70 Pencere/Shivim Panim sonbahar dönemi JLI Çalışması ‘Yahudilik’te Neden’ konusundaki çalışmasıyla tamamladı.
JLI çalışmalarına ek olarak ayda bir devam eden 70 Pencere/Shivim Panim konferanslarının bu ayki konuğu, 11 Nisan Pazartesi akşamı Rav Shlomo Yaffe oldu. Senede bir kez 70 Pencere/Shivim Panim’e konuk olan Rav Yaffe, geçtiğimiz yıllarda ‘Düşlerin Ardındaki Gizemler ve Rüya Yorumları’, ‘Radikal Mistikler ve Modern Rabiler’ konularında başarılı konferanslar vermişti. Gecenin konusu olan ‘Saydam Duvar- Ölüm ve Ötesi’ni herkesin anlayabileceği bir dille anlatan Rav Yaffe, konuşmasında ölümün aslında yanlış yorumlandığını ifade etti ve ‘yaşam ötesi yaşam’ kavramını vurguladı. Reenkarnasyon’dan ise, Tora’nın yazılı metinlerinin birçok yerinde üstü kapalı olarak bahsedildiğini, yerlerini de belirterek anlattı. Daha sonra ölüm deneyimi ‘near death experience’ yaşayanların ortak olarak bir ışık üzerine yoğunlaştığını ve olaylara yukarıdan çok geniş bir açıyla bakabildiklerini anlattıklarını belirtti. Burada çoğu zaman bir noktanın öneminin yeterince vurgulanmadığına değindi ve şöyle devam etti: “Kişinin bakış açısının bu ölçüde genişleyebilmesi, bulunduğu yatak veya hastane odasından çıkarak başka başka yerlerde, evinde olanları bile görebilmesi, vücudunun dışına çıktığında, o an tüm duyularıyla uyanık ve bilinçli olsaydı bile görmesi duyması mümkün olmayan şeyleri görebilmesi ve duyabilmesi, insanın sadece vücut sınırları ile tanımlayabilmenin mümkün olamayacağının göstergesidir. Ruhu, sadece vücut ve duyularla tanımlayabilmek mümkün değildir. Ruh, Tanrı’nın içimizdeki bir parçasıdır.”
Rav Yaffe, gece boyunca anlattıklarını, projeksiyonda görsellerle vurguladı. Tanrı’nın dünyayı yaratırken kendini geriye çekme kavramını, dünyadaki hayatımızın aslında büyük bütünün neresinde ve ne oranda olduğunu, bu dünyadan ayrılınca, bu dünyada kalacak kısmın ve kaynak ile bütünleşecek kısmın, görsel olarak da algılanabilmesini sağladı. Evrendeki her şeyin Tanrı’nın yansıması olduğunu, her şeyin içinde Tanrı’nın kutsiyet kıvılcımları bulunduğunu ve bizim bu dünyadaki görevimizin Tanrı’yı günlük hayatımızda fiziksel dünyada bulup, bu kıvılcımları ortaya çıkarmak olduğunu anlattı. Bu dünyadan ayrılırken de, bu dünyada yapmış olduğumuz iyilikleri, yaratmış olduğumuz güzellikleri, iyiye dönüştürdüğümüz şeyleri, yaptığımız ve vesile olduğumuz her mitsvayı, kendimizi kontrol ettiğimiz durumların getirdiği her liyakati de beraberimizde götürdüğümüzden bahsetti.
Ayrıca, Tanrı’nın hiç bir zaman cezalandırmadığını, sadece eğitmeye çalıştığını belirtti. Bu dünyadan çıkıp diğer dünyaya geçildiğinde, fiziksel varlığımızla bu dünyada yapabilecekken yapmadığımız, kaçırdığımız fırsatları görüp bunların pişmanlığını yaşadığımızı anlattı. Bu dünyada ışığı kucaklamak yerine karanlığa sarılmış olmanın acısının diğer dünyada hissedildiğini belirtti.
Rav Yaffe konuşmasına şöyle devam etti: “Artık bu dünyada yaşamayan yakınlarımızla iletişim kurmanın ve sürekli iletişimde bulunmak mümkün. Yakınların ölüm yıldönümlerinde onlar için söylenen Kadiş, onlar adına verilen tsedaka, onlar adına öğrenilen Tora, onlar adına daha önceden yapılmayan bir mitsvanın yerine getirilmesi, onlara verilecek en üst düzey hediyedir. Onlar, artık bu dünyada yaşamadıklarından, onları yükseltecek şeyleri yapmak, bu dünyadaki elleri ve ayakları olmak yakınlarının görevidir. Yapılan iyilikler, bu kişiler adına yani onların vesilesiyle yapıldığında ruhları yükselir. Onları sürekli yükseltmeye çalışan bu dünyadaki yakınları, bu şekilde sürekli diğer dünyadaki sevdikleriyle iletişimde kalırlar.”
Daha sonra soruları cevaplayan RavYaffe, hipnoz ile geçmiş hayatların incelenmesine şüpheli yaklaşmak gerektiğini belirtti.