Saleem Ashkar İstanbul’dan geçti

İstanbul Resitalleri sezon açılışını, dünyanın prestijli salonlarında konserler veren Piyanist Saleem Ashkar ile yaptı. İsrail’de doğan Ashkar, Arap kökenli bir aileden gelip de klasik müziğe nasıl ilgi duymaya başladığını Elda Sasun’a anlattı.

Elda SASUN Sanat
21 Ekim 2015 Çarşamba

Elda Sasun

 

İstanbul Resitalleri yeni sezon açılışını 8 Ekim akşamı, dünyanın birçok prestijli salonunda konserler veren ve uluslararası arenada Beethoven yorumculuğuyla isim yapan Piyanist Saleem Ashkar ile yaptı. 

İsmi Saleem ya da Türkçede sıkça rastlanan Selim gibi de telaffuz edilebilen 39 yaşındaki sanatçı, 1976 İsrail doğumlu. Hiçbir şekilde klasik müzik geçmişi ve ilgisi olmayan ailesinden iki müzisyen yetişmiş. Müzikle ilgisini şöyle açıklıyor Saleem: “Hiç rol modelim olmadı. Bir çocuk gördüğü modelden etkilenir; evimizde bir müzisyene ilham verecek hiçbir örnek ve genetik kalıtım yoktu.”

Ashkar’ın piyanoyla tanışması ise ilginç bir rastlantı eseri. Nazareth şehrinde Fransız Katolik rahibelerin okulunda öğretmenlik yapan annesi, okulda bulunan eski bir piyanoya ilgi duyar. Bu piyano eskidiği ve satılamadığı için bir şekilde evlerine gelir. Aynı sıralarda müzisyen olduğunu sonradan öğrendiği bir kuzenleri Lübnan’dan aileyi ziyarete gelir. Kuzen, henüz altı yaşında olan küçük Saleem’e bu eski piyanoda çalmayı gösterir.

“İşte piyano virüsüne böyle tutuldum ve o günden sonra aileme sürekli olarak piyano çalmak istediğimi söyledim.”

Anne ve baba oğulları için müzik eğitimi alabileceği bir öğretmen arayışına girerler. Oturdukları bölgede klasik müzik hocası olmadığı için yakın şehirlerde İsrailli bir eğitmen için şanslarını denemeye karar verirler. Saleem o dönemi şöyle paylaştı: “Müzik dersleriyle birlikte İbraniceyi de öğrendim. Daha sonra Rus kökenli bir hocam da oldu, onunla da sadece birkaç kelime konuşabiliyorduk. 1980 yılında babam Tel Aviv’de yaşayan müzik profesörü Arie Vardi’ye ulaştı ve müzik takıntısına tutulmuş oğlunu eğitmesini rica etti.”

17 yaşına geldiğinde Askhar, Zubin Mehta tarafından keşfedilir ve İsrail Filarmoni Orkestrasıyla Çaykovski’nin bir numaralı piyano konçertosunu seslendirir. O konserden sonra şansı dönen sanatçı, ilk albümünü 2005’te EMi Classics’ten çıkarır. 2013’te Decca plak şirketi ile anlaşır ve aynı yıl yayınlanan albümünde Beethoven’in bir ve dört numaralı piyano konçertolarını seslendirir.

Geçtiğimiz yıl çıkardığı Mendelssohn’un bir ve iki numaralı piyano konçertolarının yer aldığı son albümüne gelince, Gramaphone Magazine tarafından bugüne kadar yayınlanmış en iyi kayıtlar arasında gösterildi ve müzikseverlerden büyük övgüler aldı. 

Sohbetimiz sırasında genç sanatçıya, “Hiç müzik geçmişi olmayan Arap kökenli bir aileden gelip de, klasik müziği bu kadar istekle çalmak nasıl bir duygu?” diye sordum.

“Küçük su kaplumbağalarını seyrettinizse, onların kumdayken sanki yönlendirilmiş bir bilgi ve çağrıyla suya doğru ilerlediklerini görürsünüz. İşte ben de adeta bu ufak su kaplumbağaları gibi içgüdümle benim için su gibi olan müziğe yöneldim.”

Müzik eğitimini Londra Royal Academy of Music’te tamamlayan Saleem Ashkar, son 12 senedir Berlin’de Alman asıllı eşi ve yeni okula başlayan ikiz çocuklarıyla yaşıyor. Sanatçı, konserler için sık sık seyahat ederken İsrail’i de ara sıra ziyaret ediyor. Askhar,

“Çocukluğumun geçtiği bu topraklarda tabii ki, kendimi evimde hissediyorum” diyor.