Berlin’de düzenlenen 14. Avrupa Maccabi Oyunları sona ermiş olsa da, sporcular ve katılımcılar arasında etkisi hâlâ devam ediyor. Bu güzel ve unutulmayacak organizasyona genel bir bakış açısı yapmamak ayıp olurdu.
2013’teki Dünya Maccabiatlarıyla kıyaslandığında, maçların oynandığı salonlar arasındaki mesafe çok fazla değildi. 20-30 dakika süren yolculuklar oluyordu ancak shuttle-servis sistemi çok organizeydi. Her yarım saatte bir kalkan shuttle’lar ile istediğiniz yere kolayca ulaşabiliyordunuz.
Kaldığımız otelde, bütün sporcular kalıyordu. Bu durum da diğer insanlarla kaynaşmak ve onları dinlemek için çok iyi bir fırsat yarattı. Lobide tek başınıza otururken, 5 dakika sonra kendinizi İtalyan bir sporcuyla keyifli bir sohbetin içinde bulabiliyordunuz.
Olimpiyat Köyünün içerisinde futsal alanı biraz dışarıda kalsa da, diğer her şey iç içe, yan yanaydı. Aynı anda birkaç spor karşılaşması takip edebiliyordunuz.
Bunların dışında, gerek yemekler, gerek hizmet, her şey -birkaç küçük aksaklık dışında- çok organizeydi ve bizim Berlin’den mutlu ayrılmamızı sağladı. Bazı sporcular şimdiden 2017 yılında gerçekleşecek bir sonraki oyunları iple çekmeye başladı bile.
BASKETBOL VE MASA TENİSİNDE MADALYALAR
Maccabiatların son gününde sporcularımızın aldığı madalyalardan ayrıntılı bahsetmemiştim. Bütün turnuva boyunca en iyi oyununu sahaya koymaya çalışan, Kanada ve İsrail karşısında mükemmel galibiyetler alıp seyirciyi coşturan Genç Erkek Basket Takımımız, turnuvayı gümüş madalya ile kapayıp hepimizi gururlandırdı. Erez Meshulam’ın saha içindeki liderliği, Eros Günyeli’nin pota altı oyunu ve Ralfi Molho’nun üçlükleri turnuva boyunca Türkiye cephesinde dikkat çekti. Küçük Erkek Basketbol Takımımız ise, istediği oyunu çok ortaya koyamasa da, turnuvayı bronz madalya ile kapadı. İlk kez Maccabiatlar’da mücadele eden takımımız, kendilerinden yaş ve fizik olarak büyük olan oyuncularla oynayarak çok güzel bir tecrübe de edinmiş oldular.
Masa tenisinde ise, çok zor ve kendilerinden büyük rakiplerle karşılaşan Jeff Ahituv, Erez Molinas ve Can Saul, çok etkili bir performans ortaya koyarak ülkeye bronz madalya ile dönmeyi başardılar.
TENİS: MİX DOUBLE’LARDA BRONZ MADALYA
Daha önceden tenis haberlerini paylaşmıştık, ama paylaşmadığımız bir sonuç vardı. Karen Ancel, Alman partneri ile mix double kategorisinde bronz madalya kazanarak, ülkemize bir madalya daha getirdi. Onu ve partnerini tebrik ediyor, haberi geç verdiğimiz için de özür diliyoruz.
Çok güzel, zaman zaman yoran ama çok keyifli bir 10 gün geçirdik Berlin’de. Darısı 2017’de İsrail’e.