Uzun yıllardır tartışılan ve uzmanların da kendi aralarında farklı görüşlere sahip oldukları ‘Çocuklarda Aşı’ tüm ebeveynler için çok hassas ve önemli bir konu. Maslak Acıbadem Hastanesinin Pediatri bölümünden Dr Çiğdem Yavrucu’ya bu konu hakkında danıştık.
Çocuklarımızı koruması gereken aşılar hakkında neden bu kadar korkutucu görüşler ve bilgiler ileri sürülüyor?
Elbette anlamak mümkün değil. Her yıl milyonlarca insan ki bunların büyük bir oranı aşılarla önlenebilir hastalıklar nedeni ile ölen beş yaş altı çocuklar; Gelişmiş ülkelerde komplo teorilerine inanmak isteyen insanlar maalesef oluyor. Bu sebepledir ki, batıda gelişmiş ülkelerde ortadan kalkmış olan boğmaca, kızamık gibi hastalıklar tekrar salgınlar şeklinde ortaya çıkmaya başladı.
Bu konularda karşı görüşte olan uzmanlar özellikle hangi aşılar için bu fikri savunuyorlar?
Özellikle kızamık, çocuk felci gibi canlı aşılar, tetanos içeren karma aşı ve Hepatit B.
Doğumdan itibaren atılması gereken olmazsa olmaz aşılar nelerdir?
Doğar doğmaz yaptığımız Hepatit B ve daha sonraki aylarda DTB-HIB-IPV (karma aşı), verem, pnömokok, MMR (kızamık, kızamıkçık, kabakulak) ve en son eklenen ülkemiz için de artık elzem olan Meningokok aşıları. Suçiçeği ve Hepatit A da var; fakat onlar yapılmayadabilir.
Bu aşılar atılmadığı takdirde bebeklerin karşılacakları riskler nelerdir?
Bu aşılar yapılmadığı taktirde ülkeler ciddi salgınlarla ve maalesef sekelli (işlev ve doku bozukluğu) çocuklarla hatta ölüm riskiyle baş etmek zorunda kalacaklar.
Peki sizce bazı uzmanların aşı attırmak istememe gerekçelerinin/sebeplerinin taşıdığı riskler gerçek mi?
Ben aşıların yapılmama durumunda karşılaşacağımız tehlikeyi fazlasıyla önemsiyorum. Aşılardan, toksik olduğu düşünülen timerosal, cıva gibi maddeler çıkarıldı. Örneğin kızamık aşısının otizm yaptığı iddia edilmişti fakat yapılan tıbbi çalışmalar bunların doğru olmadığını ortaya koydu. Sadece otizm ile ilgili farkındalık ve tanı arttı, çünkü aslında otizm genetik yatkınlığı olan bir hastalık. Şu da bir gerçek; otizm gibi yaygın nörolojik bozukluklar arttı. Doğal yolla üretilmeyen binlerce tükettiğimiz katkılı gıdaya, yaşadığımız kirli hava, yaratıcılıktan ve doğadan uzak yaşam biçimi de eklenince bu tarz nörolojik bozukluklar açısından çok üzücü ki; kaçınılmaz oldu.
Şu anda aşılar yerine uygulanan koruyucu alternatif farklı yöntemler var mı?
Alternatif değil ama elbette doğal sağlıklı beslenme, bol açık hava; özellikle çocuklarımızın dış ortamda yapacağı sporu arttırmak, teknoloji ürünlerinden bilgisayar ve tabletlerden yararlanarak fakat bağımlı olmamak ve özellikle AVM’lerden uzak bir yaşam, hastalıklardan yüksek oranda koruyacaktır.
Yapılması mecburi olmayan ancak sizce muhakkak yapılmasını gerekli gördüğünüz aşılar var mı? Mesela, grip, menenjit, rahim kanseri gibi aşılar neden gerekli sizce?
Grip aşısı değil ama menenjit aşısının bizim gibi ülkelerde özellikle yapılmasını çok önemsiyorum. Çünkü bu coğrafya salgın açısından artık yeni bir risk bölgesi haline geldi.
Doktorluk hayatınızda aşı yaptırmadığı için hayati tehlike yaşamış çocuk veya yetişkin hastanız ya da tanıdığınız vakanız oldu mu?
Elbette gördüm, özellikle öğrencilik ve asistanlık dönemlerimde bu hastalıkların sekelleri ile çok uğraştık.
Malesef ki bazı çocukların aşılarını attırmakta ebeveynler gecikebiliyorlar, unutkanlık yaşayabiliyorlar. Acaba bunların geç atılması sorun teşkil eder mi?
Elbette mümkün olduğunca zamanında yaptırmakçok önemli; özellikle verem (BCG) ve eğer yapılacaksa Rota virüs aşısının 3. ayı geçmeden yapılması gerek.
Bu gibi durumlar da ne yapılmalıdır?
Gecikmeli dahi olsa aşılar tekrarlanmadan kaldığı yerden yapılarak devam edilir.