Larry Schild, Google’da çalışması ile sonuçlanan mülakat ve işe alınma sürecini, çalışma ortamını güzelleştiren etkenleri ve ‘sıradan’ bir iş gününü Aylin Yengin’e anlattı
Geçenlerde kendime tatilde okumalık bir kitap ararken, NTV Yayınlarından piyasaya çıkmış bir kitabın ismi dikkatimi çekti: “Google’da Çalışacak Kadar Akıllı mısınız?” Genellikle zeki bir insan olduğum söylenir, ama kendimi asla bu kategoride görmedim… Sonra bir anda aklıma geldi, benim Google’da çalışan bir akadaşım var, en iyisi ona sorayım! Karşınızda: Larry Schild… O gerçekten de Google’da çalışacak kadar akıllı biri.
● Öğrencilik yıllarına kısaca dönelim mi?
Öğrenciliğimin en önemli yılları İstanbul’da Avusturya Lisesi’nde, ardından Almanya Karlsruhe’de Bilgisayar Mühendisliği’nde ve daha sonra da İsrail’de Herzliya’da işletme okuyarak geçti… Benim için en önemli anılar: Avusturya Lisesi’nde ilk kez bazı öğretmenlerin aslında ‘senin-benim gibi’ kişiler olduğunu ve aramızda bu kadar yaş farkımız olmasa arkadaş olabileceğimizi, amaçlarının ellerinden geldiğince ‘kitaptaki bilgileri’ değil de, gerçek değer ve önem verdikleri bilgileri ve daha da önemlisi becerileri bize öğretmek istediklerini keşfetmemdi. Lisedeyken sadece eğlence amaçlı başladığım, tiyatro klubünde dört beş sene farklı oyunlar sahneledik. Bu klüp sayesinde, bir izleyici grubu karşısında güvenle konuşmak, rol yapmak gibi bugüne dek çok işime yaramış olan bazı becerileri edindim... Almanya’da bilgisayar mühendisliğinin bana uygun olmadığını, ama yine de kod yazmayı, matematik ve genel olarak mantıksal düşünmeyi sevdiğimi fark ettim… İsrail’deyse farklı ülkelerden, kültürlerden gelen kişilerle çalışma fırsatım oldu, değişik arkadaşlıklardan büyük haz aldım ve bir okulda anlatılabileceklerin ötesinde bilgiler edindim.
● Google’da çalışmak çocukluk hayalin miydi?
İnternet’le ilk tanıştığımda henüz Google diye bir şirket yoktu… Netscape tarayıcısından Altavista ile arama yapıp, o zamanki kırık İngilizcem ve son derece yavaş bir internetle dünyayı keşfetmeye çalışıyordum. O zamanlar bilgisayar/iletişim alanında çalışmak istediğimi anladım ama Google ve Gmail’i keşfetmem bundan birkaç yıl sonraya denk geldi. Yine de, diyebilirim ki Google’a iş için başvurduğum zamana kadar Google’da çalışma hayalini pek fazla kurmamıştım, çünkü Google’ın binlerce kişilik yazılım mühendisi olmayan ekipleri olduğunu akıl edememiştim.
● Nasıl seçildin? İşe nasıl alındın?
Google.com’a girip ‘google interview process’ diye yazdığınızda karşınıza gelen ilk cevap, size işe alınma/mülakat konusunu benim anlatabileceğimden çok daha detaylı bir şekilde anlatacaktır. Ama kısaca anlatmak gerekirse, CV’mi yolladıktan birkaç gün sonra insan kaynakları ile kısa bir telefon görüşmesi yaptım. Bana süreci ve mülakatta ne tip sorular çıkabileciğini anlattılar. Bir iki gün sınava çalışır gibi çalıştıktan sonra bir telefon görüşmesi daha yaptık. Ardından ofiste mülakat için bir günlüğüne Dublin’e gittim ve hayatımın en güzel birkaç saatini, mülakatlarda, sonradan çalışma arkadaşım olacak kişilerin sorularını cevaplayarak geçirdim… Hatta daha sonra bir arkadaşın dediğine göre, normalde fazla konuşkan olmamama rağmen, görüşme sırasında çenem iyice açılmış ve bana yeterince soru sormalarına bile izin vermemişim. Mülakat sürecinden tavsiye edebileceğim en önemli şeyler, sorulara cevap vermeden önce soruyu doğru anladığınızdan emin olmak, bilmediğiniz bir soru çıktığında bunu açıkça itiraf edip bildiğin kadarıyla cevap vermek veya sonraki soruya geçmek ve mümkün olduğunca ‘kendin olmak’ olacaktır.
● Google’ın böylesine mükemmel bir çalışma ortamı olmasını sağlayan ‘sır etken’ nedir?
Googlerlar. Yani Google çalışanları, iş arkadaşlarım. Dünyanın dört bir köşesinden gelen, farklı alanlarda eğitim görmüş, birbirinden parlak fikirlere sahip kişilerle çalışmak, onların tecrübe ve bilgilerinden yararlanıp kendini geliştirebilmek ve yeteneğini gösterebilmek. İşte bu Google’da çalışmanın en güzel yanlarından biri bence.
● Google’daki misyonunu kısaca özetleyebilir misin?
Google’ın misyonu “organize the world’s information and make it universally accessible and useful” (tüm dünyadan bilgileri düzenlemek ve bunları herkes için erişilebilir kılarak kullanışlı hale getirmek). Benim kişisel misyonum da farklı projelerle genel misyona katkıda bulunmak. Üzerinde çalıştığım projelerin arasından en sevdiğim de, şu anda internette faaliyet göstermeyen şirketlerin online olmasına, dünyaya açılmasına ve büyümesine yardımcı olmak.
● Son dönemde piyasaya çıkan ‘Google’da Çalışacak Kadar Akıllı mısınız?’ kitabına gelecek olursak, gerçekten de o kadar akıllı olduğunu düşünüyor musun?
Bu kitabı okumadım dolayısıyla direkt bir yorum yapamayağım… Genel olarak yaratıcı, paylaşmaya açık, öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi seven ve farklı kültür ve bakış açılarına sahip kişilerle çalışabilen kişiler Google’da başarıyı yakalayabilir. Google’la ilgili olarak illa ki bir iki kitap okumak isterseniz, size Eric Schmidt’in ‘How Google Works’, Laszlo Bock’un ‘Work Rules!’ ve Jeff Jarvis’in ‘What Would Google Do?’ kitaplarını önerebilirim.
● Bize ofisteki sıradan bir iş gününü özetler misin?
Benim için Google’da tekdüze geçen, birbirine çok benzeyen günler olmadığı için bu soruyu cevaplamam biraz zor… Bugünümü örnek alırsak, sabah işe yürürken The Martian’ı dinleyerek geldim ve dinlemeye devam ederken kahvaltımı ettim. Masama gelip e-maillerimi kontrol ederken farklı bir analist takımı ile olan görüşmeye hazırlandım. İki toplantının ardından arkadaşlarla öğle yemeği için Dublin’deki beş kantinden hangisinde buluşacağımızı kararlaştırdık. Yemeğin ardından, üzerinde çalıştığım iki projeye yoğunlaştım. Farklı bir proje için yaptığımız toplantının ardından bir arkadaşla ping pong oynayıp, ardından Amerika’daki bir iş arkadaşımla bir görüşme yapıp, kendi takımım için geliştirdiğim üç yeni raporu tanıttım ve sonra da kendi analizlerime geri döndüm. Google hayatını anlatmak maalesef pek kolay değil. Anlatımaz yaşanır, demek daha doğru olur sanırım.
● Google’da, ofise gitmeden, evden çalışma imkânınız olduğu doğru mu?
Her Googler’ın bir laptopu olduğundan ve ihtiyacı olduğu neredeyse tüm kaynaklara her yerden bu laptop sayesinde ulaşabildiğinden, evden çalışmak teknik olarak mümkün. Toplantılara da Hangout üzerinden çok rahat bir şekilde katılınabiliyor ama yüz yüze görüşmek, yanındaki masada oturan iş arkadaşına kısa bir soru sormak daha efektif olduğu için çok özel bir sebep olmadığı sürece genelde evden çalışmıyoruz. Tabii ki Google’daki ofis ortamını/kültürünü de düşününce zaten sabah uyanır uyanmaz ofise gitmek istiyorsun.
● Gelecek için ne gibi hayallerin var?
Şimdilik planım Google’de çalışmaya devam edip, Business Analyst ve Program Management ile ilgili olan bilgi ve yeteneğimi geliştirmek ve belki ileride yine Google içinde bunlara daha yakın bir pozisyona geçmek.
● Google’da çalışmak isteyenlere ne gibi önerilerin olur? Tabii başvurmak dışında
Google’in sunduğu çalışma ortamı ve şartlar çok çekici ama başvurmak isteyenlerin iki nokta üzerinde yoğunlaşmalarını ve düşünmelerini tavsiye ederim: ‘neden Google?’ ve ‘neden bu iş?’ Google’da iş bulmanın yanında, esas önemli olan doğru işi bulmak. Bunu yapmanın en kolay yolu da, Google Jobs sitesinde tecrübeye uygun bir iş olup olmadığına bakıp, varsa başvurmak veya eksik olduğunuzu hissettiğiniz konularda kendinizi güçlendirmeye çalışıp tecrübe edinmek, ardından da işe başvurmak.