BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, geçtiğimiz cuma günü yaklaşık yüz Filistinli göstericinin Batı Şeria Nablus´ta bulunan Hz. Yusuf´un mezarına düzenledikleri kundaklama saldırısını kınadı
BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haqta, "Hz. Yusuf'un mezarının taşıdığı dini değerlere olan hassasiyetleri kışkırtma amaçlı bu menfur saldırı, bölgede yükselişte olan şiddetin bir başka örneğidir. Genel Sekreter, her iki tarafı da, kutsal alanların kutsiyetine saygı duymaya, tahrik edici davranışlarda ve açıklamalarda bulunmaktan kaçınmaya ve durumu bir dinler çatışmasına çevirmeye çalışan aşırılara karşı durmaya çağırıyor" dedi.
Daha önce pek çok kereler İsrail-Filistin çatışmalarına sahne olan Balata mülteci kampının hemen yakınında bulunan taş yapıya gün ağarmadan önce gerçekleştirilen saldırı sonucunda mezarın dış duvarları karardı. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas da saldırıyı kınayarak, sorumluların bulunması için hemen soruşturma açılacağını ve gerekli tamiratın hemen başlatılacağını belirtti.
Kundaklamanın ardından İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bu tip olayların kutsal bölgeleri sadece İsrail'in koruyabildiğini gösterdiği dile getirildi. İsrail Dışişleri Direktörü Dore Gold yaptığı açıklamada, "Hz. Yusuf'un mezarının ateşe verilmesi, Kudüs'teki kutsal alanların Filistin yönetiminin eline bırakılması durumunda neler olacağının açık göstergesidir. Sadece Yahudiler orada dua ediyor diye buraya zarar verilmesini kesinlikle kınıyoruz. Kudüs'te bulunan ve tüm dinler için kutsal olan bölgeleri korumayı sadece İsrail başarabilir. Hz. Yusuf'un mezarına düzenlenen saldırı Afganistan'dan Libya'ya uzanan aşırı sağcı Müslüman grupların hareketlerini akla getirmektedir" dedi.
İsrailli sağcı kesimler de, olayın ardından kutsal alanın kontrolünün geri alınması yönünde çağrıda bulundular.
BM Sözcü Yardımcısı, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Tapınak Tepesinde statükoyu değiştirmeye niyetleri olmadığını tekrarladığı açıklamalarını memnuniyetle karşılamakla beraber, İsrailli sağcıların bölgedeki kontrolü arttırma amaçlı hareketlerinin ışığında sadece açıklamalar yapılmasını yetersiz bulduğunu belirtti. Haqta, Kudüs'ün tüm dünyaya, bölgedeki mevcut durumun değişmeyeceğine dair kararlılığı konusunda daha fazla güven vermesi gerektiğini ekledi.
İsrail hükümeti, Yahudilerin şu anda ziyaret etmelerine izin verilen fakat dua etmelerine izin verilmeyen, alandaki statükoyu değiştirme niyeti olduğu konusundaki iddiaları defalarca yalanlamıştı.
“İsrail, sorun değil, çözümdür”
İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail’in, Fransa tarafından hazırlanan ve Tapınak Tepesine uluslararası gözlemcilerin konuşlandırılmasını öngören taslak halindeki BM Güvenlik Konseyi bildirgesini reddettiklerini açıkladı.
Netanyahu, haftalık kabine toplantısında Fransa tarafından gündeme getirilen söz konusu taslağın “Filistin terörüne ve kışkırtmasına" yer vermediğini belirtti. Netanyahu “Ortadoğu’daki kutsal bölgelerde radikal İslamcıların camileri, kiliseleri, kültürel mirasları ve Yahudiler için önemli mekânları ne hale getirdikleri ortada” dedi.
“Tapınak Tepesinde İsrail sorun değil, çözümdür” diyen Netanyahu, statükoyu koruduklarını ve İsrail’deki radikal Müslüman grupların güdümünde olan bazı insanların camilerin içine patlayıcılar yerleştirdiğini ve içerden Yahudilere saldırdıklarını söyledi.
Fransa, statükonun korunması için Kudüs’ün kutsal mekânlarına uluslararası gözlemciler getirilmesi konusunda BM Güvenlik Konseyi adına başkanlık seviyesinde bildirge yayınlatmaya çalışıyor.
İsrailli Araplar: ‘Şiddetin sona ermesi için El Aksa korunmaya alınmalı’
İsrailli Arapların üçte ikisi terör olaylarının önüne geçmek için İsrail hükümetinin kesin ve açık bir dille Tapınak Tepesi’nin mevcut durumunun değişmeyeceği ve El Aksa Camii’ne zarar gelmeyeceği konusunda güvence vermesi gerektiğine inanıyor.
İsrail televizyon kanalı Channel 2’nin geçtiğimiz günlerde yayınladığı anket sonuçlarına göre katılanların yüzde 64’ü İsrail’in El Aksa Camii’ni koruyacağına dair açıklamada bulunmasının saldırıları durduracağını düşünürken, yüzde 60’ı da İsrail’in Filistinlilerle bir an önce görüşmelere başlaması gerektiği görüşünde.
Katılımcıların sadece yüzde 23’ü bölgedeki tansiyonu düşürmek için Filistin hükümetinin İsrailli Arap lider ve milletvekillerinin önlem almaları gerektiğini düşünüyor.
Yüzde 19’luk bir grup Filistinlilerin direnişe devam etmeleri gerektiğini savunurken, böyle bir sonucun silahlı direniş çağrısı mı yoksa sivil itaatsizlikten mi kaynaklandığı hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı.
Filistinliler, İsrail’in Yahudilerin sadece ziyaret izni bulunan ancak hem Yahudiler hem de Müslümanlar için kutsal olan Tapınak Tepesi’nin statükosunu değiştirmeyi planladığını iddia ediyor. İsrail ise bir süredir devam eden şiddet olaylarının çıkış noktası olan bu iddiayı reddediyor.
Öte yandan ankete katılanların yüzde 54’ü İsrail meclisindeki Arap milletvekillerinin kendilerini temsil etmekte başarısız olduğunu düşünürken, yüzde 25’i Arap milletvekillerinin onları yeterli düzeyde temsil ettiğini, yüzde 16’sı da milletvekillerinin Arap halkını oldukça iyi bir şekilde temsil ettiklerini düşündüklerini belirtmiş.