç HDP milletvekili yoktu" derken "11 Eylül'de İkiz Kulelerde hiç Yahudi ölmedi" mitinden esinlenmiştir. İslamcı aklı işte.
Y. Emre Kocabasoglu @Kocabasoglu 20 Tem
Aynı kafaya göre İstanbul'daki çifte Sinagog saldırıları İsrail'in, ikiz kule saldırıları ABD'nin işiydi...
elmas topcu @TopcuElmas 21 Tem
Adamlar Fransa'da katliam yaptı. Yahudi marketini bastı. Fabrika bastı. İnsanları rehin aldı. Fransa,"Derin kurgu" demek yerine katilleri aradı
Meryem Gayberi @meryemgayberi 23 Tem
İsrail devlet politikası elbette lanet bir politika. Ama bu burada yaşayan Musevi vatandaşlarımızın suçu değil. Biz birlikte Türkiye'yiz
Rivva retweetledi: dalia maya
Şalomun Ladino eki El Amanser,havayolu firması tarafından uçakta yolculara dağıtılıyor ama Türkiye değil, İspanyada :/
"(Ladino dilinde) Hatırlanan fiillerden biri de, “Aman, çok konuşma” anlamını hissettiren ‘kayadez’" http://www.agos.com.tr/tr/yazi/12266/ladinodan-kalan-kelimelerin-pesinde-bir-belgesel …
Karikatür bir ihtirasla dünyayı zaptetmeye and içmiş, mülk hırsıyla kuduran şeriatçıların, Konya kadar İsrail'in varlığına tahammül edememesi