İstanbul’da Yahudi mezarlıkları

Yahudi Cemaati´nin Bizans zamanından itibaren İstanbul’da belli semtlerde yaşadığı biliniyor. Nüfusun en yoğun olduğu yerlerin başında ise Galata, Eminönü ve Balat çevresi geliyordu. Bu dönemden kalma bazı mezar alanları ne yazık ki tarihsel süreçte yok edildi.

Önder KAYA Perspektif
11 Mayıs 2016 Çarşamba

Bu dönemden kalma bazı mezar alanları ne yazık ki tarihsel süreçte yok edildi. Bu yazı dizimizde İstanbul’da yer alan mezarlıkları, orada yatan önemli kişileri konu alacağız. Birinci bölümde Hasköy yer alıyor. Sonrasında kökleri 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanan İtalyan Yahudi Cemaati ve kabristanından bahsedeceğim. Bunu takiben günümüzde cemaatin en önemli mezarlığı olan, aynı zamanda hahambaşıları ve Cumhuriyet devrinin pek çok kültür adamını içinde barındıran Ulus Seferad ve Aşkenaz Mezarlıklarını anlatacağım. Yazının son kısmını ise İstanbul’daki diğer önemli mezar alanlarına ayırıyorum.

 

İstanbul’daki mezarlıklar arasında Balat Yahudilerinin gömüldüğü Eğrikapı Mezarlığı belki de en önemli gömü alanı konumundaydı.1 Zira Fatih zamanında Yahudi cemaatinin başına getirilen Moşe Kapsali ve onun ardılı olan Eliyav Mizrahi burada gömülmüşlerdi.2 Bunun dışında Kasımpaşa örneğinde olduğu gibi bazı Yahudi mezarlıklarının da ortadan kaldırıldıkları biliniyor. Öte yandan varlığını devam ettiren Hasköy Mezarlığı gibi bazı alanlar, ne yazık ki çevre düzenlemelerinin ve imar faaliyetlerinin etkisiyle budanmış durumdadır. Hâlihazırda İstanbul’daki en eski Yahudi gömü alanı Hasköy’de bulunuyor. En yeni mezarlık ise Kilyos’ta.

HASKÖY YAHUDİ MEZARLIĞI

Hasköy İstanbul’daki en eski Yahudi yerleşim alanlarından biridir. Mezarlığın olduğu kısım ise Hasköy sırtlarında Çıksalın denilen bölgedir. Antik dönemde mezarlığın olduğu mevkide Apollon’a adanmış kutsal bir koruluğun olduğu biliniyor.3 Hıristiyanlık döneminde de bölgenin kutsiyeti devam etti. Bu civarda Aya Paraskevi ayazmasının olduğu ve Rumların da hem ayazmayı ziyaret etmek hem de piknik yapmak için sonradan mezarlığa tahsis edilecek bölgeye geldikleri kaynaklarda geçer.4

İstanbul’daki en eski Sefarad mezarlıklarından biri olan bu alan, Yahudi cemaatine 1582’de tahsis edilmiş.5 Arazi, kaynaklarda Sultan II. Bayezid Vakfının içinde zikredilir. Bulunduğu mevkii bir zamanlar Piri Paşa bahçesi olarak anılıyordu. Esasen bu mezarlıktan önce Yahudi cemaatinin Bizans zamanında beri Kasımpaşa’daki bir alanı mezar yeri olarak kullandığı biliniyor.6 Ancak III. Murat zamanında bu alana el konularak üzerine bir cami inşa edilmiş ve bunun sonucunda hâlihazırdaki mezar alanı Yahudi toplumuna tahsis olunmuştu.7 Öte yandan yine bu tarihlerde İstanbul’da bir veba salgınının yaşandığı ve pek çok Yahudi’nin de bu sırada hayatını kaybettiği kaynaklarda geçer. İhtimal ki hem Kasımpaşa’daki mezarlık artık şehir içinde kaldığı ve vebaya davetiye çıkardığı, hem de son yaşanan salgın sırasında mezar alanının artık ihtiyaca cevap veremeyecek raddeye gelmesinin de etkisiyle mezarlığın Hasköy’e taşınma süreci hızlandırılmış olmalı.8 Son olarak Kasımpaşa civarının tersanenin merkezi olması ve askeri açıdan stratejik öneme sahip bu alana gayrimüslimlerin giriş çıkışına sıcak bakılamaması da bir diğer etken olarak zikredilebilir.9

Bu mezar alanı 20. yüzyıl başlarında Ulus’taki mezarlık hizmete girene kadar İstanbul Yahudi Cemaati'nin en önemli gömü alanı idi. Sadece Hasköy cemaatinin değil, Beyoğlu ve Galata civarında yaşayan Yahudilerin de cenazeleri burada defnediliyordu.10 Mezarlığın zamanla verilen fermanlarla Örnektepe semtine kadar genişlediği bilinir.11

 Müslüman ve Hıristiyanların yoğun ağaçlarla kaplı mezar alanlarının tersine Hasköy’deki mezarlık kıraç bir arazi üzerinde gelişmişti.12 Bu haliyle pek çok ressama beşgen Yahudi mezar lahitleri ilham vermiş, ölümün soğuk yüzünü tuvallerine taşımışlardır. Öte yandan Hasköy Mezarlığında köklü geçmişinin de etkisiyle Yahudi mezar taşı geleneğinin izlerini sürmek mümkündür. 15. yüzyıldaki Sefarad göçüne kadar İstanbul Yahudileri yani Romaniyotlar mezar taşlarını uzunlamasına dikerlerdi. Ancak Sefaradlarla birlikte yatay mezar taşları kullanılmaya başlandı. Yine 17. ve 18. yüzyılda aile bireylerinin topluca son uykularına çekildikleri mezar odalarına da bu yüzyıldan itibaren tesadüf edilmemeye başlanır.13 Hasköy ve Kuzguncuk gibi asırlık kabristanlarda görülebileceği üzere, Yahudi toplumu içindeki sosyal statü farklılıkları mezar taşlarına ve mezar alanlarına da yansırdı. Varlıklı ailelerin ve üst düzey hahamların mezarları gayet görkemli olurdu ve bunlar orta ve alt sınıflara mensup kişilerin mezarlarından farklı bir alanda yer alırdı. Bu taşların önemli bir kısmı günümüze kadar korunarak gelmişken, orta ve alt sınıflara mensup kişilerin mezarları bu kadar şanslı olmadı.14  

Hasköy’deki mezar taşlarından yola çıkarak kıymetli çalışmalara imza atmış Mina Rozen de mezarlıkta 17. yüzyıla kadar daha çok Rumca konuşan ve Bizans topraklarında yaşayan Romaniyot Yahudilerinin gömüldüğünü, bu yüzyıldan sonra ise sayıca üstünlüğün Sefaradlara geçtiğini ve Romaniyotların gitgide eridiğini ortaya koymuştur.15 Hasköy Mezarlığındaki verilerden hareketle 17. yüzyılın ortalarında erkeklerin 50, kadınların ise 40 yaşın altında bir ortalama yaşam süresinin olduğu ve bebek ölümlerinin yüksek olduğu da gözler önüne serilmiştir.16 Buradan da anlaşılacağı üzere mezarlıklar aynı zamanda bir cemaatin sosyal hayatına ışık tutan en önemli veri alanlarından birini oluşturur.

Günümüzde de mezarlığa defin işlemi devam ediyor. 1970’lerde buradan geçen Çevreyolu, mezarlığı da ikiye bölmüş vaziyette. Yol yapılırken ne yazık ki gerek Müslüman, gerek Ermeni ve Yahudi cemaatlerine ait pek çok mezar yok edilmiş, yok edilen alandaki taşların da bir envanteri çıkarılmamıştır. En azından toplumsal hayat ve sanat tarihi açısından önemli bazı taşların kurtarılamamış olması ise ciddi bir handikap. Çevreyolunun yapımı sırasında sağa sola dağılan bazı kemikler toplanarak mezarlık alanı içinde bir yere topluca defnedilmiş ve başına da bu durumu ifade eden bir taş dikilmiştir. Akrabası bu mezarlıkta son uykusuna çekilen ancak mezar alanları yol inşaatına kurban giden aileler, sembolik olarak buradaki mezarı ziyaret ediyorlar.

Mezarlığın küçük bir kısmı Sütlüce tarafında kaldı. Hasköy’deki en görkemli mezar olan Abraham Camondo’nun kabri de bu kısımdadır. Yazık ki kolayca ulaşılabilen mezarlığın bu kısmı, ciddi anlamda tahribata uğradı. Pek çok taş kırılmış vaziyette. Hatta bu durumdan yakın zamana kadar Abraham Kamondo’nun mezarı da fazlasıyla etkilenmişti. Mezarlığının demir ve kurşunları çalınmış, içeri giren bazı kişiler işi, mezar odasını kiraya vermeye kadar götürmüşlerdi.17 2010 yılında İstanbul Kültür Başkenti projesi çerçevesinde restore edilen anıt-mezarın dışarısı ile irtibatı kesilerek bir çözüm yolu bulundu.

HASKÖY KARAY MEZARLIĞI

Hasköy’deki Yahudi cemaatine ait mezarlığın hemen yanında Karay Yahudi Cemaati'nin mezarlığı yer alır. Karay toplumunun kökleri 8. yüzyıla kadar çıkarılır. Karay’lar, Tevrat dışındaki sözlü hukuku reddederler. Bu duruma gerekçe olarak da Tevrat’ta geçen şu emri gerekçe gösterirler: “Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın. Ama size bildirdiğim Tanrınız Yahve’nin buyruklarına uyun.”18

Karayların İstanbul’daki tarihleri çok eski dönemlere kadar uzanır.19 Karay mezhebi, 8. yüzyılda Kudüs ve çevresinde şekillenmeye başlamış, I. Haçlı Seferine kadar da Kudüs, bu hareketin en önemli merkezi olmuş. Ancak Haçlı Seferleri sonrasında diğer dinsel gruplar gibi Karaylar da burayı terk etmek zorunda kalacaklardır. Sonrasında İskenderiye ve İstanbul iki önemli Karay yerleşkesi olarak sivrilir.  İstanbul’daki Karayların Karaköy, Hasköy ve Balat civarında yaşadıkları biliniyor. Karayların ilk mezar yerleri Galata’da Kuledibi semtinde bulunuyordu.20

Hasköy, 16. yüzyıldan itibaren yoğun bir Karay nüfusuna sahipti.21 17. yüzyıldan sonra bölge, en yoğun Karay nüfusunun yaşadığı yer haline gelecektir. Zaman içinde buradaki Sefarad Mezarlığının yanında bir de Karay Mezarlığı şekillenir. Mezarlık, Sultan Abdülmecid zamanında genişletilmişti.22

Sefarad mezarlığı ile kıyaslandığında çok küçük bir alanı kapsayan bu mezarlık da tıpkı Sefarad Mezarlığı gibi 1970’lerde buradan geçen Çevreyolu inşaatı sırasında budanmış ve kısmen istimlak edilmiştir.23

 

 

1-Rozen, 60, 2-Ovadya (Yahudi Mezarlıkları), 400

3-Özservet,  45, 4-Özservet, 47, 5-Özen, 75

6-Ben-Naeh, 297; Güleryüz, (Maşatlıklar) 547, 7-Rozen, 60; Göncüoğlu, 251; Yentürk, 66,   8-Johnson, 424, 9-Rozen, 61, 10-Ovadya (Yahudi Mezarlıkları), 400, 11-Göncüoğlu, 251, 12-Johnson, 426,13-Göncüoğlu, 251, 14-Ben-Naeh, 298, 15- Rozen, 91, 16-Rozen, 106-107, 17-Güleryüz, (Maşatlıklar), 547, 18-Engin, Yehûd ve Nasârâ, 270, 19-Shick; “Osmanlılar, Azınlıklar ve Yahudiler”, 36, 20-Güleryüz, (Maşatlıklar), 548, 21-Rozen, 61, 22-Göncüoğlu, 250; Svastics, 66, 23-Ovadya (Karaylar), 465