Rami Kimchi ile tarihe renkli bir yolculuk

Hegkom Sinema Gecelerinin son konuğu, İzmir asıllı İsrailli yönetmen Dr. Rami Kimchi oldu. Dr. Seyfi İşman moderatörlüğündeki gecede, Kimchi’nin iki yapımı da izleyicilere tanıtıldı.

Virna BANASTEY Toplum
17 Şubat 2016 Çarşamba

14 Şubat Pazar akşamı, yaklaşık 120 kişilik bir topluluk, anneannesi İzmirli olan, İsrailli Yönetmen Rami Kimchi dinlemek için UÖMO Amram Oditoryumunda toplandı. Aralarında Hahambaşı Rav İsak Haleva ve İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen’in de bulunduğu topluluk, Kimchi’nin iki eserinden bölümler izleme fırsatı da buldu. 1942 yılında Cezayirli Yahudi gençlerin, Amerikalılara destek vererek onların çıkartma yapmasına yardımcı olmasını konu eden ‘The Night of Fools / Ahmaklar Gecesi’ gecenin ilk filmi idi. Kimchi, Fransızların yaşanan bu durumdan hoşlanmadığı için bu gerçeğin çoğu kez tarihte göz ardı edildiğini belirtti.

İkinci film ise ‘La Lingua de mi Padre / Babamın Lisanı’ oldu. Rodos’taki Yahudi yaşamını ve Sefarad topluluğunun ne kadar eğitimli – kültürlü olduğunu gösteren filmde, eski Hahambaşı Rav David Asseo’nun da adı geçti.

Dr. Kimchi, filmleri hakkında bilgiler verdikten sonra, izleyicilerden gelen soruları yanıtladı. Gece, Emel Haliyo’nun tercümesi ile keyifli bir şekilde sürdü…

Gecenin sonunda, Dr. Kimchi kısaca sorularımızı yanıtladı. Rami Kimchi ile Türkiye’deki köklerini, mesleğini ve yapıtlarını konuştuk.

 Türkiye’yi ilk ziyaretiniz mi? Ebeveynlerinizin İzmir’deki yaşantıları hakkında neler biliyorsunuz?

Türkiye’yi ilk ziyaretim değil. Birçok İsrailli gibi ben de tatil için Antalya’yı ziyaret ettim. Hatta ‘Babamın Lisanı’ filmimde bir sahneyi de Antalya’nın tarihi limanında çektim. Ancak İstanbul’a ilk kez geliyorum. İstanbul’u her zaman ziyaret etmek istemişimdir ama her plan yapışımda hep engellerle karşılaştım. Bir seferinde Marmara depremiydi. Diğerinde çok yakın bir akrabamı kaybetmiştim. En sonunda gelebildiğim için mutluyum. Şehri büyüleyici buldum. Çok Avrupai görüntüsünün yanı sıra bir de oryantal tadı var. Kokular özellikle çok oryantal. Nargile kokusu, oryantal hamur işlerinin kokusu ve baharat kokusu… Yafa’da ve Kudüs Eski Şehir’de hissedebildiğiniz kokular bunlar. Kendimi adeta evimde hissettiriyor.

Köklerim İzmir’de. Annemin anne ve babası aslen İzmirliydiler. Ancak 1920’lerde İzmir’den Mısır’a göç ettiler. Her zaman ailemin İzmir yaşantılarını merak ederdim ama Mısır’da doğan annem çok fazla bilgiye sahip değildi. Sadece satır aralarından İzmir’de bir yaşantının var olduğunu anlayabilmiştim. Yunanlılar ile Türklerin arasında geçen isyanları annesinden duyduğunu söylerdi. Annesi Türklerin çok temiz insanlar olduğunu, Yunanlı erkeklerin ise sıcakkanlı olduğunu söylermiş. Daha fazla bilgi sahibi olabilmek için İzmir’i ziyaret etmek istiyorum.

 İsrail’de üniversitede hangi konuda ders veriyorsunuz?

Sinema konusunda üniversite eğitimim, İbrani Edebiyatında yüksek lisansım ve Yakın Doğu İlişkileri üzerine doktoram var. Yani ilgi alanım bir hayli geniş. Seneler boyunca, İsrail sineması, İbrani ve Yidiş edebiyatı, romanlardan filmlere adaptasyon ve Filistin sineması konusunda dersler verdim. İsrail kültürü ile ilgili böylesi geniş bir ilgi ve bilgi yelpazesi özellikle Amerikan üniversitelerinde ders vermeye çağrılmamda etkin oldu. Michigan, Tulane ve San Diego California üniversitelerinde ziyaretçi profesör olarak dersler veriyorum. İsrail’de Haaretz’e de makaleler yazıyorum. Makalelerim genellikle İsrail’deki Aşkenaz elit grup ile kendilerine Mizrahi diyen, aralarında Ladino konuşan Sefaradların bulunduğu, Aşkenaz olmayan diğer Yahudilerin birleşimi grup arasındaki etnik çatışmalar ile ilgili.

 Genellikle tarihi olaylara odaklanıyorsunuz. Sizi bu konuları seçmede etkileyen faktörler nelerdir?

Öncelikle tarihe karşı inanılmaz bir tutkum olduğunu kabul etmeliyim. Her zaman ‘film yapmak benim mesleğim ama tarih tutkumdur’ derim.

İsrail’de yaşayan bir Sefarad olarak, Aşkenaz olmayanların doğru bir şekilde temsil edilmediklerini gözlemledim. Genelde İsrail’deki söylemler Aşkenaz Yahudilerinin tarihçesi üzerine kurulmuş. İlk filmim Galia’nın Düğünü’nde uluslararası ödüller kazandıktan sonra film yapmadaki yeteneğimi Aşkenaz olmayan Yahudilerin tarihini anlatmaya adadım. Bu öyle kolay bir karar değildi çünkü İsrail’de hükümet desteği olmadan film yapmanız mümkün değil ve film komiteleri Aşkenaz yanlısı kişilerden oluşuyordu.

Ancak bu yoldaki davam için mali zorluklarla baş etmeyi göze almıştım. Böylece bir bölümünde çekirdek ailemden de bahsettiğim, 20. yüzyıl Sefaradlarından bahsettiğim üçlemeyi yaptım. Adını da ‘Kendi Ülkelerinde Sürgünde’ koydum. İstanbul’da çektiğim ‘Babamın Lisanı’, üçlemenin sonuncusuydu. Daha önceki iki film; kardeşimi anlattığım ‘Travels With My Brother / Kardeşimle Seyahatler’ ve annemi anlattığım ‘Cinema Egypt / Mısır Sineması’ydı.

Daha sonra Cezayir’deki yeraltındaki Yahudilerin büyüleyici hikâyesini öğrendiğimde yarı dokümanter film ‘La Nuit des Dupes’i yaptım. Filmi finanse edebilmem beş yılımı aldı çünkü film komitesindekiler sanırım beni pek sevmemişlerdi. Bu filmi yapmak yerine çok bilinen bir konu olan Varşova Gettosu İsyanı hakkında bir film yapmamı önermişlerdi. Ancak mücadelem mutlu sonlandı ve en nihayet İsrail Ulusal Kanalı; Kanal1, bana bir bütçe ayırdı. Filmim 2015 yılı Siyonist Sanat Ödülünü kazandı.

 Gelecek için herhangi bir projeniz var mı?

Şimdilerde bütçe arayışında olduğum iki yeni projem var. Biri Sefarad Yahudilerinin tarihiyle ilgili kurgu bir film. Osmanlı döneminde, Birinci Dünya Savaşında demir yollarında mühendis olarak askere alınan ve Filistin’e yollanan eğitimli bir Türk Yahudi gencin hikâyesi… Pasifist olan genç ordudan firar ediyor ve Kudüs’te Sefarad bir ailenin yanına sığınıyor. Orada ailenin en küçük kızına âşık oluyor ancak firari olmasından dolayı bu aşk bir trajediyle sonlanıyor.

Diğer filmim yarı dokümanter yarı kurgu. Birkaç Yunanlı Selanikli Yahudi ailenin, İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerin kendilerini yakalamak için yollanmasına rağmen inanılmaz bir şekilde Holokost’tan kurtulmalarının hikâyesi.

Dr. Rami Kimchi kimdir?

 

Dr. Rami Kimchi bir kültür eleştirmeni ve film yapımcısı. Kimchi Ann Arbour Michigan Üniversitesinde ve doktorasını yaptı. Şimdilerde İsrail’deki Ariel Üniversitesinde yardımcı profesörlük yapıyor. İsrail sineması hakkında bir kitap yazdı ve ulusal televizyon kanallarında ve dünya çapında film festivallerinde gösterilen beş film yaptı. ‘Galia’s Wedding/Galia’nın Düğünü’ adlı filmi Kudüs Uluslararası Film Festivalinde En İyi Film Ödülünü kazandı. Son filmi ‘La Nuit des Dupes’ 2015 Siyonist Sanat Ödülüne layık görüldü. Kimchi aynı zamanda Dov Sadan İbrani Edebiyatı ödülünü kazandı.