Dünya gezegeninden 150 ülkenin lideri Paris’te COP21 ismi verilen İklim Konferansı için toplandı.
Dünyada ekonomik ve siyasi bunca problem varken, terör daha 15 gün önce COP21’in ev sahibesi şehri teslim almışken, yerkürenin ortalama sıcaklığının iki derece daha ısınması nasıl böylesine öncelik taşıyabilir diye sorabilirsiniz.
Ancak durum hiç de öyle değil.
Dünyanın, endüstriyel gazların havaya karışması sonucu iki derece ortalama sıcaklığının artması demek, insanoğlunun tarih boyunca hiçbir savaşta yaşamadığı kadar büyük bir felaketin içine sürüklenmesi demek aslında.
Mad Max filminde beyaz perdeye yansıyan, bir zamanların hayat dolu medeniyet merkezlerinin çölleşmiş halini hayal edin.
Günümüzde dünyanın suyun az olduğu bölgelerinde dört yıl kuraklık sürdüğünü veya yıllık orman yangınlarının sayısının sekiz katına çıktığını düşünün.
Okyanusların denizlerin taşarak, kıyı şehirlerinde yaşayan milyonlarca insanı daha karasal bölgelere göç etmek zorunda kalmasını, milyonların evsiz ve yiyeceksiz kalmasını, içme suyunun gittikçe daha az bulunur olduğunu hayal edin.
Ticaretin ana damarı büyük limanların ve gelişmiş kıyı şehirlerinin kullanılamaz hale gelmiş olmasını söylemeye gerek kalmıyor bu durumda.
Yüzlerce bitki ve hayvanın domino taşları etkisi ile bir anda türlerinin yok olması ve biyolojik dengenin, besin zincirinin bozulduğunu düşünün. Dünya böyle bir durumda asla eskisi gibi olmaz.
Bilim adamlarına göre dünya ortalama sıcaklığı iki derece artarsa tahmini senaryonun ana hatları bu şekilde.
Endüstri devriminden bu yana salınan gazlar dolayısı ile dünya sıcaklığı Sera Etkisi’nden dolayı 0.85 derece arttı. Eğer hiçbir şey yapmazsak, bilim adamlarının tahminlerine göre, 2050 yılında iki derecelik artışa geleceğiz. Dolayısı ile Paris konferansı çocuklarımız için dünyanın en önemli konusu…