“Diaspora, İsrail hakkında ne kadar söz sahibi olmalı?”

Fransa Yahudi Cemaatleri Birliği CRIF’in yıllık toplantısında, önemli konuşmacılar, Diaspora Yahudilerinin İsrail üzerinde söz söyleme hakkına sahip olması gerekip gerekmediğini tartıştılar.

Dünya
4 Kasım 2015 Çarşamba

PINAR KILAVUZ  EKERBİÇER / Paris

Geçtiğimiz pazar günü Fransa Yahudi Cemaatleri Birliği’nin (CRIF) 6. yıllık toplantısı kapsamında düzenlenen ‘Diaspora Yahudileri İsrail hakkında söz söyleme hakkına sahipler mi?’ başlıklı bir oturuma katıldım. Şüphesiz bu soru yalnızca Yahudi Diasporası için değil, dünyada sosyolojik olarak Diaspora olarak tanımlayabileceğimiz bütün topluluklar için önem arz ediyor. Bu sorunun farklı bir versiyonu ile yurtdışında yaşayan bir Türk vatandaşı olarak ben de zaman zaman karşı karşıya kalıyorum, özellikle seçim dönemlerinde. Hâlihazırda vatandaşı olduğum ama yaşamadığım bir ülkenin seçimleri için bana verilmiş oy kullanma hakkıma elbette sahip çıkıyorum, bir ülkenin kimliğini taşımak, orada ailemin, dostlarımın olması gibi faktörler bu hakkıma sahip çıkmamın önemli motivasyonlarından. Oturumun başlığı ile bağlantılı bir başka sorum ise “İsrail vatandaşı olsun olmasın, Diaspora Yahudilerinin bu konudaki motivasyonları nelerdir?”

Konferans esnasında konuşmacılar, içlerinde bulundukları sosyokültürel konumlarına göre bu soruya farklı bakış açıları getirdiler. Tarihçi Diana Pinto, soruya net olarak “Evet, Diaspora Yahudileri İsrail hakkında söz söyleme hakkına sahiptir” diye cevap verdi. ‘Güzel zamanlar’ın artık bittiğini belirten Pinto, iki boyutlu bir çatışma tanımladı; Yahudiler ve Müslümanlar arasında ve Yahudilerin kendi içlerinde yaşadıkları. Bu çatışmaların İsrail sınırlarını aştığını ve Diaspora içinde de geçerli olduğunu belirten Pinto çatışmaların özünün de değiştiğinden bahsetti.

Uluslararası Alliance Israélite Başkanı Marc Eisenberg ise Diaspora Yahudilerinin İsrail’i çok eleştirmelerinin toplumun bazı kesimlerinin elinde bir koz oluşturabileceğini söyleyerek konuşmasına başladı. JCALL (European Jewish Call for Reason) Avrupa Sekreteri David Chemla, Diaspora’da yaşayan Yahudilerin İsrail hakkında söz sahibi olmalarını desteklediğini söyledi. İsrail Devleti’nin eğitime ayrılan bütçesinin dini ve laik eğitim sektörleri arasında yapılan dağılımını örnek veren Chemla bu konunun öncelikle İsrail’de yaşayanları ilgilendirdiğini, İsrail topraklarında yaşanan çatışmaların, komşu ülkelerle olan ilişkilerin, Diaspora Yahudilerinin de yaşamları için belirleyici faktörler olduğunu dile getirdi.

Konferans sırasında en politik yorumları getiren yurtdışında yaşayan Fransız vatandaşlarını temsil eden milletvekili Meyer Habib oldu. Habib, içinde Türkiye’nin de bulunduğu (Diğer ülkeler: Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Malta, San Marino ve Vatikan) ülkelerde yaşayan Fransız vatandaşlarını temsil ediyor. Meyer’e Binyamin Netanyahu ve üyesi olduğu Bağımsız Demokratlar Birliği Partisi-nin Başkanı Jean - Louis Borloo resmi olarak destek oluyor. Meyer, İsrail Devletini Yahudiler için bir ‘garanti belgesi’ olarak tanımladı ve İsrail’in kurulmasının nedeninin Holokost olduğunun yanlış bir algı olduğunu belirtti. İsrail’in demokrat bir ülke olduğunu, halkın oyları ile seçilmiş bir hükümet tarafından yönetildiğini ve bu demokratik seçime ne olursa olsun saygı duyulması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi. Diaspora’da bulun Yahudilerin temel görevinin İsrail’e destek çıkmak olduğunu, aksi bir durumun İsrail Devletini güçsüzleştireceğini söyledi.

Amerika’dan gelen ADL (İftira ve İnkâr ile Mücadele Derneği) Direktörü Jonathan Greenblatt sözlerinin başında, amacının ders vermek değil kişisel fikirlerini paylaşmak olduğunu belirtti. ABD’nin demokratik yollarla seçilmiş İsrail hükümetinin destekçisi olduğunu iki nedene dayanarak açıkladı. Olayın etik boyutunu anlatmak için Amerikan Yahudilerinin ülkelerinde huzurlu ve rahat otururken, İsrail’de yaşayanların hayatlarının her gün tehlikede olduğunu örnek verdi. Olayın pragmatik yönünü anlatmak için Yahudi toplumu ne kadar çok bir arada olursa, ne kadar fikir birliği içinde olursa, Amerika’da yaşayan Yahudi cemaatinin Amerikan hükümetine fikir sunmasına o kadar katkı sağlayacağını belirtti. Amerikan Yahudi cemaatinin İsrail Devleti’ne desteğinin devam edeceğini fakat İsrail’de görülen ultra-Ortodoks hareketlerin, Amerika’da yaşayan Yahudilerin çoğunluğunun yaşam tarzlarından uzak olduğunu, dolayısı ile bir uzaklaşma yarattığını ifade etti. Greenblatt, amaçlarının Diaspora Yahudileri ile İsrail halkı arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi olduğunu söyleyerek konuşmasını bitirdi.

Konuşmacıların ortak fikri ise İsrail’de Diaspora Yahudilerini temsil eden bir komisyon kurulması oldu.