Eskiden, Yahudilerin ikamet ettiği yörelerde umumi hamamların özel bir bölümü kendilerine tahsis edilerek mikve olarak kullanılırdı. Bu gibi hamamlar halk arasında ‘batak hamamı’ veya ‘Yahudi batağı’ olarak anılırdı.
İstanbul’da, şimdilik, biri Balat’ta diğer ikisi de Kuzguncuk’ta olmak üzere üç “bir zamanlar batak havuzu” saptayabildik. Bet Nisim Sinagoguna çok yakın bir konumda, Meşruta Sokak ile Tenekeci Musa Sokağının kesiştiği yerde hizmet veren Kuzguncuk Batak Hamamı 1900’lu yıllarda inşa edilmiş, 1980’li yıllardan sonra terk edilmiştir. Mikve havuzunun üstü bilinmeyen bir dönemde toprakla kapatılmıştır.1
Yine Kuzguncuk’ta bir diğer mikveye Dağhamamı'nda, restore edilerek yeniden hizmete giren bir hamamda rastlandı.
Boğazdan esintiler: Kuzguncuk’ta sinema
Belli bir yaştaki Kuzguncuklular, 1935’li yıllardan önce Kuzguncuk Vapur İskelesinin üst katındaki ‘Sefanyanın Kahvesi’ni tebessümle anımsarlar. Sefanya Kohen hem veresiye çay-kahve servisi yapar, hem de haftada 4-5 akşam kahveyi sinema düzenine sokar, film gösterirdi. Zamanın seks ilahesi Mae West’in, Jeanette MacDonald’ın, Charlie Chaplin’in (Şarlo) ve sair ünlü artistlerin siyah-beyaz, bazen sesli bazen sessiz filmleri seyredenleri şenlendirirdi. Sefanya’nın parmakları özürlü olduğundan film makaralarını kızı Suzan takar, büyük oğlu Lazar çıkarırdı. Sefanya, bir süre işlettiği kahve-sinemayı, veresiye hesapların ödenmeden artması üzerine 1940’lı yıllarda kapattı.2
Kuzguncuk’un bir diğer sineması da İcadiye Caddesi Hamam Sokak’taki açık hava sinemasıydı.
Kaynak: Naim A. Güleryüz, Dünden Bugüne Türkiye’de Yahudi Yerleşim Merkezleri (Baskıda)