Purim’den önceki Şabat, Şabat Zahor adıyla anılır. Bu Şabat, Tora’dan Zahor Peraşası adı verilen özel bir bölüm okunur. Zahor peraşasında Amalek’in ve Mısır Çıkışı’nda Yahudi halkına hiçbir neden olmadan saldırdığının hatırlanması ve hiçbir zaman unutulmaması mitsvası verilir.
Purim hikâyesindeki kötü adam Aman’ın da Amalek’in soyundan gelmesi, Şabat Zahor’un Purim ile bağlantısını oluşturur.
‘Zahor-Hatırla’ peraşasının okunması, Tora’nın ‘Taase-yap’ mitsvalarından; ‘Unutma’ da ‘Lo Taase-yapma’ şeklindeki mitsvalarındandır. Bu mitsvalar, her zaman her yerde, hem kadınlar, hem de erkekler için geçerlidir. Bu nedenle bayanların da bu Şabat sinagoga gelip peraşayı dinlemeleri çok önemlidir.
Kimdir Amalek
Tanrı’nın nesiller boyunca savaş içinde olacağı ve ismini göklerden ve yeryüzünden sileceğini söylediği Amalek’in kim olduğu hakkında farklı yorumlar bulunur.
Bereşit kitabında Amalek’in ailesinden söz edilir. Esav’ın oğlu Elifaz’ın odalığı olan Timna, Elifaz’a Amalek’i doğurur. Timna, aslında bir prensestir. Talmud’a göre Timna; Avraam Yitshak ve Yaakov ailesine katılmak ister. Farklı yorumlara göre, atalarımızın ‘Bet Din’i’, ilerde Amalek’in ondan doğacağı için veya Timna’nin bu arzusunun, Tanrı yoluna girip kendini Tanrı hizmetine adamak amaçlı değil şahsi çıkar amaçlı olduğunu anladıklarından dolayı bu isteği reddeder. Bunun üzerine Timna, herhangi bir millette prenses olacağına, Avraam’ın soyunda odalık olmayı tercih eder ve bu şekilde prensesliğe sırt çevirerek sırf Avraam Yitshak ve Yaakov’un ailesine dâhil olabilmek için Esav’ın oğlu Elifaz’ın odalığı olmayı seçer. Kimi yorumcular, şayet Timna Avraam’ın ailesine kabul edilseydi, Amalek’in doğmamış olacağını savunur.
Daha sonraki nesillerde meydana gelen olayların anlatıldığı Megilla Ester’deki Aman’ın da Amalek’in soyundan geldiği söylenir.
Amalek, bu köklere sahip olan ve İsrailoğullarına karşı kalıtsal bir nefret taşıyan eski bir Orta Doğu milletidir. Amalek halkının her fırsatta Yahudilere saldırması için hiçbir sebebe bile gerek yoktu. Konu, toprak konusunda anlaşmazlık, provokasyon, güçlerini veya savaşçı olarak itibarlarını artırmak veya savaş ganimeti toplamak da değildi. Bu onlar için, Tanrı’nın halkını yok etmeye yönelik içsel patoloik bir ihtiyaçtı. Bir sebebe bağlı olmadığından, bu nefretle mücadele edebilmek için diplomasi, eğitim, okul müfredatının gözden geçirilmesi gibi çözümler de anlamsız kalırdı. Bu nefret sonradan öğretilmiş değil, içlerine işlemiş ve kökleşmiş bir nefretti. Amalek halkı dünyada olduğu sürece hiçbir Yahudi güvende olamazdı.
Raşî’nin yorumuna göre; Amalek, ‘mikre-tesadüf”ü simgeler. Amalek, Tanrı’nın Varlığı’nı, Tanrı’nın evrenle etkileşimini inkâr eder, gelişen olayların Tanrı’nın İsteği ve Planı doğrultusunda değil, tamamen tesadüf ve rastlantılar sonucu olduğunu iddia eder.
Aynı zamanda ‘Amalek’in harflerinin numerik değeri, ‘safek-şüphe’ ile eşittir.
Amalek, spiritüel anlamda asılsız, temelsiz, sebepsiz, mantıksız şüphenin özünü temsil eder ve işte bunlar, Yahudi milletinin ve Yahudilerin hayattaki misyonunun ezeli düşmanıdır. Bu yüzden Amalek’in, Tanrı’dan uzaklaşmamıza, Tanrı’nın yanımızda olup olmadığına dair içimize girmeye çalışan, ‘şüphenin’ adını tamamen silmek, yok etmek gerekir.
Zohar; Amalek’i Satan ve ölüm meleği olarak, farklı yorumcular Amalek’i Yetser Ara ve daha birçok farklı şekilde tarif eder.
Neşenin arttığı ayda bizi yok etmeye çalışanları hatırlamak
‘Zahor-Hatırla!’ peraşası her zaman Yahudi takviminde en büyük neşe ve coşku ile kutlanan bayram olan Purim’den önceki Şabat okunur. Ayrıca Purim’in içinde bulunduğu tüm Adar ayında da, marbim besimha-neşe arttırılır. O zaman neden tam da bu kadar mutluluk yaşayacağımız Purim’den önceki Şabat bizi yok etmek isteyenlerden bahsediyoruz? Bu kadar negatif bir şey üzerine yoğunlaşarak nasıl neşeli ve mutlu olabiliriz?
Gerçek mutluluğu deneyimleyebilmek için geçmişimizin bir parçası olan kötülüğe de bakabilmeyi becerebilmemiz gerekir. Sağlıklı bir şekilde ilerleyip hayatımıza devam edebilmemiz için, geçmişte yaşanmış olan kötülükleri görebilmemiz, varlıklarını kabullenip anlayabilmemiz ve hatırlamamız gerekir. Ortak tarihimizde birçok acı olay yaşandı, yaşanıyor. Kendi özel hayatlarımızda da yaşanmış birçok farklı acılar var. Bunları ne kadar derine gömsek de, ne kadar yaşanmamış gibi yapmaya çalışsak da, bu şekilde onların uzaklaşmasını sağlayamıyoruz. Yaşanmış olanlar belki hiç bir zaman yok olmayabilir, ama biz onlardan ve onların üzerimizdeki etkilerinden uzaklaşmayı başarabiliriz. Ancak hayatımızdaki acı yaşanmışlıklarla yeterince yüzleşebildiğimizde, artık bizim üzerimizdeki hâkimiyetleri son bulabilir ve artık biz de sağlam bir şekilde hayatımıza devam etmeye başlayabiliriz.
Evet, Purim’de senenin her döneminden daha çok daha coşkulu kutlamalar yaparız. Ama bunu ancak düşmanımız Amalek’in bize çektirmiş olduğu acıyı hatırladıktan sonra yaparız.
Amalek’in yaptıklarını hatırlamamız, o acıyı taze tutmak ve hayatımızın odak noktası haline getirmek için değil, sadece farkındalıkla ne kadar mesafe kat ettiğimizin ve düşmanlarımızın tüm girişimlerine rağmen nasıl bizi yok etmeyi başaramadıklarının bilincinde olabilmemiz için gereklidir. Hayatta kaldık, kendimizi geliştirdik, ilerlemeye devam ettik ve kazandık.
Günümüzde Amalek
R. Joseph Dov Soloveitchik, Amalek’in her zaman var olduğunu ve her nesil farklı isimlerle ortaya çıktığını belirtir.
Amalek her zaman dışardaki bir güç olmayabilir, bazen kendi içimizde pusuya yatıp bekliyor da olabilir. Bazen bu güçler, en beklenmedik anda en beklenmedik dürüst insanların kalbini de ele geçirebilir. O yüzden sürekli bir farkındalıkla içimizle bağlantıda olmamız, kendi kalbimizin içine bakıp orada neler olduğunu ara ara yoklamamız, sorgulamamız gerekir. Gerçeklik ve iyilikle dalga geçen, aşağılayan, ahlaklı şekilde davranan kişilerle dalga geçme eğilimi, başkalarını mutlu etmek için bir şeyler yapanlara şüphe ve alayla yaklaşma, kendimizin veya başkalarının içtenliğinden kuşkulanmak-bunlar günümüzün Amalek’leridir ve ruhumuzla öldürücü bir savaş içindedir. Eğer izin verirsek, şüphecilik ve alaycılık kendimizi geliştirmemiz için yaptığımız her girişimi öldürecek, karakterimizi arıtmaya ve ruhumuzu ortaya çıkarmaya yönelik her hareketimizi kısıtlayacaktır. Buna karşı yapılacak tek şey, bu alaylara cevap vermeden, mantık yürütmeden, hiçbir tartışmaya girmeden Amalek’i iyiliğimizle, dürüstlüğümüzle, ahlakımızla yok etmektir. Hiçbir sebep olmadan iyilik yapmak, açıklama vermeden nezaketle yardımda bulunmak, arkadaşımızı sebebe bağlı olmadan sevmek, tutsak ruhumuzu özgürleştirecek, Amalek’i yok ederek içsel savaşımızın kahramanı olmamızı sağlayacaktır.
Amalek’i yok etmek
Tora, Amalek’i yok etmek için şu yolu gösterir: Tora öğretmek ve daha önce Timna’nın kalbini kıran dışlanma olayını telafi etmek. Yahudilerin Tanrı ile bu dünyayı kötülükten temizleyeceklerine dair bir anlaşmaları vardır. Amalek kötülüğün görüntüsü ve simgesidir.
Rav Avraham Yitzchak Kook, dünyayı kötülükten kurtarmak için, kötülüğün yerine iyiliği koymayı, bu şekilde kötülüğü kökünden yok etmeyi önerir: “Tsadikliği tam olan kişiler kötülükten yakınmaz, onun yerine dürüstlüğü arttırır. Dine karşı olanlardan yakınmaz, onun yerine inancı arttırır. Cahillikten yakınmaz, onun yerine bilgeliği attırır.”