İki bölüm halinde vereceğimiz eski Yahudi yerleşim bölgelerinden biri olan Hasköy’ün fetih öncesinden günümüze uzanan zengin tarihini, sinagoglarını ve mezarlığını tarihi belgelere dayanarak anlatıyoruz.
Hasköy (eski adı Picridion) en eski Musevi yerleşim yörelerinden biridir. İkinci Haçlı Seferi Komutanı İmparator Konrad III, İstanbul’dan geçmeye karar verince sarayını terk eden Bizans İmparatoru Manuel Kommen, daha emin yer olarak addettiği Hasköy’de Musevi mahallesine yerleşti.1
19 Zilkade 992 (12 Kasım 1585) tarihli bir fermanda Kasımpaşa’da Fethi Hakani’den önce mevcut bir Musevi mezarlığına işaret edilmekte.
Evliya Çelebi de, Fatih Sultan Mehmet’in Safed Musevilerini Hasköy’e yerleştirdiğini belirtir ve yörede ikamet edenlerin hayatı ve gelenekleri ile ilgili ayrıntılı bilgi verir.2
“Bu kasabayı gören Rumeli’de Selanik’e Arabistan’da Safed şehrine benzedir ki Yahudi ile malamaldır. Yedi kenisaları, on iki sinagog hahamları vardır…”
“…Bütün Yahudi taifesinin kabirleri, bu Hasköy daggezinde beyaz çakıl taşı gibi görünürler. Ölünün başı yere gömülmek ihtimali yoktur. Üsküdar ve Galata’dan dahi ölülerini buraya getirirler.”
Hasköy’ün başlıca mahalleleri Abaşo La Kaye (Alt Sokak), Maalem veya Keçici Piri, Arabacılar, Şeyh Salih (Halk dilinde Çiksali diye anılırdı), Kordova, Yeni Mahalle, Parmakkapı, Kalaycıbahçe, Sarayiko ve Piri Paşa idi.
1715 ve 1756 İstanbul yangınları sonucu, birçok aile Hasköy’e göç ederken, 1804’de bu kez Hasköy bir yangın felaketi geçirmiş, 11 sinagog ile 500 ev tamamen yanmış, 150 kadarı da hasar görmüştü.
Hasköy, 1894 (Şeyh Salih), 1900 (Piri Paşa), 1905 (Maalem), 1908 (Arabacılar), 1909 (Aynalı Kavak), 1918 (Kordova) ve 1923 (Aynalı Kavak) yıllarında yangın felaketlerine uğramış ve her seferinde yüzlerce ev ve dükkân ve çok kez sinagoglar yanarak kül olmuştu.
1835’te Hasköy, Hahambaşılık Meclisindeki 60 delegenin 29’unu karşılamakta iken, 1935’te bu sayı 7’ye düştü.3
Hasköy’deki sinagoglar
1912 yılı ‘Annuaire Orientale’ yıllığında mevcut sinagoglar ve sorumlu hahamları şöyleydi: Kordova (N.Mazaltov), Şeritçisi (Merkado Mazaltov), Esgher (Nesim Eskenazi), Kalaycı Bahçe (Nesim Alevli), Maalem (Abraham Mazaltov), Mizrahi (Jak Bueno), Parmakkapı (A.Acıman), Sarayiko (Behor Naksi), Sinyora (N.Mandil), Yeni Mahalle (N.Katarivas)ve Çiksali (Mimsisi). Ayrıca Amon ailesinin de evi ibadethane olarak kullanılmaktaydı.
Elimizde mevcut 1899 yılı Hasköy sinagogları listesi yukarıdaki liste ile karşılaştırıldığında, Almanes ve Arabacılar Sinagoglarının 1912’de zikredilmediği, buna mukabil Mizrahi Sinagogu’nun eklendiği görülür.
Hasköy’ün belli başlı iki sinagogu, Kordova ve Mayor sinagogları idi. İspanya’da Endülüs’teki Kordova kentinden Osmanlı İmparatorluğuna göç eden Sefarad Musevilerince kurulan Kordova Sinagogunda kâğıt oyunlarını yasaklayan bir karar alınmıştı.4
Mayor Sinagogu’nun ise Mayorka Adalarından göç eden Musevilerce kurulduğu iddia edilir. Rahmetli Hahambaşı Rafael Saban, devlet arşivlerinde rastladığı bir belgede Fatih Sultan Mehmet’in Fetih’ten önce mevcut olan bu sinagogun tamiri için Abraham adlı bezirgâna (tüccara) izin verildiğinin ifade edildiğini naklederdi.5 Mayor Sinagogu’nun midraşı, 1923 yangınında yok oldu.6
Yeni Mahalle Sinagogu yüksek bir yere inşa edilmiş dört köşe zemini mermer, avizeleri heybetli büyük bir ahşap bina idi. İkinci Dünya Savaşı sırasında askerlerin yattığı sinagogun duvarına daha sonra aşağıdaki ibareye rastlanmıştı. “Bunu yazan Mustafa Alahalil. Burası Yahudi Kilisesidir. 20.10.1945”.7
Yeni Mahalle Sinagogu’nun cemaat azlığı sebebi ile kapatılması için Temmuz 1949’da Bet Din’e (Dini Mahkeme) müracaat edilmişse de, bir zamanların bu görkemli sinagogu faaliyetine 1964’lere kadar devam etti. O günler minyan teşkil edecek on kişi bulabilmek büyük şans eseri idi.
Cecil Roth’a göre Sinyora Sinagogu önce Balat’ta idi ve ancak 1660 büyük yangınını takiben, Hasköy’e göç edenler tarafından bu yörede tekrar inşa edilmişti.8
Hahambaşılık arşivinde rastlanan bir rapordan Sinyora Sinagogu binasının daha sonra kiralanarak bir süre çorap fabrikası olarak kullanıldığı, savaş yıllarında ise nişasta fabrikasına dönüştüğü anlaşılıyor.9
Zaman zaman rastlanan mesleki lonca sinagoglarından biri olan Kasabim Sinagogu ise, 1841’de kapandı.
Deniz kıyısına yakın bir yerde inşa edilmiş bulunan ve bir rivayete göre gizli bir tünelle Hasköy’ün iç mahallelerine bağlandığı iddia edilen Esgher Sinagogu ise, Hahambaşılık arşivlerindeki 28 Temmuz 1948 tarihli bir rapordan anlaşıldığına göre, 1940’lı yıllarda (muhtemelen Hasköy yöneticilerinden)10, O. ismindeki bir kişi tarafından zift deposu olarak kullanılmak üzere Suphi ismindeki bir şahsa devredilmiş, daha sonra da başkasına devredilerek dökümhane olarak kullanılmıştı. Haliç sahil düzenlenmesi sırasında etrafındaki binalar yıkıldı, ancak sinagog kalıntısı dört duvar son anda tarihi eser addedilerek, tek başına korumaya alındı. Ne var ki buna rağmen bir süre sonra kalan duvarlar da yıkıldı ve bugün Esgher Sinagogundan hiçbir iz kalmadı.
A. Sonsino imzalı söz konusu raporda Kula Sinagogunun da o tarihlerde (1948) Y.K11 tarafından hurda demir ve teneke deposu olarak kullanıldığının tespit edildiği ifade edilir.
1804 Hasköy yangınında harap olan 11 sinagogdan aralarında Parmakkapı ve Keçeci Piri Sinagoglarının da bulunduğu beş adedinin tamirine Hahambaşılığın müracaatı üzerine Recep 1219 (6 Ekim 1804) tarihli fermanla müsaade edildi. Rebi Ül Evvel 1250 (11 Kasım 1832) tarihli fermanla da zamanın tahribatına maruz kalan Kiremitçi Ahmet Çelebi sokağındaki Parmakkapı Sinagogunun tamirine müsaade edildi.12
Almani veya Alamanes diye anılan sinagogun Turşucu veya nam-ı diğer Piri Paşa mahallesinde bulunduğunu, tamirine izin veren Cemazi-Ül evvel 1254 (3 Aralık 1839) tarihli fermandan öğreniyoruz. ‘Annuaire Orientale’ın 1899 listesinde görülen bu sinagog, 1912 tarihli listede artık yer almamaktaydı.
Arabacılardaki Naftali Sinagogu ise, Mart 1908’de Avram Leon ismindeki bakkalın dikkatsizliği ile sebep olduğu ve 300 kadar evin yanarak 5000 kişinin barınaksız kaldığı Hasköy yangınında yok oldu.13
Şevval 1261 (31 Ekim 1845) tarihli fermandan da Hasköy’de ‘Besalel’ isminde bir sinagogun mevcudiyeti anlaşılmakta.
Şeyh Salih Sinagogunun ise tetkik edilen muhtelif belgelerin tarihlerinin karşılaştırılması sonucu 15 Aralık 1944’ten önce kapatıldığı anlaşılıyor.
Ekim 1950’de Hasköy’de artık Musevi aristokrasisinin ahşap konakları kalmamış; yörenin Musevi yaşamı, derin bir sessizliğe gömülmüştü. Hâlâ mevcut sinagoglar, minyan (10 yetişkin erkeğin mevcudiyeti) yokluğu ve maddi imkânsızlıklar dolayısıyla teker teker kapanırken, 1960’lardan sonra yörede kalan tek sinagog Maalem Sinagogu oldu. Tabiatı ile İhtiyarlar Yurdu içindeki özel ibadethane de eklenmeli. Ancak kısa bir süre önce bu kurum da kapatıldı.
Günümüzde Hasköy iskelesinin karşısındaki Aziz Sokak’ta yer alan Karay Yahudilerinin geleneklerine göre yer seviyesinden aşağı bir zemine inşa edilmiş Kal Ha Kadoş Be Muşta Bene Mikra veya diğer adıyla Karaim Sinagogu da tarihi mirasını koruyor. Öte yandan kapatılan İhtiyarlar Yurdu, 1874 yılında da Evrensel Yahudi Birliği anlamına gelen Alliance Israelite Universelle (Alyans) tarafından yaptırılmış ve uzun yıllar Yahudi okulu olarak hizmet verdikten sonra 1961’e kadar Hasköy Musevi İlköğretim Okulu ve yanındaki Musevi Ruhban Lisesi (Seminario) olarak hizmet verdi.
Hasköy Mezarlığı
Hasköy sırtlarında Tutacı Sokak ile Yıldırım Sokak arasında kalan alanda Avrupa’nın en eski mezarlıklarından biri bulunuyor. 1582’de Kasımpaşa’da bulunan mezarlığın zarar görmesinin ardından Sultan Bayezid’in 3 Kasım 1582 tarihli yazılı izninden sonra mezarlar Hasköy bölgesine defnedildi. Tarih içinde kapasitesi giderek büyütülen Hasköy Yahudi Mezarlığı 182, 5 dönümdür. Kırılmış ve bir hayli zarar görmüş mezar taşları ve lahitler, Yahudi Cemaati tarafından koruma altına alındıktan sonra, Tel Aviv ve Pennsylvania Üniversiteleri’nin araştırma sahası olmuş, mezar taşları hakkında yapılan tipoloji çalışma sonunda Bizans Yahudileri haricinde Makedonya, Cezayir, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan başta olmak üzere, onlarca ülkeden göç ettiği belirtilen Yahudilere ait mezar taşları ve lahitler bulunmuştu.
Taşların yatay, dikey ve prizma gibi farklı şekillerde konumlandırılmış olması, ölenlerin farklı bölge, gelenek ve inanç gruplarından geldiğinin bir kanıtı olarak sayılmakta. Aynı bölgede küçük bir Karay Mezarlığı da gözden kaçmamakta.14 Karay topluluğunun büyük çoğunluğu ‘Yahudi Türkler’ olarak bilinen Hazar Türklerinden oluşmakta. 17.yüzyılın ilk yarısında Osmanlı döneminde Yeni Camii’nin inşası sırasında Eminönü’n de yaşayan Yahudilerin Hasköy’de iskân edilmesi ile bir cemaat oluşturmuşlar. Günümüzde mevcutları 50’nin altındadır. (Mina Rosen 1987-1990 yılları arasında Hasköy Mezarlığı ile ilgili ince bir çalışma yaptı.15
Moiz Tastasa’dan alınan bir dokümana istinaden...
1 Galante, ‘İstanbul I’ S.52
2 Seyahatname, C1, S.114
3 Galante ‘İstanbul II’ S.152-153
4 Galante ‘Synagogues’ S.8
5 Galante ‘Synagogues’ S.8
6 Galante ‘İstanbul, II’ S.142, El Tiempo31/8/1923
7 Leon Sabah ‘Yeni Mahalle Sinagogu’ Şalom, 23/3/1964
8 Cecil Roth, ‘Dona Gracia of the House of Nasi’(Philadelphia 1977)
9 Hahambaşılık Raporu
10 Adının açıklanmasını istemeyen yaşlı bir kişi
11 Y.K. aynen
12 Y.K aynen
13 Galante ‘İstanbul II’ S.141
14 ‘Hüzünlü bir İstanbul Semti: Hasköy’, Sami Mert Eğilmezler.
29/9/2013, Ağa Takılanlar, İzak Baron, Şalom 9/10/2013
15 ‘Osmanlı ve Türk Yahudileri’, Yusuf Besalel 2013 S.304