Koç Üniversitesinin frizbi takımı Ramses Ultimate Frisbee Team’in kurucuları, Şalom Spor eski yazarı Sami Morhayim ve Ramses’in takım kaptanı Berti Şalom ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Frizbiyi sadece plajda oynayan bir toplumuz. Aslında bir spor disiplini olduğunu öğrenmek açıkçası beni çok şaşırttı. Frizbinin bu keyifli dünyasına yapacağımız kısa yolculuğa sizi de davet ediyoruz. İleride Olimpiyatlar’da yeni bir spor disiplini olarak görürsek hiç şaşırmayın.
Frizbiyi piknikte, plajda oynanan bir oyun olarak biliriz. Açıkçası üzerinde düşünülen, takım olarak oynanan bir oyun olduğunu sizi tanıyana kadar bilmiyorduk. Frizbinin bir takım sporu olarak nasıl oynandığını anlatır mısınız? Kuralları nedir? Kaç kişiyle oynanır?
Berti: Bundan yaklaşık bir sene öncesine kadar ben de aynı fikirdeydim. Bu, frizbi camiası dışında olan herkes için genel bir kanı. Frizbi oyun olarak Amerikan futboluna çok benzer, en büyük farkı temas olmamasıdır. Kısaca, 7 vs 7 oynanan bir spordur; beş erkek, iki kadın olmak üzere. Bu sporun en farklı tarafı ise hakem olmamasıdır. Sahadaki her sporcu kurallara hakim olmalıdır ve aynı zamanda herkes kendinden sorumludur. Biraz oyunu anlatacak olursam, sahada iki endzone (sayı bölgesi) bulunur. Oyunun amacı, yani sayı yapılması için bir takımın, karşı takımın sayı bölgesinde frizbiyi tutması gerekir Oyun oynanırken frizbiye sahip olan oyuncu adım atamaz, sadece basketboldan da bildiğimiz pivot ayağını kullanabilir. Bir oyuncu frizbiyi tutarken, savunması frizbiye hamle yapamaz. Bu yüzden karşı takım frizbiyi kapmak için havada uçan frizbiye temas edip frizbinin yere düşmesini sağlamalı veya frizbiye sahip takım hatalı bir pas atıp disk yere düşmelidir.
Peki, bunun tarihçesi, geçmişi nedir?
Sami: Bu süreçte yer almasam da, insanların anlattığı kadarıyla 2007 yılında bir arkadaş grubunun özverisiyle başlıyor. O zamanlar bir-iki takım Avrupa’da turnuvalara katılıyor, ancak bugünkü halini almaya başlaması 2011 yılı diyebiliriz, ki bu tarihte altı takımlı turnuvalar dönemi başlıyor. Bugün ise, turnuvalarda ve İstanbul liginde bu sayı 11-12’ye kadar çıkabiliyor.
Dünyada frizbi oyununun kurallarını belirleyen FIFA benzeri bir organizasyon var mı?
Sami: WFCD adlı bir uluslararası organizasyon var. Bu organizasyon, herkes için geçerli evrensel frizbi kurallarını belirliyor ve bu sayede, tüm dünyada aynı kurallarla bu spor yapılıyor. Turnuvalardan turnuvaya ufak çaplı kural değişiklikleri olsa da, bunlar çok ufak detaylar olarak kalıyor. Her yıl, düzenli bir şekilde bu kural listesi düzenlenip geliştirilebiliyor elbette.
Türkiye’de frizbinin durumu nedir?
Berti: Türkiye’de frizbi çok yeni, gelişen ve gitgide büyüyen bir spor. Bu büyümede üniversite takımlarının katkısı en büyük diyebiliriz. Genellikle üniversite içinde başlayan oyuncular mezun olana kadar üniversite takımlarında devam edip daha sonra kulüp takımlarında oynamayı tercih ediyorlar. Bu sayede oyuncu sayısı hızla artıp yeni kulüp takımları kuruluyor. Her sene ortalama bir - iki takım kuruluyor. Bu arada Türkiye’deki takımlar aynı zamanda yurtdışı turnuvalarına katılıp kendilerini geliştirerek, orada kazandığı tecrübeleri de buraya getirerek spora büyük bir katkı sağlıyor.
Bize takımınızı ve takımdaki pozisyonunuzu anlatır mısınız? Bildiğim kadarıyla takım kaptanısınız… Bu oyuna ne zaman başladınız?
Berti: Bu sporu iki senedir yapıyorum. İlk sene herhangi bir takımda oynamıyordum ama başka takımda oynayan bir arkadaşım sayesinde oyunu öğrenmeye başladım. Bir sene boyuncu kendimi geliştirdikten sonra Koç Üniversitesinde Sami ve Erkan’la frizbi takımı kurmaya karar verdik ve ismini ‘ram /koç başı’dan alan Ramses koyduk. Takımımızın logosu da firavun sakalı olan bir koç kafası. Beraber kurduğum diğer iki arkadaşımla, geçen sene takımı yönetiyordum. Yurtdışına gidip buradaki eğitimime bir süre ara vereceğim için bu sene takımda resmi olarak görevim olmasa da, hepimiz bir nevi takım içinde söz sahibiyiz. Ramses diğer takımlara göre çok yeni fakat çok hızlı gelişen bir takım. Çok kısa sürede güzel sonuçlar elde ettik ve daha da iyi işler yapmak için çok çalışıyoruz. Haftada iki antrenman yapıyoruz ve antrenman dışında sürekli frizbi atarak kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.
Sami: Takım kaptanı değilim, ancak takımda birçok sorumluluğum var. Erkan’a, Berti ile her konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hepimiz yakın arkadaş gruplarından geldiğimiz için de, kim kaptan kim değil pek umursamadık açıkçası. Bu göreve daha çok, maç içlerinde tek sesli bir sistem geliştirmek için başvuruyoruz. Bu sene, bizlere iki Özge ve Gizem adında iki arkadaşımız daha yardımcı olacak ki onlar da bu takımın kurulduğu ilk günden beri hep destek oldular.
Oyuna nasıl başladığımıza gelecek olursak; takımın geçmişi, kurulan birçok takımla benzer özelliklere sahip. Üç yıl önce Robert Kolejde bu oyunu öğrenip, bizim okulda disk atan Kutlay ve Arda, arkadaşlarıyla Ultimate’ın biraz bozuk versiyonunu oynuyordu. O ekibe dahil olan Berti vardı. O da onlarla oynamaya başlayınca, beni de çağırmaya başladı. Ardından, ben de Erkan’ın dahil olduğu birkaç arkadaşımı çağırdım. Birkaç ay sonra, okulda disk ata ata, belli bir seviyeye ulaştık ve bize yetmemeye başladı. Berti, Erkan ve benim girişimimle 2014 yılının eylül ayında takımımızın ilk antrenmanını okulun da desteğiyle yapmaya başladık. Bir yıldır da her gün daha da iyiye giderek, kendimizi geliştiriyoruz. İlk günlerde, maçlarda sayı bile yapamazken, bugün bizden daha fazla tecrübesi olan takımlarla bile başa baş mücadele edebiliyoruz.
Takımı deneyiminiz olmadan kurmanıza rağmen, antrenmanlar yaptığınızı söylüyorsunuz. Oyun hakkında hiç bilginiz olmadan nasıl bunları becerebildiniz?
Sami: Dediğim gibi, hiçbir zaman sorumlu olan kişi sayısı, tek olmadı. Hep grup halindeydik. İnternetten ve camiadan, farklı farklı şeyler öğrenerek kolektif bir şekilde hem birbirimizle hem de aramıza katılmak isteyen arkadaşlarımızla beraber antrenman yapmaya başladık. Biri ‘disk nasıl tutulur’u öğrendi, diğeri ‘oyun akışını nasıl düzenli sağlarız’ı; bir başkası ise antrenman saatlerini ve sahayı ayarladı. Bu sayede, başlarda sancılı başlasak da, farklı farklı kaynaklardan edindiğimiz bilgilerle bugünkü halimizi alabildik.
Takım seçmeleri gibi bir durum söz konusu mu? Yoksa isteyen herkesi takıma alıyor musunuz?
Sami: Takım seçmemiz yok, ancak elbette ki bir sistemiz var. Geçtiğimiz sene, takımımızı ilk tanıttığımız antrenmana 50’ye yakın kişi geldi. Ancak, doğal olarak iki hafta içinde bu sayı 20’ye düştü. Maça 20 kişi gitmek, Ultimate için fazla bir sayı. Ancak ilk maçlarımıza hepimiz deneyim kazanalım diye, çok büyük sayılarla gidiyorduk. Takımda hiçbir zaman seçim veya kadro açıklamasına gitmedik. Ancak, bu sene takıma yeni katılmak isteyen kişilerle beraber sayımız daha da arttı. Bundan dolayı bu sene, maçlara potansiyelli oyuncularımız ve oyunu iyi oynayabilen arkadaşlarımızla gitmeyi düşünüyoruz. Ancak, antrenman söz konusu olduğunda antrenmanımız herkese açık. Takımın bir parçası olmak isteyen herkes, düzenli katıldığı sürece aramızda yer alabiliyor. Bu konuda, oyunun felsefesiyle beraber ilerleyen bir yol çiziyoruz. Her sene başında, okulun geneline atılan bir e-posta ile ilgilenenleri çağırıyoruz. Gelen geliyor, kalmak ya da devam etmek isteyen de kendi keyfine göre karar veriyor.
Standart bir frizbi diski var mıdır? İyi bir frizbi diskinin özellikleri nelerdir?
Sami: Standart oyun kuralları olduğu gibi, standart frizbi diski de var. 175 gram ve plastik olması genelde yeterli oluyor. Üstünde aşırıya kaçan baskılar olmadığı sürece de maç diski oluyor. Genelde, maç diskleri beyaz renkte oluyor. Açıkçası, ben de iyi bir frizbi diskinin özelliklerini merak ediyorum, ancak diski elinize aldığınızda zaten anlıyorsunuz. Diskleri Amerika’dan getirtiyoruz. Türkiye’de bir pazar oluşmadığından satılmıyor. Online alışveriş sitelerinden, sipariş ederek oyunculara diskleri ulaştırmaya çalışıyoruz.
Frizbi diski atış tekniği nedir?
Berti: Frizbi atmak için birçok teknik var. Bunlardan en temelleri backhand, forehand ve hammer. Aslında herkesin plajlarda oynarken kullandığı teknik backhand’dir ve ilk öğretilen atıştır. Sonra forehand, ardından hammer gelir. Forehand tenisten de tahmin edeceğimiz gibi backhand’in tersidir. Hammer (çekiç) ise adını frizbinin havaya dik ve çekiç gibi atılmasından alır.
Nasıl bir çalışma dönemi gerekiyor? İyi bir frizbi oyuncusunda fizik, kondisyon, teknik gibi beceriler olmazsa olmaz mıdır?
Sami: Şu bir gerçek ki, Ultimate oynayabilmenin ilk koşulu pozitif ve fair-play olmak. Bunu başaran bir oyuncunun takım bulmaması imkânsız. Bizim liglerdeki seviyeye gelecek olursak, bir oyuncunun spor geçmişi olması çok önemli oluyor. Bu oyuncunun temel spor hareketlerini başarılı yapmasını sağlıyor. Onun dışında, hızlanabilme ve depar, atletik olmak oyuncularda olmazsa olmaz unsurlar. Tabi ki bunların dışında, disk atma tekniği de çok önemli. Ultimate oyuncularının her daim disk atması gerekiyor. Bu da kas mekanizmasının oturmasını sağlıyor. Şöyle düşünün, futbol topunu küçük yaşlarından beri tanıyoruz. Nasıl dokunsak, nasıl vursak nereye gideceğini biliyoruz. Diske elimiz alışık olmadığından, bu açığı her gün disk atarak kapamak gerekiyor. Bu da, artık maç içinde diski doğru atmaktan çok, oyuncunun taktiksel anlamda nereye nasıl atması gerektiğini düşünmesine vakit bırakıyor.
Maçlarınızı nerede ve ne zaman yapıyorsunuz?
Berti: Maçlarımız bu seneye kadar Bostancı İDO’nun yanındaki halı sahada yapılıyordu. Bu sene Osmanbey’deki bir halı sahaya taşındı. Maçlar genelde pazar günleri oluyor. Her takım haftada ortalama iki maç yapıyor. Aynı zamanda, irili ufaklı turnuvalar da oluyor. Bunlar da İTÜ, Bilkent, ODTÜ ve Çanakkale gibi yerlerde oluyor. Hafta sonu gerçekleşen turnuvalar, iki gün içinde sonlanarak yoğun tempoda bir hafta sonu geçirmiş oluyoruz.
Son bir şey eklemek ister misiniz?
Berti-Sami: Frizbi denilince herkesin aklına ne geldiğini tahmin edebiliyoruz. Ancak yaptığımız spor, hem harika hem de yoğun geçen bir oyun. Hem vücut hem de ruhsal anlamda, mutlak bir rahatlık sağlıyor. Herkese tavsiye ediyoruz! Üniversite takımları dışında, kulüp takımları da var. İnternetten İstanbulultimate ya da Ultimate Frisbee Türkiye sayfalarından bu takımlara ulaşmak çok kolay!