En tepeye çıkmak için gereken tek şeyin seçtiğiniz sanat formunda başarıya ulaşmak olduğunu ve bir izleyici kitlesi toplayabileceğinizi düşündüyseniz, yanılıyorsunuz. Artık bu yeterli değil –özellikle de Yahudiyseniz… Reggae yıldızı Matisyahu´ya yapılan muamele yeni bir şey değil. Matisyahu İsrailli değil, o bir Amerikalı. Bir süredir, sadece İsrailli Yahudiler, ülkelerini ilgilendiren çözülmemiş sınır tartışmaları yüzünden diğer milletlerin dışına itilmişti. Şimdi dünyanın herhangi bir yerinde doğan Yahudiler, aynı şekilde hedef alınabiliyor. Yahudiler, diğerlerinin arasından seçiliyor –Yahudiler ve sadece Yahudiler. DOUGLAS MURRAY – http://tr.gatestoneinstitute.org/
Bu Haftanın “Takılanlar”ı
Bu defa göz alabildiğine düm düz, etrafı dikenli tellerle ve kanalla çevrilmiş Dachau Toplama Kampı’nı gezerken insanların yaşadığı acıları hissetmeye çalıştım...
Her ulustan turistlerin oluşturduğu kalabalık topluluklarına bakınca, onların da bizimle benzer duyguları yaşadıklarına şahit oldum.
Çocuklar dahil, istisnasız herkes garip bir sessizlik içerisinde, müzede sergilenen Dachau Toplama Kampı’nın tarihine yolculuk yapıyordu.
Gün boyunca, attığımız her adımda, sanki orada yakılarak külleri toplu mezarlara gömülmüş olan insanları incitecekmişiz gibi dolaştık...
Derin uykusundan insanları uyandıracakmışız gibi, fısıltıyla konuştuk.
Bir ara yeğenim eğilip sessizce “herkes burayı mutlaka görmeli” dediğinde, gördüklerimiz karşısında üstelik Nazilerin yaptığı soykırıma dair azımsanmayacak düzeyde bilgiye sahip olmamıza rağmen çarpılmamıza bağladım doğal olarak.
Evet keşke her kes insanlığın katledildiği bu kampı görme koşuluna sahip olsa...
O zaman ırkçılığın insanlığın en büyük baş belası, en kötü hastalıklarından biri olduğunu daha iyi anlar! Bunun mümkün olmadığını biliyorum elbette.
En iyisi sözü bitirip, fotoğraflarla yolculuğa devam etmeli!...
Füsun Erdoğan
http://bianet.org/bianet/militarizm/166987-nazilerin-ilk-olum-merkezi-dachau
İsrail Ulusal Rotası’nı bir nefeste tamamlamak gerekmiyor. Yerleşim yerlerinin yakınlığı yürüyüşçülere ara sıra mola verme imkânı tanıyor.
Yürüyüş ileriye dönük planlamalar gerektiriyor. Örneğin yol boyunca su ve yemek ihtiyacının nasıl karşılanacağı önceden planlanmalı. Bunun gibi kapsamlı lojistik hazırlıkları tek başına yapmakta zorlananlar için Sevgi Yürüyüşü derneğinin her yıl düzenlediği yürüyüşler var. Böylece eşya, su ve yiyecek taşıma ya da lojistikle uğraşma derdi kalmıyor. Belli bir ücret karşılığında yürüyüşe katılanlar istedikleri zaman yürüyüşü bırakabiliyor. Duş imkânı bile var. Bir kamp alanından diğerine araçlarla çekilen özel kabinlerde sıcak su ve ferahlatıcı bir duş keyfi sunuluyor.
Al-Monitor’a konuşan dernek yöneticisi Olga Pasternak “Amacımız, insanların İsrail’e dair olumlu bir deneyim yaşamasını, doğa ve yerli halkla temas kurmasını sağlamaktır.” diyor. Fikir Olga’nın eşi Rea’dan gelmiş. 2006 İkinci Lübnan Savaşı sırasında Avustralya’da olan Rea, İsrail’e dair olumlu mesajlar verecek girişimler düşünürken bu fikri bulmuş.
Dernek yürüyüşlerine katılan en genç yürüyüşçü sıfatı Matan van Kimandah’a ait. Güzergâhın bazı bölümlerini ilk defa üç yaşındayken yürüyen Matan bugün 10 yaşında. Geçtiğimiz mart ayında da güney İsrail’de bir haftalık bir etaba tek başına katılmış. Al-Monitor’un ulaştığı Matan “Babam yokken daha çok eğlendim. Çünkü tamamen özgürdüm.” diyor. Almanya’dan gelen genç bir kadın Matan’a göz kulak olmuş. Genç yürüyüşçü şimdi bir sonraki yürüyüşünü planlıyor.
Gezginlerin hepsi, yürüyüşün sonunda zihnen oldukça yorgun ama aynı zamanda çok heyecanlı ve güçlenmiş hissettiklerini anlatıyor. Aharanov da sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu güzergâhta yürürken başka bir diyardaymış gibi hissediyorsunuz. Belki kadim İsrail topraklarının ruhundan, belki de ülkeyi boydan boya geçmekten veya insanların misafirperverliğinden. Çok romantik… İşin en kötü tarafı ise her şey bittiğinde gerçek İsrail’e dönme gerçekliği ile yüzleşmek.”
Nurit Canetti
Mısır için İsrail’in konumu bir metresten farklı değil. Bir erkeğin sadece kapalı kapılar ardında, yatak odasının mahremiyetinde samimi olduğu, kalbini açtığı ve bazen de hayatını emanet ettiği bir metres. Gazze Şeridi’nde Hamas’la mücadele, İran’ın bölgesel nüfuzu, Sina Yarımadası’ndaki Sünni radikaller gibi konulara gelince Mısır İsrail’le iş birliği yapmakta, istihbarat paylaşmakta beis görmüyor. Öyle ki iki ülke zaman zaman Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a çelme takmak için bile birlikte çalışabiliyor. Ancak tüm bunlar gecenin karanlığında yapılıyor. Allah korusun, birileri duyacak olursa erkeğin itibarına kara bir leke sürülür.
Bu anlamda metres de belirsizliklerle dolu, zor bir hayat sürüyor. Bu hayatın aslında istikrarlı ve görece rahat bir yanı da var. Metres sevgilisinin yumuşak dokunuşlarına, getirdiği hediyelere alışmıştır. Fakat aynı zamanda kendisini sokaklara atmak, aşkını tüm dünyaya ilan etmek için can atar. Ancak bunu yaptığı anda ilişkisinin tehlikeye gireceğini bilir. Erkeğe gelince o her erkeğin yaptığını yapar. Metresini yatak odasında sevmeye, iltifata boğmaya devam eder. Ancak o odadan çıktığında utanç duyar ve kendi ortamlarında metresi aşağılamaya çalışır. Gerekirse metresin stratejik varlıklarına zarar verir. Bir zaman sonra da yıllar yılı gizlice sevdiği metresi dünyaya kötü kadın olarak tanıtır ve cezalandırılmasını ister. Metresin en zor anlarda bile sadık kalmış olması erkeğin bu tavrını değiştirmeye yetmez.
Mısır’ın Arap Baharı adı altında son birkaç yıldır yaşadığı ulusal travma boyunca ona sırtını çevirmeyen tek komşusu İsrail oldu. Metresi dışında Mısır Sfenksi’ni herkes sattı. Gazze, Mısır’ın arka bahçesinde adeta bir barut fıçısına dönüştü. Libya paramparça oldu ve ülkenin silah depoları bugün rejime karşı terör eylemlerinde kullanılıyor. Sudan, şimdi geri adım atan İran’la anlaşmalar yapma peşinde. Etiyopya, Mısır’ın zayıflıklarından yararlanarak 90 milyonluk Mısır nüfusuna ancak yeten yaşamsal Nil sularından payını artırmaya çalışıyor.
Bir tek İsrail Mısır’a sadık kaldı. Mısır’ın maruz kaldığı tüm darbe ve sıkıntılara rağmen onun yanında durdu ve bunu bazen kendi insanlarını tehlikeye atarak yaptı. Örneğin eylül 2011’de öfkeli bir kalabalık Kahire’deki İsrail Büyükelçiliği’ne saldırdı. O an binada bulunan altı İsrailli görevli linç edilmek üzereydi. Daha sonra yapılan sitemkâr açıklamalara göre İsrail, Mısır yönetimine acilen baskı yapması için Beyaz Saray’ı devreye sokmak zorunda kaldı, İsrailli görevliler ancak bu şekilde kurtarıldı ve felaketin eşiğinden dönüldü.
Jacky Hugi
En tepeye çıkmak için gereken tek şeyin seçtiğiniz sanat formunda başarıya ulaşmak olduğunu ve bir izleyici kitlesi toplayabileceğinizi düşündüyseniz, yanılıyorsunuz. Artık bu yeterli değil –özellikle de Yahudiyseniz.
Reggae yıldızı Matisyahu'ya yapılan muamele yeni bir şey değil. Matisyahu İsrailli değil, o bir Amerikalı. Bir süredir, sadece İsrailli Yahudiler, ülkelerini ilgilendiren çözülmemiş sınır tartışmaları yüzünden diğer milletlerin dışına itilmişti. Şimdi dünyanın herhangi bir yerinde doğan Yahudiler, aynı şekilde hedef alınabiliyor. Yahudiler, diğerlerinin arasından seçiliyor –Yahudiler ve sadece Yahudiler.
Habima tiyatrosu çalışanları Shakespeare's Globe Theatre'da sahnede "Venedik Taciri'ni" sahnelerken hakarete uğradılar. Protestocuların hiçbiri, oyunlar sırasında sahnede Yahudiler'e çamur atılmasındaki ironiyi yakalamışa benzemiyordu.
İspanya'nın kendi sınır meseleleri var. Belki de İspanyol tiyatrocular da yurtdışında bir oyun sahnelemelerine izin verilmeden önce siyasi tutumlarıyla ilgili sorguya çekilmeli miydi? Belki dünyanın geri kalanı, halk önüne çıkmadan önce İspanya'daki bütün sanatçılardan bir açıklamaya imza koymalarını ya da Katalan bağımsızlığını destekleyen bir video yapmalarını talep etmeliydi.
Sadece bir ülke ve bir jeopolitik soru bu şekilde karşılık buldu. Türk sanatçılardan dünyanın hiçbir yerinde, ülkelerinin Kuzey Kıbrıs'ı yasadışı işgalini kınamaları istenmedi. Bir AB üyesi ülkedeki bu işgal kırk yıldan fazla zamandır devam ediyor.
Her nerede olurlarsa olsunlar Yahudileri hedefe koymaları bu ırkçı motivasyonu açığa çıkarıyor. Rototom Sunsplash festivali bu ırkçı BDS (İsrail'e boykot, tecrit ve yaptırım çağrısı) ateşinde yer almak istiyorsa, o zaman Yahudiler değil, asıl onlar bütün dünya tarafından dışlanmalı.
Gelecekte halk önüne çıkmayı isteyen bir sanatçı mısınız? Öyleyse, jeopolitik ilişkiler sınavınıza iyi çalışın ve sonra da bütün "doğru" görüşlere sahip olduğunuzdan emin olun.
Douglas Murray
http://tr.gatestoneinstitute.org/6383/yeni-irkcilar-yahudi-nefreti
Netten okumalar
http://www.hurriyet.com.tr/avrupa/29845103.asp
http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/Twitter-da.htm?ArticleID=297122
http://www.dw.com/tr/almanya-tarihinin-en-kara-sayfas%C4%B1-auschwitz/a-18656627
http://israilblogu.com/2015/08/13/irakta-son-kalan-yahudi-mirasi/
http://www.dunya-kucuk.blogspot.sg/2015/08/ortadogu-miami-tel-aviv-ocak-2015.html
https://leventerturk1961.wordpress.com/2015/08/19/hessy-levinsons-taftin-oykusu/
http://ankarali-21.blogspot.co.il/2015/08/yok-boyle-bir-operasyon.html
Takılan Tweet’ler
ateş ilyas başsoy @SONSAYI 18 Ağu
Kudüs'te ney'le ilahi üfleyen Hacı İsmail Dede'yi bugüne kadar bir Yahudi engellemiş midir? Niye bu kadar geri kafalı, hatta kaz kafalıyız?
El haham por ande kere bokta la ojika--> haham, sayfayı istediği yöne doğru çevirir
Lagrima Haciyev @lagrimacante 23 Ağu
Ladino diye bir dil yoktur. İspanyollar sinagoga giderkene çıkardıkları kart kurt sesinden olmadır.
nevsin mengu @nevsinmengu 20 Ağu
"Türkiye ilişkilerin normalleşmesi kapsamında, sınırları dahilinde İsrail karşıtı eylemlere izin vermeyecek" http://english.pnn.ps/2015/08/17/turkey-to-halt-any-anti-israel-activity-by-hamas-members-within-borders/ …
antisemit/antisiyonist akıl maalesef birçok haliyle "nefret suçu" kapsamında bile görülmüyor birçok ülkede
Ulugeyik @lonely_deer_ 23 Ağu
Ladino bir fiil kantar: şarkı söylemek. 1. şahıs çekimi kanto - şarkı söylerim :) kanto tanıdık di mi?