Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İsrail ile Türkiye arasında yapılan normalleşme görüşmelerinde, Türkiye’nin Gazze ablukasının kaldırılması talebinden vazgeçmeyeceğini belirtti.
İbrahim Kalın: “Birkaç görüşme daha yapılacak”
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesinin İstanbul toplantısı ile ilgili olarak basına açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecinde, Türkiye’nin Gazze’nin ablukasının kaldırılması talebinden vazgeçmeyeceğini belirtti.
“Gazze’de olanlar kabul edilemez. İsrail’in işgalinin sona ermesi gerek” diyen Kalın iki ülke arasında bir anlaşma metni üzerinde mutabakata varılmadığını, görüşmelerin önümüzdeki haftalarda da süreceğini belirtti.
İbrahim Kalın, tarafların, on kişinin hayatını kaybettiği, 55 kişinin de yaralandığı Mavi Marmara olayının tazminatları ile ilgili anlaşmada önemli ölçüde yol aldıklarını dile getirdi. Kalın, iki ülke arasındaki anlaşma konusunda şu ifadeleri kullandı:
“Varılan noktayı karşılıklı mutabakat şeklinde kamuoyu ile paylaşalım diye. O çerçevede müzakereler devam ediyor. Henüz ‘nihai olarak bir anlaşma metni masaya kondu ve artık imzalandı’ diyecek durumda değiliz. Birkaç görüşme daha yapılacak. Yakın vadede bazı görüşmeler yapılacak. Burada bildiğiniz gibi Türkiye’nin baştan beri ortaya koyduğu bir çerçeve vardı. Özür meselesi 2013 senesinde gerçekleşti, tazminat meselesinde bir noktaya gelindi, ama bir üçüncü nokta var ki, özellikle Gazze’deki insani yaşam şartlarının yeniden sağlanması konusudur. Biz bu konuda biz baştan beri kararlı ve ısrarcı olduk. Gazze’de açık hava hapishanesinde yaşayan 2 milyondan fazla insanın temel ihtiyaçlarının karşılanamıyor olması ne insani ne ahlaki ne vicdani ne de siyasi açıdan kabul edilebilir bir şey değil. Bugün Ortadoğu barış sürecinin, Filistin meselesinin merkezinde bu abluka var. Filistinlilere karşı uygulanan yıldırma, kuşatma, abluka faaliyetleri var. Bunların artık sona ermesi gerekiyor. Filistinliler de en az İsrailliler kadar temel insani yaşam şartlarını fazlasıyla hak eden insanlardır. Güvenlik, terör gerekçesi ile sivil insanları en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakmak kabul edilemez. Bu çerçevede bizim anlaşmanın yapılabilmesi için ortaya koyduğumuz üçüncü şart Gazze’ye karşı konulan abluka meselesi. Burada da temel insani ihtiyaçların karşılanması çalışması devam ediyor. Bu neticelendiği zaman artık imza noktasına gelinecek bir metinden bahsedebiliriz. İİT’de de bu konu gündeme getirilecek. 49 yıldır devam eden Filistin’in işgalinin artık sürdürülebilir bir tarafı kalmamıştır. Bu işgalin sona ermesi gerekir. Bu yöndeki pozisyonumuz hiçbir zaman değişmedi, değişmeyecek, Filistin Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlete kavuşana ve Filistin toprakları üzerindeki işgal, abluka, kuşatma politikaları tamamen ortadan kalkana kadar.”
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesinin önemli başlıklarından birinin de Kudüs olduğunu belirten Kalın, “Bu zirvede de özellikle son dönemde Mescid-i Aksa’da yaşanan hadiseler, Filistin topraklarının genelinde cereyan eden hadiseler etraflı bir şekilde ele alınacak. Filistin davası ve Kudüs konulu kararda özellikle İsrail’in işgaline son vermesi, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ve Filistin’in bağımsız bir devlete kavuşması için gerekli çağrılar da yapılacak” dedi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Londra’da gerçekleşen buluşmanın ardından iki ülkenin heyetlerinin bir anlaşma imzalamaya çok yakın olduklarını duyurmuştu. 7 Nisan’da, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu ile İsrail Başbakanı’nın Özel Temsilcisi Joseph Ciechanover ve İsrail Milli Güvenlik Konseyi Başkan Vekili Jacob Nagel’in başkanlıklarındaki heyetler, 7 Nisan’da bir araya gelmişti.