Oyunlar kapsamında tenis; toprak kortu olan, göl kenarındaki harika bir kulüpte oynandı. Gidip maçları izlemek insana huzur veriyordu. Tenise hem juniors hem de masterslarda çok kalabalık bir ekip olarak katıldık. Bol bol madalya toplayıp İstanbul’a dönmeyi hak ettik.
Junior tek kızlarda, bronz madalya finali iki Türk arasında oynandı. Sandra Ancel ile Yasmin Gülman arasındaki maçta, galip Yasmin oldu ve bronz madalya almaya hak kazandı. Junior mix double finalinde, Sani Eskinazi - Yasmin Gülman ikilisi, maalesef rakiplerine yenilerek gümüş madalyada kaldılar. Sandra Ancel ve Lisa Abuaf da, junior çift kızlar finalinde yenilmekten kurtulamadı ve onlar da gümüş madalyayı göğüsledi. Masters erkeklerde, Semi Natan yabancı partneri ile doublelarda gümüş madalya kazanırken, Malka Goldştayn - Bino Yeruşalmi ikilisi, masters mix doublelarda bronz madalyayı kazanan ikili oldular. Jojo Abuaf ise, tek erkeklerde yarı finale kadar çıktığı turnuvada, maalesef madalya alamadı, fakat oyunuyla herkesi büyüledi.
Mix double finalinden sonra, Sani Eskinazi ile bir araya geldim ve ondan tenisle ilgili genel bir değerlendirme aldım:
“Erkeklerde rakipler çok kuvvetliydi. Özellikle Fransa çok iyiydi. Genel olarak teniste bir fair play ortamı hâkimdi. Ama mix finalindeki kız, diğer ülkelerin oyuncularından bile tepki topladı. Maç boyunca tavrı, kullandığı argo kelimeler, bilerek verdiği yanlış kararlar Maccabiata yakışmadı. Genel olarak; teniste Türkiye kafilesinin varlığı belliydi. Ve tüm yaş gruplarında, özellikle juniorlarda zorlu rakiplere rağmen, Türk kafilesinin en başarılı dallarından biri oldu.”