Terör kurbanının eşi İsrailli´den BM´ye eleştiri

Filistinli bir gencin çocuklarının gözleri önünde bıçakladığı eşi Dafna’yı kaybeden Natan Meir, Birleşmiş Milletleri yaşadığı kaybın acısını umursamamakla suçladı.

Dünya
11 Mayıs 2016 Çarşamba

Natan Meir, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’a yazdığı ve “Filistinli Arap komşularımız dahi evimi ziyaret ederek, gözlerimin içine bakarak taziyelerini bildirdiler. Onlar ve ben biliyoruz ki gerçek barışı ancak sıradan insanlar, halk sağlayacaktır,” dediği mektubun İngilizce ve İbranice birer kopyasını Facebook sayfasında da paylaştı.

Meir mektubunda ayrıca en büyük kızı Ranana ile 19 Nisan günü katıldıkları ve Ortadoğu ile İsrail-Filistin sorununun tartışıldığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin açık oturumunda hissettiği rahatsızlıktan da bahsetti. Meir ve kızı oturum öncesi gazetecilerle görüşmüş ve İsrail’in Birleşmiş Milletler Elçisi Danny Danon Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmasında ailenin trajik hikâyesinden bahsetmişti.

Meir mektubunda sözlerine, “Konseydeki kimse altı çocuk annesi, henüz otuz sekiz yaşındaki bir kadının, hem de kendi evinde öldürülmesine bir tepki vermedi. Dünya ülkelerinden birinin bile elçisi yanımıza gelip de 17 yaşındaki kızımı rahatlatmaya çalışmadı. Bir tanesi bile gelip de elimizi sıkmaya zahmet etmedi. Daha öncesinde veya sonrasında kimse bizimle iletişime geçmedi. Kimse bir mektup yazmadı. Siz bile, Sayın Genel Sekreter, oturduğunuz yerden bizimle konuşmak bir yana acılı yüzlerimize bakmadınız dahi. Birleşmiş Milletler’in benim Batı Şeria’da bir yerleşim merkezinde yaşıyor olmamı sorunun ortasında bulunmama sebep görmesini anlıyorum fakat ben aynı zamanda bu dünyanın acı çeken bir vatandaşıyım. Temelinde en basit insani duyguları dahi barındırmayan bir Birleşmiş Milletler’in birleştirici bir güç olduğu nasıl düşünülebilir? Sayın Genel Sekreter, Birleşmiş Milletler Filistinli haklarını savunurken, Yahudi ulusunun da binlerce yıldır tek hayalinin kendisine vaat edilen şehirleri miras almak olduğunu göz ardı etmemesi büyük önem taşımaktadır” diyerek devam etti.

Meir, Ortadoğu sorununun kökeninin dini fanatiklik ve karşılıklı anlayış eksikliğine dayandığına inandığını ekleyerek, “Bu yüzden önce din adamları tarihteki milletlerarası anlaşmazlıkları düzeltmeye başlamalıdırlar. Varoluşunu laik duruşuna dayandıran Birleşmiş Milletler de, barış için uğraşan güçlü dini liderleri bir araya getirerek buna destek verebilir. Gelecek nesillere ortak bir yaşam bırakabilmemiz için gireceğimiz yolda ilerleyebilmemizi mümkün kılın. Bize yardım etmek istiyorsanız, lütfen sınırlar ve engellere değil, insanlar arasında bağlar ve köprüler