Yeni tiyatro mevsimine hızlı giren İstanbul tiyatrolarında sahnelenmekte olan oyunları mümkün olduğunca yansıtmaya çalışıyorum ancak yine de hepsine yetişmekte güçlük çekiyorum. Bu yüzden oynamakta olan oyunlara topluca bir bakma gereğini duydum.
Asya yakası sahnelerinden başlamak istiyorum.
Moda Sahnesi, repertuarındaki ‘Hamlet’, ‘Bütün Çılgınlar Sever Beni’, ‘Parkta Güzel Bir Gün’, ‘Roberto Zucco’, ‘Köpek, Kadın Erkek’ ve ‘Bira Fabrikası’ oyunlarını sahnelemeye devam ederken, sezonun ilk yeni oyunu Shakespeare’in erken dönem güldürülerinden. ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’nı ‘En Kısa Gecenin Rüyası’ adıyla, komedinin tüm kurgusal unsurları ve evrensel mesajı aynen korunarak güncel ve ‘bizden’ bir oyuna dönüştürerek yorumluyor.
Aşkın ve yanılsamanın çatışmasında düş ve gerçekliğin sürekli yer değiştirdiği, insana özgü duygusal karmaşanın tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildiği bir eğlenceliğin çok daha ötesine giden bu müthiş ciddi ve de müthiş komik çalışma, bir metnin yapısına ve ruhuna sadık kalarak nasıl günümüze uyarlanabileceği konusunda bir tiyatro dersi de oluşturuyor.
Repertuarlarına yeni yılda katacakları ilk oyun Moritz Rinke’den ‘Seviyoruz ve Hiçbir Şey Bilmiyoruz.’
Oyun Atölyesi, aralık ayında geçen yıllardan devam etmekte olan ‘Testosteron’ ve ‘Dolu Düşün Boş Konuş’un yanında Hira Tekindor’un sahneye koyduğu yeni oyunu Arthur Miller’in ‘Köprüden Görünüş’ünü sahneliyor. Yeni yıl sürprizleri, provalarına başlanmış olan eser ise Sam Shepard’ın ‘Aşk Delisi.’
Sezona yeni bir konsept ile giren Emek Sahnesi, ‘Sadece Diktatör’ ve ‘Küskün Müzikal’ devam ederken aralık ayı ortalarında BulUT ile ortak yapım ‘Babil’i sahneleyecek.
Moda Sahnesi, Oyun Atölyesi sahneleri Avrupa yakasında olan ya da yerleşik sahnesi olmayan ikincikat, Talimhane Tiyatrosu, Tesir, MAM’ART, Seyyar Sahne, Taşra Kabare, Ekip, Tiyatro Bereze gibi tiyatroları da misafir ediyor.
Avrupa yakasına güzel bir haberle geçiyoruz. Beş sezon boyunca kendi bünyesinde onlarca proje gerçekleştirirken, bunların yanında, yüzün üstünde farklı etkinliğe yer vermiş olan Mekân Artı, Mart 2015’de çamaşırhane yapılmak için satın alınmış olan Üftade Sokak’taki yerinden çıkarak tekrar sokağa dönmüş ve Karaköy’de çok ilginç, ancak çok kısıtlı sayıda izleyiciye ulaşabilen parlak birkaç sokak tiyatrosu örneği vermişti.
Aylarca süren bir arayış sonrasında, 1966’dan beri Çemberlitaş’ta faaliyet gösteren Şafak Movieplex Sinema Kompleksinin bir salonunu tiyatroya dönüştürmek için anlaşma sağlandı.
Her gün görmeye alıştığımız sanat mekânlarının kapatılıp yok edilmesine inat, sinema ve tiyatronun iç içe olduğu yeni bir alan yaratarak İstanbul’un tarihi yarımadasında bir buluşma noktası, bir üretim alanı, çağdaş performans sanatları için yeni bir gösteri sanatları merkezi yaratmak amacıyla yola çıkan bu gençlere ilk önemli destek, aynen ikincikat Karaköy’e geçtiğinde olduğu gibi, diğer genç tiyatroculardan geldi. Aralık ortasından itibaren her gece, bir konuk topluluk destek amacıyla birer oyunlarını Mekân Artı’da sahneleyecek. Tabii ki bu destek oyunlarının ilki yine tiyatromuzun 75’lik delikanlısı Genco Erkal’ın olağanüstü ‘insanlarım’ yorumu olacak. (Genco Erkal, ‘Yaşamaya Dair’ ve ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ oyunlarını Trump, Kenter Tiyatrosu ve İstanbul içinde ve dışında turnelerde sahnelemeye de devam edecek.)
Tabii ki bu destek çok anlamlı ama kurulum aşamasında her türlü maddi desteğe ihtiyaçları var. Bütün tiyatro severlere bir çağrı yapıyorum: (0212) 224 57 56 numaralı telefonla ulaşarak gönlünüze göre destek olabilir ya da sezonluk abonelik alarak bir yıl boyunca Mekân Artı’daki tüm etkinlikleri ücretsiz izleyebilir, özel etkinliklere davet edilirsiniz.
Kumbaracı50, eski çalışmalarından ‘444’, ‘OBEB’ ve ‘Dertsiz Oyun’un yanında doğdukları andan itibaren bir tür mikro kosmosta yaşatılan, bu yaşadıkları dünyayla ilişki kurmakta zorlanan, ama en zor durumlarda bile umutlarını yitirmeyen ‘Kara Bahtlı Kardeşlerin Bitmeyen Şen Gösterisi’ni yeniden repertuarına aldı. Kara bahtlı kardeşleri müthiş bir yaratıcılık enerjiyle canlandıran Aslı Can Kortan ve Yiğit Sertdemir’e Erhan Yürük, Cem Uçan, Büşra Yalçınöz ve Murat Kapu’nun oluşturduğu keyifli orkestra eşlik ediyor. Bir de Candan Seda Balaban’ın benzersiz kukla ve maskları var. Her biri sanat eseri olan bu kuklalar ve masklar, oyunun alaycı ve hüzünlü güldürüsünü yansıtmakta en az iki muhteşem oyuncusu kadar başarılı. Görenlerin bir kez daha, görmeyenlerinse mutlaka izlemesi gereken olmazsa olmaz bir gösteri. Geçen mevsim Akbank Sanat’ta sahneledikleri ‘Sorunlu İnsan Kaynağı’nı bu kez kendi mekânlarında sahneliyorlar. Geçen sezonun sonlarında prömiyer yapan Altı Üstü Oyun serisinin dördüncüsü, ‘Aç Köpekler’ de bu mevsim devam edenlerden.
Sezonun yenisi ‘Yalınayak Müzikhol’ başka bir yazının konusu olacak.
ikincikat, geçen sezonun çok beğenilen oyunları ‘Cambazın Cenazesi’, ‘Fü’, ‘Poz’ ve ‘Üst Kattaki Terörist’in son temsillerine kendi mekânında ve/veya turnede devam ediyor. Savaş ve Barış Oyunları, ‘İki Kardeş’, ‘Kar Küresinde Bir Tavşan’ ve ‘Kasap’ kendi mekânlarında ve turnede sahnelenmeye bir süre daha devam edecek. Tiyatro mevsiminin yenileri ise, prömiyerini geçen sezon sonu yapan ‘P*RK’ ile ocak ayında başlayacak olan Nina Raine’nin ‘Kabileler’i.
2012 yılında Şenay Gürler, Çağ Çalışkur ve Bahar Bahar’ın Fındıklı’da kurdukları CRAFT Tiyatro, sahnelediği oyunların yanı sıra tiyatro dünyasının ünlü isimlerinin de katıldığı oyunculuk, dublaj, müzik, film ve metin analizi, diksiyon gibi atölyelere de ev sahipliği yapıyor. Bu sezonun iki flaş oyunundan biri İpek Bilgin’in sahneye koyduğu, mizahla örülü üç feminist monologdan oluşan, ‘Hepimizin Öyküsü Aynı’ Fındıklı’da, Çağ Çalışkur’un yönettiği ‘Personel’ CRAFT’ın Kadıköy’deki sahnesinde.
-D22 sezona ‘Bent’ ve ‘yirmibeş’le girdi. Sanırım –ve de umarım– ki bu iki önemli oyun sezon boyunca sahnelenmeye devam edecek. Sezonun ilk yeni oyunu Berkay Ateş’in yazdığı aralık ortalarında prömiyer yapacak ‘Kuş Öpücüğü’. Yılbaşından sonra da yeni oyunları var.
-Filiz Kutlar’ın Maya Cüneyt Türel Sahnesi’ndeki müthiş etkileyici performansı ‘Bekleyiş’ sezon boyunca devam edecek. Bu oyunla ilgili izlenimlerim gelecek yazımda…
- Yanetki de Maya Cüneyt Türel Sahnesine geçti. Şimdilik ‘Romeo’yu Beklerken’ 13 ve 21 Aralık’ta sahneleniyor.
- Ekip, sezona Cem Uslu’nun sahneye koyduğu David Greig’in ‘Avrupa’sıyla başlıyor. Sadece 21 Aralık’ta Moda Sahnesi’nde.
- Aralık ayının yoğunluğu yüzünden ancak ocak ayında izleyebileceğim Sumru Yavrucuk’un çok iyi duyumlar aldığım tek kişilik performansı ‘Shirley’ İstanbul içinde ve dışında turnede.
-Kendi prodüksiyonları ‘Son Zenne’ ve ‘İnternette Tanışan Son Çift’ hem BO Sahne’de, hem turnede devam ederken misafir tiyatroların oyunları da ana mekânda sahneleniyor.
- Şermola Performans’da destAr-Theatre’ın üç oyunu ‘Dil Kuşu’, ‘Di Tuwaletê de’ ve ‘Disko 5 No’lu’ aralık boyunca devam ediyor.
Tiyatro ve özel yaşamlarını birleştirdikten sonra Iraz Yöntem ve Güney Zeki Göker, Tiyatro (Hâl)’e yepyeni bir soluk getirmişlerdi. Duyduğuma göre daha uygun bir mekân arayışı için Mecidiyeköy’deki sahneden dostane bir şekilde ayrılmışlar. Arayışlarının en kısa zamanda sonlanarak yeniden sahnelere dönmelerini bekliyoruz.
- 1992 yılında Nedim Saban tarafından kurulan Tiyatrokare’nin yeni müzikali ‘Fosforlu’ 3 Aralık 20.30’da Zorlu PSM’de, 5 Aralık 20.30’da Kadıköy Halk Eğitim Merkezinde ve 29 Kasım, 13, 27 Aralık ve 3, 17, 31 Ocak Pazar saat 15.30’da Kenter Tiyatrosunda.
- MAM’ART Tiyatro, ‘Özel Kadınlar Listesi’ni Avrupa ve Asya yakalarında sahnelemeye devam ediyor.
Şehir ve Devlet Tiyatrolarına gelince, yarım yüzyıldan fazladır okuyucusu olduğum Cumhuriyet Gazetesi her hafta fazlasıyla detaylı programlarını yayınlıyor. Meraklısına tavsiye ederim. Hepinize iyi seyirler.