Naim Güleryüz ile Tarihten ‘Güleryüzlü’ Damlalar

“Tarih tekerrürden ibarettir” denir. Klişe cevaptır: “Ders alınsaydı, tekerrür etmezdi.”

Toplum
10 Şubat 2016 Çarşamba

  İçine aşk, entrika, aksiyon kurgulanarak, zaman zaman yer ve dönemler dahi ayırt edilmeksizin kaleme alınan ve “tarihi” diye pazarlanan romanlar dışında bazı isimler sadece yakın ilgililer tarafından okunur,  ancak referans kaynaklar olarak saklanır. Ne var ki, tarihin karanlığına terk edilerek unutulmuş, fakat herkesin bilmesinde yararlı olan bazı örnek konular, kişiler, davranışlar, yaşamın küçük çizgileri vardır. Bu amaçla, ‘Tarihten Güleryüzlü Damlalar’ adında yeni bir köşeye başladık. Türk Yahudilerinin tarihi ile ilgili değerli araştırmalar sürdüren, bu alanda şimdiye kadar yayınlanmış 14 ve bu yıl yayınlanacak iki kitabı bulunan Naim A. Güleryüz köşesini her hafta, yormadan bilgilendiren kısa notlarla donatacak.

İşte ilk yazı:

GAZETE

Gazete deyiminin kökeni, Venedik Cumhuriyetinin en küçük madeni parası olan gazzetta sözcüğüdür. XVI. yüzyılda Venedik’te, haber ve duyurular, taş veya madeni plakalar üzerine kazınarak belirgin forumlarda teşhir edilir, kamuya okunduğunda dinleyenlerden, en küçük para birimi olan birer gazzetta tahsil edilirdi. Bu terim zamanla değişik dillere yerleşmişti. Bazı lisanlarda kullanılan journal veya jurnal sözcüğü de, ‘günlük haberleri nakleden’ anlamına gelen diurnalis deyiminden türemişti. Osmanlı’da genelde kullanılan sözcük ise ceride’ydi.

Gazetenin atası

Gazetenin, matbaanın icadından çok daha eski olduğu görüşü hâkimdir. Genelde, gazetenin atası olarak kabul edilen yayın, Roma Senatosunca MÖ 59 yılında 2.000 kopya olarak çıkarılıp imparatorluğun değişik köşelerine dağıtılarak duvarlara asılan Acta Diurna idi.

Türkiye’de ilk gazete

Yurdumuzda yayınlanan ilk gazete, Fransa’nın III. Selim nezdinde özel temsilcisi Raymond Verninhac tarafından Fransız Elçiliği Matbaasında 15 günde bir basılan Bulletin de Nouvelles (1795) ve onu izleyen Gazette Française de Constantinople idi (1796).

Türkçe yayınlanan ilk gazete

Osmanlı İmparatorluğunda ilk Türkçe gazete, 1828’de Kahire’de Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Türkçe ve Arapça olarak iki dilde yayınlanmaya başlattığı Vekayi-i Misriye’ydi.

Günümüz Türkiye sınırları içinde basılan ilk Türk gazetesi ise Takvim-i Vekayi olup, yenilikçi hükümdar II. Mahmud’un buyruğuyla 1 Kasım 1831 tarihinde haftalık olarak yayınlanmaya başladı. Halkı eğitmek ve devlet kararlarını duyurmak amacıyla çıkarılan bu gazetenin Fransızca çevirisi, 5 Kasım 1831’den itibaren Le Moniteur Ottoman adıyla yayınlandı. Zaman zaman, Arapça, Rumca ve Ermenice dillerine de çevrilip basılan bu gazete yaşamını 4 Kasım 1922’ye kadar sürdürdü.

(Ayrıntılı bilgi ve kaynakça için bakınız: Naim A. Güleryüz, Türk Yahudi Basını Tarihi, Gözlem, 2015)