Sanatçı Beverley-Jane Stewart çocukluğunda gittiği sinagogdan başlayarak, Yahudilerin yaşadığı yerlerdeki birçoğu artık terk edilmiş sinagogları resmederken İngiltere Yahudilerinin tarihini de görsel olarak belgeliyor.
Günümüzden 30 yıl kadar önce Londra’nın güneyindeki Brixton’da yaşayan Yahudiler giderek kendileri için güvenli olmadığı inancıyla bu bölgeden yavaş yavaş göç ettiler. Sanatçı Beverley-Jane Stewart çocukluğunda gittiği Brixton Sinagogu’nun cemaat kalmadığından kapanacağını öğrenince anısını ölümsüzleştirmek için sinagogun ayrıntılı bir tablosunu yaptı.
Beverley-Jane Stewart 1986 yılında başladığı bu işi görev bildi, o günden beri İngiltere Yahudi tarihini sanatıyla belgeleyen bir sanatçı oldu. Royal Society of Arts’da öğretim üyesi olan Stewart’ın, Londra’nın St John’s Wood semtindeki geniş atölyesinin duvarlarını kaplayan tablolar İngiltere Yahudiliğinin yerleşimlerinin tarihsel sürecinin öyküsünü de yansıtmakta. Bu sanat eserlerinin görsellerinin bir kısmı Stewart’ın önümüzdeki yıl yayınlanacak ‘British Jews - The Story in Art,’ adlı kitabında da yer alacak.
Kendini ‘görsel yazar’ olarak tanımlayan Beverley-Jane Stewart artık kullanılmayan sinagogları ölümsüzleştirdiği gibi, cemaat tarafından kullanılan sinagogları düğün ve bar-mitzvah gibi etkinliklerinin görselleri ile canlandırmakta.
Stewart, kutsal yapıları bulundukları semtte yaşayan cemaatin tarihini gözardı etmeksizin ölümsüzleştirmeye çalışıyor. Örneğin günümüzde Çağdaş Dans Enstitüsü olarak işlev yapan Leeds kentindeki bir zamanların Chapeltown Sinagogu iki bölümlü bir tabloda, tallitleri ile dua etmekte olan Yahudileri ve enstitüde dans edenleri yansıtırken, Yahudiler tarafından aile ticareti olarak Leeds’de kurulmuş Burton ile Marks&Spencer dikimevlerine de yer verilmekte.
Orta Çağ’da Yahudilere ev sahipliği yapan Lincoln’u görüntüleyen tabloda kilise ile monarşi arasında ezilen kan iftiraları ile suçlanan 13. yüzyıl Yahudilerinin tarihi yansıyor. Plymouth tablosunda ise 1762’de inşa edilmiş Aşkenaz sinagogu yer alırken bu kentin sahiline yanaşmış gemilerde denizcilerle ticaret ilişkileri içindeki Yahudiler de resmedilmiş.
Beverley-Jane Stewart’ın son eseri Victoria döneminde Yahudi dünyasının en tanınmış yardımsever kişisi Sir Moses Montefiore’yi konu alıyor. Eserin merkezinde Montefiore’ye ait olan ve eşi Judith ile birlikte dualarını yaptığı Ramsgate Sinagogu yer almakta.
Sir Moses Montefiore 1885’te 101 yaşında ölmesinden çok önce, çocukken yakalandığı hastalık sonrasında nekahat dönemi için Ramsgate’e gelen ve gelecekte kraliçe olacak Victoria ile dostluk kurmuştu. Montefiore, genç prensese gezinmesi için muhteşem evinin bahçesini açmış, bu cömertliği unutmayan Victoria ona asalet ünvanı vermişti. Tüm bu tarih, Montefiore’nin Kudüs seyahatleri ve orada yaptığı yatırımlar Ramsgate eserinde yansıtılıyor.