Barış mitinginde bomba: 95 ölü, 48´i ağır 246 yaralı

Ankara’da tren garı kavşağında patlayan iki bomba sonucu 95 kişi öldü. 48 kişi ağır olmak üzere 246 kişi yaralı.

Toplum
10 Ekim 2015 Cumartesi

 Saldırıdan sonra basında çıkan haberlerde yorumcular saldırıyı Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı olarak niteledi. 

Başbakan Davutoğlu basına bir açıklama yaparak 3 günlük yas ilan edildiğini belirtti.

Başbakan, hangi etnik kökenden gelirse gelsin böyle bir saldırı karşısında tüm Türk halkının bir olmasını, teröre karşı ortak bir tutum alması çağrısında bulundu. 

İkiz patlamalar Ankara’da “Emek, barış, demokrasi” mitinginin toplanma yeri olan tren garı önünde saat 10.00 sıralarında  HDP, EMEP ve SDGF pankartlarının yoğun olduğu bölgede  meydana geldi.

Barış mitingine , DİSK, KESK,TMMOB ve Türk Tabipler Birliği'nin de olduğu çok sayıda sendika ve meslek örgütü katılmayı planlıyordu.   Mitinge sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra, HDP ve çok sayıda kuruluşun katılımı da  bekleniyordu.

 

Başbakan Ahmet Davutoğluun açıklaması

Davutoğlu şu şekilde konuştu:

“Bu saldırı ülkemizin huzuruna, istikrarına doğrudan bir saldırıdır. Bu saldırı halkımızın her kesiminedir. Eminim bugün ülkemizin her yanında bütün vatandaşlarımız bu saldırıyı kendilerine, ailelerine, evlatlarına yapılmış bir saldırı olarak görmüşlerdir.

Şundan emin olunuz ki bu saldırı kim tarafından yapılmışsa, hangi örgüt bunları desteklemişse, arkalarında hangi gizli odaklar desteği sağlamışsa, hepsi ortaya çıkarılacak ve hak ettikleri şekilde cezalandırılıp, hukuka teslim edilecektir.

Siyasi liderlere bir kez daha çağrı yapmak istiyorum; terörü, yapana göre değerlendirmeyelim, mağduruna göre de değerlendirmeyelim. Terör mağdurlarının hepsi mağdurdur ve onların hepsinin hukukunu korumak hepimizin vazifesidir. Terörü yapan da kim olursa olsun suçludur, katliam yapan insanlık düşmanlarıdır. Onlara karşı da omuz omuza duralım.

Teröre karşı ortak bir tavırda buluşalım, ortak bir çağrıda buluşalım. Bu çerçevede Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli ile tekrar görüşmeyi planlıyorum.

Böylesi zor şartlarda o ağır sorumluluğu üstlenmiş, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bütün siyasi partilere, tam da bugün demokrasimizi korumanın, ülkemizi, halkımızı korumanın hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu çerçevede de bütün siyasi liderlerin söylemlerine, üsluplarına dikkat etmeleri, tahriklerden uzak durmaları, toplumda katlanarak artacak nefret, intikam söylemine  kesinlikle kapılmamaları yönünde çağrıda bulunmayı gereklilik olarak görüyorum.

Bugünlerde siyasi polemik yapmak istemem ama eğer Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP, bu hükümete katılmış olsalardı, teröre karşı dayanışma konusunda en büyük desteği vermiş olurlardı, bu yükü omuz omuza kaldırırdık, bu ülkeyi seçime hep birlikte götürürdük.

CHPden açıklama

Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında saat 16:00’da toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu Ankara saldırısı ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde, Ankara’nın göbeğinde, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne sadece beş yüz metre mesafede patlayan hain bombalarla 86 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Tarihe “Kanlı Cumartesi” olarak geçecek bu saldırının hedefinde, bu ülkede huzur isteyen, demokrasi isteyen, adalet isteyen milyonlar var.

Bu saldırının hedefinde bu ülkede huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamak isteyen, kendi ülkesinde güven içinde hayatını sürdürmek isteyen vatandaşlarımız var.

Bu saldırının hedefinde Türkiye’nin birliği, kardeşliği ve huzuru var.

Kandan, kaostan, şiddetten ve ölümden beslenenler ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler. Kendi ikbali için kan dökmekten çekinmeyen eli kanlı şebekeler yerle bir olacaklar.

Huzur, birlik ve demokrasi isteyenler, bu ülkede birlikte barış içerisinde yaşamak isteyenler mutlaka kazanacaktır.

Canımız yansa da, çok öfkeli de olsak, sağduyumuzu korumalıyız.

Bu ülkede “Önce Türkiye” diyenler, ellerinde pankartlar ve dudaklarında en güzel şarkılarla demokrasi ve barış içerisinde yaşamak isteyen altın gibi gençler, dürüst ve namuslu insanlar varken demokrasi ve barış dolu günler mutlaka doğacaktır.

İçinden geçmekte olduğumuz bu karanlığın faillerinin bir an önce bulunarak adalet önüne çıkartılmasını istiyoruz. Güvenlik ve istihbarat kurumlarının hangi gerekçeyle böyle büyük bir zaaf içerisinde olduğunun araştırılmasını talep ediyoruz. Bu olayda ihmali olan tüm siyasi sorumluların gecikmiş de olsa istifa etmelerini bekliyoruz.

Türkiye bu tabloyu hak etmiyor. Türkiye her güne kanla, katliamla, şiddetle, terörle uyanan bir ülke olmaya layık değil. Teröre ve şiddete karşı atılacak her adıma; koşulsuz, amasız destek vermeye hazırız. Bu güzel ülkede bir daha asla böyle olayların yaşanmaması için herkes sorumluluk bilinci ile hareket etmeli ve gereken adımları tereddütsüz atmalıdır.

Bu memleketin bütün evlatlarına, bütün vatandaşlarıma açık çağrıda bulunuyoruz: “Türkiye bu acıları yaşamaya her gün çocuklarının ölümüne uyanmaya ve felaketlerin esiri olmaya mahkum bırakılamaz.”

Biz bu ülkenin makul insanlarının sesi olmaya, bu itiraza öncülük etmeye, bu ülkede güven ve huzur ortamını yeniden inşa etmek için sorumluluk almaya hazırız.

Miting ve siyasi propaganda faaliyetlerimizi önümüzdeki 3 gün için durdurma kararı almış bulunuyoruz.

Bu acı saldırı nedeniyle hükümeti ulusal yas ilan etmeye davet ediyor, bu hain saldırıda hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, sevenlerine ve ailelerine sabır, milletimize baş sağlığı, yaralılarımıza sağlık diliyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Ak Partiden Şahin: Güvenlik güçlerimiz üzerlerine düşen görevi yapmış mıdır?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’de , Ankara'da meydana gelen patlamalarla ilgili şöyle konuştu: "Ankara'da bir yürüyüş yapılırken çevrede de çok ciddi aramaların yapılması, bu tür eylemlerin meydana gelmemesiyle ilgili tedbirlerin alınması icabet ederdi. Bu tedbirler alınmış mı alınmamış mı? Olayın bir de bu yönünün araştırılması gerekir. Bir, bu eylemi kimler hangi amaçla yapmıştır, iki bu eylemin meydana gelmemesiyle ilgili güvenlik güçlerimiz üzerlerine düşen görevi yapmış mıdır? İki hususun çok ciddi araştırılması gerekir"   

Şahin şöyle devam etti: "Terör örgütleri, ülkede kaos ve kargaşa çıkartıyor. Kamu düzenini bozmaya çalışarak vatandaşların geleceğe güvenle bakmasına engel olmaya çalışıyorlar. Seçimlerden önce bazı terör örgütleri, belki de vatandaşların siyasi kanaatlerine etki yapmak amacıyla bu tür eylemleri çokça düzenliyorlar. Bunun için güvenlik güçlerimiz, istihbaratımız elinden geldiği kadar, tabi ki dikkatli olmaya çalışıyor. Bazen gözden kaçan, dikkatten kaçan bir terör eylemi de oluyor. Bütün bunlar bizim devlet olarak, güvenlik güçlerimizin daha dikkatli olmaları sonucunu doğurur. Bu tür eylemler olmadan önce istihbarını yaparak önlemek, emniyetimizin, güvenlik güçlerimizin en başta gelen görevidir. Ankara'da meydana gelen eylem de değerlendirilecek. Bir yürüyüş yapılırken çevrede de çok ciddi aramaların yapılması, bu tür eylemlerin meydana gelmemesiyle ilgili tedbirlerin alınması icabet ederdi.”