UNESCO’da Holokost kurbanları anıldı
Merkezi Paris’te bulunan UNESCO’da bu sene 27 ocak Uluslararası Holokost Kurbanlarını anma günü kapsamında “Kelimelerden soykırıma : Antisemit propaganda ve Holokost” başlıklı bir sunum gerçekleştirildi.
Bu sene dokuzuncusu düzenlenen Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma gününün teması "Kelimelerden soykırıma : Antisemit propaganda ve Holokost" idi.
Birleşmiş Milletler’in Eğitim, Bilim ve Kültür Bölümünün Başkanı Irina Bokova yaptığı açılış konuşmasında “Milyonlarca Yahudi, dinleri, düşünceleri yüzünden katledildi. Kurbanları anmak bir hepimizin, bütün insanlığın ortak görevidir. Köken ve din ayrımı yapmaksızın bu hatıraya sahip çıkmalıyız. Holokost’u anarken, bu şiddeti hazırlayan tarihi ve sosyal süreci de anlamalıyız, eğer anlarsak yeniden aynı acıların yaşanmasının önüne geçebiliriz” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmasının ardından, “Bir soykırım tarihi, ve nefret söylemi” başlıklı panelde, konunun uzmanlarından Johann Chapoutot, Marcel Kabanda ve Steven Luckert, Nazi rejiminin propagandalarının kısa bir analizini yaptılar.
Nazi Almanya’sı tarihi uzmanı Johann Chapoutot, Nazilerin söylemlerini, teknolojiyi kullanarak halkı nasıl etkilediklerini araştırdığı çalışmalarından söz etti. Chapoutot “Naziler, söylemlerini halka yaymakta hiç zorlanmadılar. Halka en basit yolları kullanarak ulaştılar. Propaganda filmleri yaptılar, radyolarda kadınlar, çocuklar için farklı yayınlar yapıldı. Almanların yaşadığı fakirliğin, işsizliğin sebebi olarak Yahudileri gösterdiler dedi.
Şehirleri tek tek gezip insanlar ile konuştular” dedi. Tarihçi, Amerikan Holokost Müzesi Müdürü Steven Luckert ise Chapoutot’a katıldığını söyledi ve “Naziler insanları nasıl etkileyeceklerini anlamışlardı. İlk kez televizyonu kullanarak propaganda yapanlar onlardı. Teknoloji sayesinde ideolojilerini hızlıca yaydılar” şeklinde ekledi.
Tarihi analizlerden sonra “Geçmişin ışığında : Antisemitizm ile mücadele ve günümüzde nefret söylemleri” panelinde, Rav Andrew Baker, Menachem Rosensaft ve Robert Jan Van Pelt, günümüzdeki antisemitizmi değerlendirdiler.
Rav Baker, “ Antisemitizmin yükselişte olduğu bir dönemdeyiz. Yapılan bir araştırmaya göre, Fransa’da yaşayan Yahudilerin %46’sı başka ülkelere göç etmeyi düşünüyor. Antisemitizmde medyanın rolünü de tartışmak gerektiğini düşünüyorum. İsrail’in ana akım medyada nasıl lanse edildiği çok önemli ve kimi zaman antisemitizmi tetikliyor” dedi. Dünya Yahudi Kongresi’nin hukuk danışmanı Menachem Rosensaft ise konuyu “Hepimiz bir yanılgıya düştük. İkinci Dünya savaşı sona erince, Nazi rejimi yıkılınca antisemitizm bitti sandık. Bugün bunun böyle olmadığını görüyoruz. Antisemitizm can almaya devam ediyor. Seneler sonra, düzenlenen mahkemelerde, Nazi Rejimini hukuksal olarak cezalandırmayı başardık fakat aynı başarıyı öngörü boyutunda gösteremedik. Tarih boyunca hiç bir soykırımı öngöremedik, engelleyemedik” şeklinde değerlendirdi.
Roman KENT
Düzenlenen törende Fransız Ordusu Korosu, Yüzbaşı Emilie Fleury şefliğinde, Zog nit Keyn, Mol, Rachama d’anei, Mimâ’amakym ve Rachmaninov’dan eserler seslendirdiler.
Gecenin en duygusal ani şüphesiz onur konuğu olan Roman Kent’in yaptığı konuşmaydı.
Kent şöyle konuştu:
“Ben, bütün ailemi toplama kamplarında kaybettim. Biz, yani Holokost'tan sağ kurtulanlar yaşadıklarımızı ne unutabiliriz, ne de affedebiliriz. Eğer elimde olsaydı, eğer yapabilseydim Musa’nın On Emrine 11. eklerdim ve derdim ki, ‘Etrafınızda insanlar öldürülürken asla sessiz kalmayın. Biz katledilirken dünya sustu, kimse bir şey yapmadı”
Rav Olivier Kaufmann’ın, El Malé Rachamim ve Kaddish dualarını etmesiyle tören sona erdi.
