18. yüzyıl sonlarında kolesterolü keşfeden insanoğlu, aynı zaman diliminde koroner damar hastalıklarının da farkına vardı ve bu ikisi arasında ilişki olabileceğini düşünmeye başladı. Bu yazıda kolesterolün ne olduğunu, nelere sebebiyet verdiğini ve nasıl önlem alınacağını irdeleyeceğiz
Dr. Edip Özenel
İnsanların beklenen ömrü, tarih boyunca neredeyse sabit kalmış,19.yüzyıl başlarına kadar artmadı. 1796 yılında bile biçilen ömür 24 yıl iken 1890’a gelindiğinde iki katına çıkarak 48 yıl oldu. Bugün ise ABD’de 77, Japonya’da 90, Türkiye’de 76 yıldır.(Özellikle 1970’den sonraki artış 10 yıldır.)
Bu da gösteriyor ki; kıtlık ve savaşlarda azalma, enfeksiyonlarla mücadele, yaşam koşullarındaki düzelmeler, ilaçlar-tıbbi bakımlar vs. insan ömrünü uzattı. Fakat buna karşılık toplumun yaşlanması sonucunda kalp hastalıkları ve kanser ile daha sık karşılaşılmakta.
18. yüzyıl sonlarında kolesterolü keşfeden insanoğlu, aynı zaman diliminde koroner damar hastalıklarının da farkına vardı ve bu ikisi arasında ilişki olabileceğini düşünmeye başladı.
Sonuçta 1948 yılına gelindiğinde ABD Massachusetts’in Framingham kasabasında, belki de tıp tarihinin en geniş çaplı çalışmasını başlatmış ve kasabadaki yaklaşık 5000 kişiyi uzun yıllar sürecek gözleme almaya başladı.
Bu çalışma ve takip eden diğer çalışmalar sonucunda, bugün artık koroner kalp hastalıklarına neden olan risk faktörlerinin şunlar olduğu rahatlıkla söylenebilmektedir:
1- Değiştirilebilir risk faktörleri
Anormal kan yağları
Yüksek total kolesterol
LDL kolesterol yüksekliği
HDL kolesterol düşüklüğü
Trigliserid yüksekliği
Hipertansiyon
Yaşam tarzı=Sigara, obezite, hareketsizlik, sağlıksız diyet
2- Değiştirilemez risk faktörleri
Yaşlanma
Cinsiyet
Aile öyküsü
Etnik yapı veya ırk
Bu yazıda; bunlardan kolesterol ele alacağız. Kolesterol; çok büyük kısmı vücutta sentezlenen, birçok hormonun, D vitamininin ve safra asidinin yapımında kullanılan organizma için çok önemli bir unsurdur. Fakat kanda normalden daha fazla bulunması durumunda, ateroskleroz denilen damar sertliğine ve damarları tıkayan plak oluşumuna neden olmakta. Damarlardaki bu tıkanmalar da kalpte koroner kalp hastalığına, böbrekte hipertansiyon ve böbrek yetmezliğine, beyinde ise inmelere neden olmakta.
20. yüzyılın ikinci yarısında kolesterolün vücutta geçirdiği metabolik süreçleri çözen tıp dünyası total kolesterol yanında alt kolesterol gruplarının da işlevlerini tanımladı. Buna göre kan yağları özetle üç başlık altında değerlendirilir:
1- LDL kolesterol (kötü kolesterol, ‘lanetli’ kolesterol )
2- HDL kolesterol (iyi kolesterol, ‘hayırlı’ kolesterol)
3- Trigliseridler
LDL’nin yüksekliği damar sertliğini ve plak oluşumunu arttırırken, HDL yüksekliği plaklardaki kolesterolü azaltan olumlu bir etkiye sahiptir. Trigliseridler ise vücudun enerji depolarını oluşturur ve kolesterol kadar olmasa da yüksek olmaları durumunda kalp hastalığı riskini arttırırlar.
İstenen kolesterol değerleri
Total kolesterol: 200’ün altında olmalı (240 üstü risk oluşturur.)
LDL kolesterol: Arzulananı 100 civarı
130 altı düşük risk
130-160 arası orta risk
160 ve üstü yüksek risk
HDL kolesterol: Arzulananı 60 ve üstü
Trigliseridler: Arzulananı 200 ve altı
Kolesterolle mücadele yolları
Bu belirtilen değerlerin dışına çıkıldığında izlenecek olan kolesterolle mücadele yolları şunlardır:
1- Diyet
2- Kilo verme (Bel çevresi erkeklerde 100 cm, kadınlarda 85 cm altında olmalı.)
3- Egzersiz (Her gün veya en azından haftada 4 gün 30 dakika tempolu yürüyüş, HDL’yi arttırır, LDL’yi düşürür.)
4- İlaçlar
5- Doğal ürünler (Omega 3, keten tohumu vs)
Yiyeceklerle aldığımız yağ çeşitleri ve dikkat etmemiz gerekenler şöyle özetlenebilir:
Diyette alınan kolesterol miktarından çok yağ asitlerinin alınışı, kan kolesterol değerlerini daha çok etkiler. Besinle alınan yağ asitleri ise şunlardır:
1- Doymuş yağ asitleri: tereyağı, hayvan eti yağları, Hindistan cevizi yağı
2- Çoklu doymamış yağ asitleri: ayçiçeği, mısır özü yağı
3- Tekli doymamış yağ asitleri: zeytinyağı, fındık, ceviz yağı
Bunlardan doymamış yağ asitleri HDL’yi arttırdığı için önerilirler.
4- Trans yağlar: Doymamış yağların hidrojenizasyonu ile katılaştırılan margarinlerdir. Fast-food gıdalarda, patates cipsinde, hazır donmuş gıdalarda bulunurlar. LDL’yi arttırırlar. Önerilmez.
Koroner kalp hastalıkları karşısındaki durumumuz şudur:
1- Yaşlanıyorsak (erkekte 45, kadında 55 üstü)
2- Erkeksek
3- Ailemizde erken yaşta kalp hastası olanlarsa varsa
4- Türkiyeli isek (Türklerde HDL ortalaması düşüktür.)
Kalp damar hastalığı açısından riskimiz fazlalaşmıştır. Bunları değiştirmek elimizden gelmez.
Ama yapabileceklerimiz de var
1- Sigara içmeyeceğiz.
2- Tansiyonumuzun yükselmesine izin vermeyeceğiz.
3- HDL’yi yükselteceğiz, LDL’yi düşüreceğiz.
4- Kilo almayacağız. ( Şeker, patates ve undan uzak duracağız.)
5- Hareketsiz olmayacağız, hergün yürüyeceğiz.
6- Her şeyden önemlisi yaşamdan zevk alacağız, onca olumsuzluğa karşın mutlu ve umutlu kalmayı becereceğiz.