500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, uzun yıllardır ziyaretçilerini ağırladığı tarihi Zülfaris Sinagogu’ndaki mekânına bu ay sonunda veda ediyor. Müze, artık Neve Şalom çatısı altında konuklarını ağırlayacak… Taşınma sürecini ve yeni mekanda bizleri ne gibi yeniliklerin beklediğini 500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Müdürü Nisya İşman Allovi’den dinledik.
500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi yakında Neve Şalom’da kapılarını açıyor…
Evet, 22 Eylül günü Zülfaris’te son ziyaretçilerimizi ağırlayacağız. Bu tarihten sonra müze en yakın zamanda Neve Şalom’da yeniden ziyaretçileriyle buluşacak.
Taşınma kararından sonraki süreç nasıl işledi?
Taşınma kararını takiben, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından kontroller yapılarak onaylandıktan sonra süreç hızlı bir şekilde başladı. İlk olarak üyesi olduğumuz Avrupa Yahudi Müzeleri Birliği’nden (AEJM) destek istedik. Amsterdam Yahudi Müzesinin küratörlerinden Mirjam Knotter bir çalışma yöntemi belirlememizde ve bu projenin yürütülmesi için gerekli bir ekibin kurulmasında çok etkili oldu. Profesyonel bir müzeci gözüyle ve onun katkılarıyla mekân düzenlemesi yaptık.
Mimar Rivka Geron Schild, Grafik tasarımci Virna Estroti Zavaro ve Selin Estroti İpeker, Sehir Plancısı Şeyla Arditti ile Türk-Osmanlı Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi’nden Emel Benbasat'tan oluşan bir proje ekibi olusturuldu. Böylece süreç daha etkin, sistematik ve hızlı bir şekilde işlemeye başladı.
Mekân değişikliği sürecinde neler yapıldı?
Bu sadece mekânsal bir değişiklik değil, aynı zamanda bir yeniden yapılanma. Yeni müze alanına, obje ve belgelerimiz dışında bir şey taşımıyoruz. Süreç sıfırdan başladı; metin yazıları, grafik tasarımı, vitrin üniteleri yeni yere göre hazırlanıyor. Tarihsel sürecin daha zengin bir şekilde anlatıldığı, dokunmatik bilgisayar teknolojisinin devreye girdiği, geleneklerle ilgili yeni bölümlerin eklendiği ve en önemlisi çocukların müzeyi gezme sürecine aktif olarak katıldığı bir mekândan bahsediyoruz.
Yeni müze mekânı üç farklı bölümden oluşuyor: İlk bölümde, Anadolu topraklarındaki ilk Yahudi yerleşiminden başlayarak, günümüze dek uzanan geniş bir tarih tüm yaşanmışlıklarıyla ve güncellemeler yapılacak şekilde hazırlandı. İkinci bölüm geleneklerimizi, yerleşim alanlarını ve sinagogları içeriyor. Son kısımda ise yapılan yeniliklerle değerli objelerin gün yüzüne çıktığı etnografya bölümü yer almakta.
Neve Şalom ve müze arasında bir birleşme sürecinden bahsedebiliriz?
Bu birleşmeyle aynı hedef kitlesine kültür hizmeti vermeyi amaçlayan iki kurum bir araya geliyor. Bu durumda ziyaretçi sayımız otomatik olarak artacak. Yapılacak bir yenilikle, gelen ziyaretçi Neve Şalom Sinagogundaki duaya karışmadan ayrı bir bölümden törene şahitlik edebilecek, Sefarad tınılarını bu bölümden duyacak. Ayrıca Neve Şalom’da yapılan tören ve duaya gelen yahidlerimizi müzede ağırlama fırsatımız olacak. İki tarafın yönetimi de çok ılımlı ve yapıcı, karşılaştığımız sorunlara birlikte çözümler üretiyoruz.
Bu süreçte size destek olan sponsorlar oldu mu?
Yurtdışından bazı fonlara başvuruldu. Ayrıca bireysel ve kurumsal bazda bağışlar toplanmaya devam ediliyor. Bu yenilenme sürecinde elbette müzeyi destekleyecek fonlara fazlasıyla ihtiyacımız var. Destekleyen bağışçıların isimleri müze girişinde hazırlanmış olan panolarda yer alacak.
Hedef kitleniz kimler?
Etkili bir tanıtım ile Türkiye’nin 14 yıldır hizmet veren ilk ve tek Yahudi müzesini ‘Yahudi Mirası Turu’nun merkezi yapmak amacındayız. Yahudilik ile ilgili araştırma yapanlara, kültürü öğrenmek isteyenlere, soruları olanlara cevap olabilmek, gençlerimize kim olduklarını, geçmişlerini anlatabilmek hedeflerimizden bazıları. Ayrıca devlet okullarının müzemize daha sık gelmeleri için çalışmalar yapacağız.
Yeni müze açıldıktan sonra çocuklarla atölye çalışmaları yapacağız. Geçici sergilerimiz olacak, Neve Şalom’da konserler devam edecek yani binamız herkese açık bir kültür merkezine dönüşecek.
Hedefinizin daha çok insana ulaşmak olduğunu anlıyorum; bunun için ne yapmayı planlıyorsunuz?
Şalom Gazetesi ve bültenlerimiz aracılığıyla duyurular yapmayı ve mümkün olduğunca insanlara ulaşmayı planlıyoruz. Bu noktada sizlerin de desteğinize ihtiyacımız olacağını belirtmeliyim.
Bugüne kadarki ziyaretçi profilinden bahsedebilir misiniz?
Tabi, ilk olarak senede on bin ziyaretçiden 14 senede 140 binin üzerinde kişi müzemizi ziyaret etti. Gelenler yurtiçi ve dışından olmak üzere çeşitlilik gösterdi. Kültür turları, okullar ve yurtdışından gelen ziyaretçiler genel ziyaretçi profilimizi oluşturuyor.
Türkiye’deki çok kültürlülük ve Osmanlı geçmişi yurtdışından gelen ziyaretçileri cezbediyor. Müzede yer alan birçok obje bu etkileşim kültürünün en güzel örneklerini yansıtıyor. Yurtdışı sunumlara gittiğimde müzeciler koleksiyonumuzdaki objelerden çok etkileniyorlar.
Müzenin yeniden açılışından sonra gündeminizde ne gibi projeler olacak?
Müzeyi yeni mekânında açtıktan sonra bizi yeni sınavlar bekliyor. Arşivin dijital hale getirilmesi, etkinliklerin ve tanıtımın arttırılması, yeni sergiler hazırlamak, arşivi ve teşhiri geliştirme amaçlı obje ve fotoğraf toplamak, araştırma merkezi kurmak ve daha birçok proje…
Obje ve fotoğraflardan söz ettin; bu konusunda nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?
İnsanlardan istediğimiz en önemli şey, evlerinde yer alan kültürümüze dair belge ve objelerin, fotoğrafların farkına varıp, müzede sergilenebilecek veya arşive alınabilecek ise bize geçici teşhir için vermeleri veya isimlerini müzede yaşatacak şekilde bağışlamalarıdır. Unutmamak gerekir ki bu müze hepimizin, geliştirmek ve yaşatmak herkesin desteğiyle ve gelen ziyaretçiler sayesinde olacaktır.
En yakın zamanda yeni mekânda görüşmek üzere…