• İki bin yıl, hep baskı gören ve dünyanın her yerine atılıp saçılan Yahudiler, anayurtlarında bir gün mutlaka devlet kurmayı ülkü edindiler “Eğer sen istersen o bir hayal değildir” diyorlardı, İsrail’i kurunca bu sözü parlamentolarının duvarına yazdılar. Kurdular devletlerini, dünyayı parmaklarında oynatıyorlar… Ve bu günlerde İsrail’le yakınlaşmamız ülke çıkarlarımız için yaşamsal önemde olmasına karşın, her taşın altında Yahudi melaneti arayan, Yahudileri her kötülüğün anası gibi bilen ve bunu tartışılmaz bir saplantı hâline getiren bu “dinci taife” gene o bitmeyen teraneleriyle vaveylaya başladı. Bu ülkede, bu şartlanmışların yüzüne, bu acı gerçekler çarpılmadı yeterince… İşte ayna… Ben çarpıyorum kendi çapımca… CAZİM GÜRBÜZ – www.kocaeligazetesi.com.tr
Osmanlı’da ilk matbaayı Yahudi Nahmias kardeşlerin kurduğunu, geçmişten günümüze 101 Yahudi yayın olduğunu, enginarı, ipekböceğini Yahudilerin getirdiğini biliyor muydunuz? Peki Şabat, Hanuka, Hamursuz size tanıdık geliyor mu? Ya maftirim tasavvuf musikisi?
Türkiye’nin en kapalı toplumlarından biridir Yahudiler. Bunun sebebi sayılarının 20 bine düşmesi değil sadece, esas neden yüzyıllardır varolan günlük dildeki deyimlere de yerleşmiş olan önyargılar ve Yahudi düşmanlığı.
Yahudi toplumu bu kapalılığı ve önyargıları kırmak için son yıllarda daha görünür olmanın çabası içinde. Yahudi Tanıtım Günleri Holokost Anması, Struma Anması, kamusal alanda yapılan ilk Hanuka kutlaması bu çabanın adımları.
İşte Neva Şalom Sinagogu’na taşınan 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi de Yahudi toplumunu yakından tanımak için çok iyi bir fırsat.
Müze aslında yeni değil, 2001 yılından itibaren Zülfaris Sinagogundaydı. Daha çok kişiye ulaşması için zamanında Yahudilerin yoğun olarak yaşadığı Galata’da yer alan Neva Şalom Sinagogu’na taşındı. Tabii içeriği baştan aşağıyı zenginleştirilerek.
Sinagog ve müzenin birlikte yer aldığı binaya girmek için kimlik kartınızı vermeniz ve 3-4 kapıdan geçmeniz gerekecek. 65 yıllık Neva Şalom Sinagogu’nun üç kez saldırıya uğradığını hatırlatalım.
Nilay Vardar
http://bianet.org/bianet/toplum/172450-turkiyeli-yahudileri-tanimak-ister-misiniz-buyrun-muzeye
Dünyada yaklaşık 15 milyon Yahudi var. Bunların hepsinin “bilgiyi ve parayı iyi yönetmesi” nedendir acaba? Amerika’daki Yahudi berberden İran’daki Yahudi bakkala, Ukrayna’daki Yahudi mimardan Güney Afrika’daki Yahudi komünist parti militanına, 15 milyon insanın böyle ilginç bir özelliği paylaşmasının sebebi ne olabilir? Yedikleri yemek mi, soludukları hava mı, damarlarındaki asil kan mı, Tanrı’yla aralarındaki kişisel ve samimi ilişki mi? Ne?
Hiçbir şey değil tabii. Böyle bir özellik yok. “Siyah erkeklerin cinsel organı büyüktür” ifadesiyle “Yahudiler bilgiyi ve parayı iyi yönetir” ifadesi aynı temele dayanır. Olmayan bir temele. Ama ifadelerin ikisine de inanan çok sayıda insan olduğu da kuşkusuz. Bilgi yönetmeyi bir kenara bırakalım, para ile Yahudilik arasında bir ilişki olduğu inancı hem dünyada hem Türkiye’de müthiş yaygın. Garih o anlamsız lafı etmeseydi de, Erdoğan’ın zaten Yahudilerin zengin olduğuna inanıyor olduğundan emin olabiliriz. Niye? Nereden geliyor bu inanç?
Belçikalı Troçkist Abram Leon, 1944’te Nazilerin bir toplama kampında öldürülmeden önce yazdığı The Jewish Question – A Marxist Interpretation (Yahudi Sorunu – Marksist Bir Yorum; New York, Pathfinder, 1970) kitabında Yahudilerin niye “paradan anladıklarını”, niye “tefeci, simsar, tüccar” olduklarını anlatır. Pek çok Yahudi’nin niye para ile ilgili alanlarda iş tuttuklarını, bunun nedenlerinin ırksal değil, tarihsel, sosyoekonomik olduğunu açıklar. Avrupa’da yüzyıllar boyunca ekonominin ana alanlarından ‘yasal’ olarak dışlanan, toprak sahibi olması, tarımda çalışması yasaklanan bir insan grubunun üretim alanından dolaşım alanına ‘sürüldüğünü’, bu grubun ulusal iktisadi süreçlere dahil olmasına izin verilmediği için nasıl ulusal ekonomiler arasındaki ‘çatlaklara’, yani uluslararası ticarete “mahkûm” edildiğini belgeler. Günlük yaşamın ekonomisinde insanlara en önemli gelen şey paradır. Oysa, gerçekte önemli olan üretimdir. Para, üretimle tüketim arasındaki ‘arabirim’dir, üretilen malların dolaşımını kolaylaştıran ikincil bir unsurdur. Para bir anda ortadan kalksa, üretim sürdüğü müddetçe, hiçbir şey olmaz, tüm ihtiyaçlar karşılanmaya devam eder. Üretim durursa, yaşam durur. Yahudiler bu anlamda gerçek ekonominin dışına “sürülmüş”lerdir.
Tarih boyunca İngiltere’ye göç hakkında bir kitap yazmış olan Robert Winder (Bloody Foreigners: The Story of Immigration to Britain, Londra: Abacus, 2005), on ikinci yüzyılda İngiltere’nin finans sektörünü Yahudilerin yönettiğini belirtir ve bunu şöyle izah eder: “Kilise’nin tefeciliği günah sayması, sermaye-yoğun inşaat projelerine (katedraller) düşkün olduğu düşünülürse, çok elverişsiz bir ilkeydi. Dolayısıyla, bu önemli hizmeti karşılamak için Yahudiler davet edildi [aslen Fransa’dan]. Gelenler, zaten loncalar tarafından diğer ticaret ve zanaat alanlarından dışlandıkları için, gerçekte finans ile ilgilenmek dışında bir seçenekleri yoktu”.
Roni Margulies
http://www.avlaremoz.com/2016/02/26/butun-yahudiler-zengindir-roni-margulies/
Türkiye’nin ilişkilerini başta Gazze zulmü ve Mavi Marmara krizi nedeni ile dondurduğu İsrail ile yapılan görüşmelerde önemli aşama kaydedildi. Yaz başına dek açıklanabilir. Türkiye bu arada misafir ettiği Hamas’ın iki önemli ismini de İsrail’e, anlaşma şartlarından biri olarak sessiz sedası göndermiş. İlginç değil mi? Ha unutmadan, ilişkilerin tamamen bittiğini sanan halkımıza hatırlatalım; devlete yakın isimler de dahil çok kişi İsrail ile çatır çatır iş yapıyor. Şimdi sıkı durun; ilişkilerin dondurulduğu 2009’da 2.5 milyar dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacmi, bu donmuş süreçte şimdi ne kadar biliyor musunuz? 6 milyar doların üzerinde. Yani tribünlere ve şova kendinizi kaptırmayın; hayat aşağıda başka akıtılıyor.
Metehan Demir
http://lojiblog.com/baskentten-5-kulis/
Küçükken Judeo Espanyol ile kurduğum ilişki bu şekildeydi. Bu garip ve tanımsız dil, anlamak için uğraşmak yerine olmamasını tercih ettiğimdi. Büyüklerimin, benim anlamamı istemediği konular için kullandığı şifreli ve gizemli bir yoldu. Farklıydı ve benim farklı olduğumun mührüydü. Hem İspanyolcaydı hem Türkçeydi ama ikisi de değildi. Bu iki dilin birbirini tamamlaması ile var oluyordu; biri olmadan diğeri yarım kalıyordu ama ortaya çıkan iki dilin birleşimini aşıyordu.
Sonra sonra ilişkim değişti Judeo Espanyol ile. Belki farklı olmaktan korkmamayı öğrenmeyi başarabildiğim; belki de aslında korkunun karşısındaki yalnızlığımı gidermemde bana bir dayanak olduğu için Judeo Espanyol’u bir parçam yapabildim.
Şefkatin dili oldu benim için. “Luzya de kaza”ydım ben, evin güzeli… “İja de la madre” annesinin kızı, annesinin bir parçası… “Presyadika”ydım, kıymetliydim ve kıymetim hep Judeo Espanyol ile ifade buluyordu. Evin sıcaklığı bu dilin içinden doğuyordu, ana dilim değildi ama anaç olan bu dildi benim için. Ailemle olan bağım bu dile emanetti.
Zaman içerisinde fark ettim ki Judeo Espanyol başka emanetler de yüklenmişti. 1940’ların başındaki 20 Kur’a Askerlik vakası, Türkiye Yahudileri arasında Judeo Espanyol bir isim edinmiş “Las Vente Klasas” olarak anılır olmuştu. Balkanlar’daki Sefarad Yahudileri, İkinci Dünya Savaşı’nda kaybettiklerine bu dille ağıtlar yakmıştı. Dil kederin ve yasın aracı, aracısı olmuştu.
Sinyora Öjeni
http://www.avlaremoz.com/2016/02/22/anac-dilim-judeo-espanyol-sinyora-ojeni/
Dünyada 14 milyon Yahudi var hepi topu… İsrail 1948’de kuruldu… Çölü cennete çevirdiler… Kurdukları Kibbutz adlı tarım kentleri bugün sanayi kentleri haline dönüştü. Tohumda ve gen teknolojisinde devrim yaptılar, dünyaya tohum sattılar altın fiyatıyla eşdeğer. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük bilim adamlarından biri olan Einstein, psikanalizin babası Freud, düşünceleri dünyayı değiştiren Marks ve büyük yazar Kafka, Yahudi'dir. Aşı iğnesini, ilk çocuk felci aşısını, lösemiye karşı ilacı bulan, hepatit B aşısını, frengiye karşı tedaviyi ve ilk doğum kontrol hapını geliştiren, böbrek diyaliz makinesini yapan, tıp ve bilim dalındaki önemli ve yararlı birçok başka buluşu insanlığa kazandıranlar da Yahudilerdir. Dahası da var: Optik lif kabloyu, trafik ışıklarını, paslanmaz çeliği, sesli filmi, telefon mikrofonunu, ilk bantlı video kayıt makinesini, ilk mikro-işlem çipini bulan ve ilk nükleer zincirleme reaktörü geliştiren de onlar…
Küresel sermaye bunların kontrolünde… Yüzlerce sanatçı, film yönetmeni, film yıldızı var Yahudi asıllı.
Ve bu ileri Yahudiler, geri Araplarla aynı soydanlar, biliyor musunuz? İbrahim peygamberin oğlu İshak, Yahudilerin, öteki oğlu İsmail ise Arapların atası…
Bizim dincilerin dillerinden düşürmedikleri bir Medine Sözleşmesi vardır hani. Onu ilk insan hakları, etnik ve dinsel özgürlük belgesi olarak anlatıp dururlar. Evet Müslümanlarla Yahudiler ve diğer gruplar arasında bu sözleşme yapıldı fakat daha sonra Yahudilerin bazı eylem ve çalışmaları bahane edilerek birçoğu katledildi, kalanlar da sürüldüler Medine’den, malları ve mülkleri de yağma edildi. Civardaki (Hayber Kalesi ve çevresi gibi) Yahudi yerleşim birimleri de fetholunup haraca bağlandı.
İki bin yıl, hep baskı gören ve dünyanın her yerine atılıp saçılan Yahudiler, anayurtlarında bir gün mutlaka devlet kurmayı ülkü edindiler “Eğer sen istersen o bir hayal değildir” diyorlardı, İsrail’i kurunca bu sözü parlamentolarının duvarına yazdılar.
Kurdular devletlerini, dünyayı parmaklarında oynatıyorlar…
Ve bu günlerde İsrail’le yakınlaşmamız ülke çıkarlarımız için yaşamsal önemde olmasına karşın, her taşın altında Yahudi melaneti arayan, Yahudileri her kötülüğün anası gibi bilen ve bunu tartışılmaz bir saplantı hâline getiren bu “dinci taife” gene o bitmeyen teraneleriyle vaveylaya başladı.
Bu ülkede, bu şartlanmışların yüzüne, bu acı gerçekler çarpılmadı yeterince… İşte ayna… Ben çarpıyorum kendi çapımca…
Cazim Gürbüz
http://www.kocaeligazetesi.com.tr/geri-araplar-ileri-yahudiler-ve-bizim-dinciler-611472yy.htm
Ben ilkokulda ve üniversitede Maarif okullarında okudum ve hayatımda hiçbir yabancılık, herhangi bir ayrıcalık hissetmedim. Eski Balatlıyım. Kilisenin yanında otururduk. Maceralarımız çok olurdu. Arkadaşım Manuk’la (mahallenin en yaramaz çocuğuydu) akşamları gider, gündüz atılan paraları toplardık. Güzel bir diyaloğumuz vardı. O zamanlar, yani 50’li yıllarda Balat’ın dörtte üçü Yahudi’ydi. 45-50 bin nüfuslu, küçük bir Yahudi şehri gibiydi. Şimdi kimse kalmadı. Ayrı gayrımız yoktu orada, hepimiz arkadaştık. Bir top bulduk mu peşinde hepimiz birden koştururduk. Takılırdık birbirimize, Ladino dediğimiz Yahudi İspanyolcasıyla konuşurken bizimle dalga geçerlerdi. Hepimiz arkadaştık. Arkadaşlarım arasında Kürd’ü, Arab’ı, Ermeni’si, Rum’u vardı. Arap bir arkadaşım bana hep “Sen Yahudi olamazsın” derdi.
(…) Herhalde Yahudileri başka türlü, önyargılı olarak tanıyordu. Beni sevdiğinden öyle diyordu. İltifat mı, değil mi, onu anlayamadım.
(…) Hiç böyle bir açıklama yapma ihtiyacını hissetmedim, çünkü hepimiz arkadaştık. Ayrı gayrımız yoktu. Benim gayrimüslimden çok Müslüman arkadaşım vardı. Okulda, üniversite hayatında, askerlikte... Askerlikte, ayrımcılığın aksine, mesleğimden dolayı hürmet gördüm. Hatta, terhis olduktan birkaç ay sonra evlendim, filo komutanımı Neve Şalom’a davet ettim, o da elinde güllerle düğüne, sinagoga geldi. O da İstanbulluydu tabii...
Aron Levi (Rita Ender)
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/14523/yine-de-insan-dogdugu-yasadigi-memleketi-arar
Netten okumalar
http://www.birgun.net/haber-detay/reichstag-yangini-bugunlerde-ne-anlatir-104951.html
http://ankarali-502.blogspot.sg/
http://israilblogu.com/2016/02/26/israili-boykotu-tesvik-eden-bdsnin-cirkin-yuzu/
http://blog.radikal.com.tr/felsefe/ufacik-israil-teknoloji-uretiyor-siz-126274
http://tr.danielpipes.org/16540/bir-asirlik-filistin-redciligini-sona-erdirme
http://www.yenisafak.com/hayat/israil-korfez-iliskileri-supheli-yakinlik-2424479
Struma
https://www.youtube.com/watch?v=cGsxrpDzyrs
http://www.avlaremoz.com/2016/02/23/struma-ya-da-kipi-anita-sezgener/
http://marksist.org/icerik/Teori/3996/74.-yil-donumunde-Vasul-Struma-ya-da-insanligin-iflasi
http://t24.com.tr/yazarlar/raffi-a-hermonn/devlet-struma-faciasini-andi,13966
http://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/struma-ile-yuzlesme-zamani,13985
http://odatv.com/torpidoyla-gelen-son-hakkinda-her-sey-2402161200.html
http://marksist.org/icerik/Teori/3996/74.-yil-donumunde-Vasul-Struma-ya-da-insanligin-iflasi
https://twitter.com/halicpostasi/status/702560032995549185
http://www.milliyet.com.tr/struma-anildi-/gundem/ydetay/2202010/default.htm
Takılan tweetler
Ceren Candemir @Ceren_Candemir 24 Şub
Ceren Candemir Retweetledi: rïva
Sürgünlerden, kıyımlardan geriye kalan kadim bir halkın dili Ladino, kaybolmaması bizim elimizde..
T24 @t24comtr 28 Şub
Hürriyet Washington Temsilcisi: ABD'de Ankara'ya Kürtler konusunda en çok destek veren İsrail lobisi
Bir Türk Yahudisi @TurkiyeYahudisi 28 Şub
#THYdeSALOM gazeteside olsa guzel olmaz mıydı ? @TurkishAirlines
Haliç Postası @HalicPostasi 24 Şub
383 #Yahudi göçmenle Köstence'den hareket eden Mefkure, İğneada'ya gelmeden bir denizaltı tarafından torpillenmişti
Haliç Postası @HalicPostasi 24 Şub
Ama o acıda en büyük pay,her savaştaki gibi,en masumların; çocukların dünyasına düştü.Özellikle #Yahudi çocukların..
Karel Valansi @karelvalansi 29 Sub
Antisemitizmde bugün: Bir dönem Almanları zehirleyen Hitler, Kavgam kitabını marketlerde satmak neyin zihniyeti? @Migros_Turkiye