Los Pasharos Sefaradis Grubu, Los Angeles İhtiyarlar Yurdunun daveti üzerine, Sefarad Festivali çerçevesinde konser vermek üzere Los Angeles´e gitti. 22 Kasım akşamı Tifereth Israel Sinagogunda gerçekleşen konseri dinleyenler arasında Los Angeles Türk Başkonsolosu Raife Gülru Gezer de yer aldı.
En son 1991 yılında Los Angeles’a gidip konser vermiştik. Genceciktik o zamanlar. Yolculuğun uzun olması bize vız geliyordu. O zamanlar Los Angeles’ta birkaç gün ekstradan kalma ve gezme lüksümüz vardı. 25 yıl önce birçok değerli insanla tanışmıştık o şehirde. Silvia ve Jak Abulafya ile geçirdiğimiz güzel saatleri hiçbirimiz unutamayız. Sanki en favori teyzemizle amcamızı bulmuştuk oralarda. Mekânları cennet olsun, bu kez onların orada olmadıklarını bilmek biraz içimizi burdu.
Bu yılın başında Los Angeles İhtiyarlar Yurdu’nun (LASHA – Los Angeles Sephardic Home for the Aged) yönetim kurulunda görev yapan arkadaşımız Metin Samrano Los Pasharos Sefaradis’i tekrar Los Angeles’ta görmek istediklerini belirtti. Bizler de kabul ettik tabii.
Konserimiz 22 Kasım Pazar günü Sefarad Festivali çerçevesinde yer aldı. Mekân Tifereth Israel Sinagogunun sosyal faaliyetler salonuydu. Oldukça büyük olan bu salonun tek problemi havalandırmadan dolayı kutup havasına yakın bir serinlikte olmasıydı! Salonun dışında her türlü Sefarad yemeklerinin ve objelerin sergilendiği bir panayır vardı. Gelen misafirler borekas, piyaz, patlıcan salatası, baklava vs gibi envai çeşit yemeklerden satın alabiliyorlardı. Bu yemeklerin birçoğunu çok yetenekli olan arkadaşımız Metin Samrano’nun yaptığını öğrendik. Metin hakikaten inanılmaz bir aşçı. Yaptığı her şey çok lezzetli. Onun evinde yediğimiz patlıcan salatasının tadı hâlâ ağzımızda.
Bu yıl sahneye Los Pasharos Sefaradis (Karen Şarhon & İzzet Bana) ve Arkadaşları (Ceyda Pirali – piyano, Günay Çelik – kanun ve Türker Çolak – perküsyon) olarak çıktık. Salonun çok büyük olmasına karşın sahne o kadar küçüktü ki piyano aşağıda seyircilerin arasına yerleşmek zorunda kaldı. Ses ekibi de çok geç geldiği için pek istediğimiz gibi tesisatı kuramadılar ama sonuçta insanlar oraya nostalji yaşamak için geldiler. Söylediğimiz her şarkıda mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Ağlayanlar oldu, gelip sarılanlar oldu ve bütün şarkıların sözlerini sunduğumuz barkovizyondan okuyup söyleyenler oldu. Yakında yeni çıkacak olan Tangolar CD’mizde yer alan iki tangoyu tanıttık, çok beğendiler. Tam 75 dakika süren konserimizden sonra herkes yüzlerinde bir gülümseme ile salondan ayrıldı.
Benim için çok özel olan bir başka olay da farklı şehirlerden bizleri seyretmeye gelen arkadaşlar oldu. San Diego ve New York’tan gelenler olduğu gibi Los Angeles çevresinde yaşayan ve 40 yıldır görmediğim ortaokul arkadaşlarım da koşa koşa geldiler. Bir de baktık ki beş EHS’li (English High School) arkadaş bir araya gelmişiz. Çok büyük mutluluktu.
Bizler için bir başka mutluluk kaynağı da Los Angeles Türk Başkonsolosu Raife Gülru Gezer’in de konserimizi izlemeye gelmesi oldu. Son derece genç ve tatlı bir hanım olması da bir başka bonus oldu. Kendisi ile sohbet etme imkânı bulduğumuz için çok memnun olduk.
Bir konser serüveni daha böylece sona ermiş oldu. Beş günlük seyahatimizin iki gününün yolda geçmesi bizleri epey yordu ama seyircilerin yüzündeki ifade her şeye değerdi. Daha nicelerine inşallah!