70 yıllık günlüklerde gizli gerçek

Dr. Maria Madi, kahraman olmayı düşünmemiş, doğru olanı yapmıştı

Nelly BAROKAS Kültür 0 yorum
18 Mayıs 2016 Çarşamba

Dr. Maria Madi, İkinci Dünya Savaşı yıllarında iki Macar Yahudi’sini evinde gizleyip hayatlarını kurtarmıştı. Ailesinin dahi bilmediği bu gerçek Dr. Madi’nin günlüklerinin 70 yıl sonra okunmasıyla gün yüzüne çıktı.

Macaristan’ın Alman ordusu tarafından işgal edilmesinden kısa süre sonra, 1944 yılının 17 Ekim günü Dr. Maria Kiss Madi’nin kapısı çalındı. Kapının eşiğinde duranlar Irene ‘Lacy’ Lakos ile yedi yaşındaki yeğeni Alfred’di. Aralarında Dr. Madi’nin de komşularının olduğu Macaristan Yahudi nüfusunun büyük kısmı son altı ayda ortadan yok olmuştu. Şimdi Dr. Madi’nin en yakın arkadaşı ve yeğeni orada barınmak için yakarmaktaydı.

Eşinden boşanmış, Budapeşte’de tek başına yaşayan Katolik bir radyolog olan Madi, dostluk adına kendi hayatını da tehlikeye atmayı göze alarak Lacy ile Alfred’i dışarının tehlikelerinden korumak üzere evinde gizledi.

Lacy ve Alfred Lakos’u mutlak bir ölümden kurtaran Dr. Maria Kiss Madi, geride bıraktığımız 4 Mayıs günü Denver Colorado’da düzenlenen bir törenle Yad Vaşem tarafından Uluslararası Dürüst payesi ile gıyabında onurlandırıldı.

Madi’nin bu kahramanlık öyküsü tarihe gömülüp kalmıştı. Ancak Teksas’ta yaşayan torunu, Steve Walton, 1989’da ölen annesinden kalma ailevi eşyalara sahip olunca bu durum değişti. Eşyaların arasında yılların etkisiyle sayfaları sararmış, yazıları silinmeye yüz tutmuş 16 not defteri buldu. Steve defterleri bir çantaya yerleştirdi ve var olduklarını unuttu. Oysa bu defterlerde anneannesi İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşadıklarını, tanık olduklarını el yazısı ile kaleme almıştı. Dr. Madi ABD’de yaşayan kızının rahatça anlaması için, belki de tarihe tanıklık etmeleri için bu anlatıları İngilizce yazmıştı.

KURTARILMIŞ GENÇ BİR YAŞAM

Şimdi 79 yaşında olan Alfred Lakos, “Alman ordusunun 1944 yılının Mart ayında Macaristan’ı işgalinin ardından, çalışmaya uygun Yahudileri toplamaya başladılar. Babam 47 yaşlarındaydı, genç ve güçlüydü” demekte.

Alfred Lakos’un babası Laszlo ve amcası çalışma kampına gönderildiler. Bir süre sonra annesi Rozsi Schonberg Lakos kamptaki eşine gıda götürmek için Budapeşte’den kalkan bir trene bindi. Ancak sarı yıldızını takmayı unutmuştu, bu yüzden tutuklandı. Rozsi gönderildiği Auschwitz’de katledildi.

Belki de Dr. Madi’nin 16 Ekim tarihi ile başlayan günlüklerini tutmasının sebebi Rozsi’nin tutuklanması olmuştu. Madi, “Radyodan duyurulan kurallara göre Yahudiler sarı bir yıldız takmak zorundalar. Aksi halde kamplara sevk edileceklermiş. Fakat yıldız taksalar da takmasalar da caddelerde tutuklanıp bir yerlere gönderiliyorlar” ifadesini kaydetmiş defterine.

“Evinde gizlendiğimiz dört ay süresince, hastaları veya konukları geldiğinde biz teyzemle kocaman bir aynanın arkasında gizleniyorduk. Aynanın arkasında duvarın içine gömülü bir kitaplık vardı. Orada sessizce kalıyorduk. Çünkü bu ölüm kalım meselesiydi” demekte Alfred Lakos.

Dr. Madi 8 Kasım tarihinde, “Gazetelerde Yahudilerin gizlenmesini önlemek amacıyla apartman sorumlularının tüm daireleri arama yetkisine sahip oldukları yazıyor. Evimde bir çocuk var, onun bir ihmali hepimizin canına mal olabilir. İtiraf etmeliyim ki biraz asabiyim bu yüzden” diye yazmış.

Alfred’in babası Laszlo çok büyük şans eseri çalışma kampından kaçmayı başarınca 1945 yılının baharında oğlu ve kız kardeşine kavuştu. Üçü, İkinci Dünya Savaşı’ndan sağ çıktı. Fakat 1956’da Macar devrimi ile ülke yeniden savaş ortamına girince Alfred göç etmeye karar verdi. Baba Laszlo Lakos da 19 yaşındaki oğlunu yalnız bırakmak istemedi. İkinci Dünya Savaşı’nda halası ile kocaman bir ayna ardında gizlenen çocuk, şimdi babası ile eşya taşıyan bir kamyonda gizlenerek Avusturya sınırına ulaşmaya çalışıyordu. Alfred bu yolculukta kendisi için çok değerli iki şey taşıyordu; annesinin bir fotoğrafı ve bir çift yeni kayak ayakkabısı. Önce Kanada’ya göç eden Alfred orada evlendi, çocukları oldu. Daha sonra iş icabı yerleştiği ABD’de vatandaşlığa kabul edildi.

Dr. Maria Kiss Madi de ABD’de yaşayan tek çocuğuna yakın olmak için Macaristan’ı terk etti. Orada bazı sınavlara girdikten sonra psikiatr olarak çalıştı. Yanında savaş yıllarında tanık olduklarını kaleme aldığı günlüklerini getirse de öldüğü 1970 yılına dek Macaristan’daki geçmişi hakkında konuşmaktan kaçındı.

BEKLENMEDİK BULUŞMA

1989’da Steve Walton’un telefonu çaldı. Aynen büyükannesinin 1944’te kapısının aniden çalındığı gibi. Bu telefonla hiç bilmediği bir gerçeği öğrendi. Arayan şöyle diyordu: “Merhaba, Ben Alfred Lakos. Sen beni tanımıyorsun fakat ben büyükannenin kurtardığı çocuğum.”

Aileler buluştuğunda Alfred günlükleri görmek istediğini söyledi. Ölümünden önce Dr. Madi’ye ulaşmış ve günlüklerin varlığından böylece haberdar olmuştu. Ancak Steve Walton ve ailesi günlüklerin kişiye özel olduğunu söyleyerek Alfred’in isteğini ret ettiler.

2012’de telefon yeniden çaldı. Alfred Lakos Almanya’ya karşı dava açmaya hazırlanıyordu, Dr. Madi’nin ailesinden yardım istiyordu. “Budapeşte’deki apartmanın konumunu, adresini sadece siz biliyorsunuz. Bana yardımcı olur musunuz?” diyordu.

Steve Walton ile eşi Martha 1972’de Budapeşte’ye gitmiş ve büyükannenin evinin fotoğrafını çekmişti. Bu fotoğrafı Alfred Lakos’a gönderdi. Walton çifti Washington Holokost Müzesine başvurarak günlüklerle ilgilenip ilgilenmediklerini sordu. Müze, günlüklerin kamera ile çekimini yapıp DVD kopyalarını çıkardı. Böylece Steve Walton ve ailesi günlükleri okumaya başladı. Günlükler İngilizce kaleme alınmışlardı, zorluk çekmediler. Günümüzde Dr. Madi’nin günlükleri tarihçiler açısından paha biçilmez bir değere sahip.

Yaklaşık 1200 sayfalık el yazısı günlükler gazete kupürleri, propaganda bültenleri, fotoğraflar hatta Müttefik Güçlerin bombardımanından bir şarapnel parçası içermekte. Bu günlükler üzerinde araştırma yapan müze yetkilisi Dr. Becky Erbelding, günlüklerin Yahudi olmayan ancak Yahudileri seven bir kişinin savaş dönemi Budapeşte deneyimlerinin mükemmel bir şekilde aktarımı olduğunu söylüyor.

BÜTÜN DÜNYA BİLSİN

Müze yetkilileri, Walton ailesine büyükannelerinin Uluslararası Dürüst payesini alması için hazırlıklar yapıldığını söyledi. Bu kez Steve Walton, Alfred Lakos’u telefonla aradı. Dr. Madi’nin bir kurtarıcı olduğuna dair bir tanık mektubu yazar mıydı? Alfred’in cevabı “Tabii ki yazarım. Onun hayat kurtardığını bütün dünyanın bilmesini istiyorum” oldu.

Aileler 4 Mayıs günü ADL’in (Anti-Defamation League)  Denver’de düzenlediği bir etkinlikte ABD’nin en büyük sinagoglarından biri olan Emanuel Sinagogunda bir araya geldiler. Törende Steve Walton’un yanında oturan kız kardeşi Barbara Blankinship, “Anneannem bunu kahraman olmak için yapmadı. Doğruyu yaptığının bilinciyle yaptı” demekte. Dr. Madi’yi onurlandırma töreni Alfred Lakos için de geniş bir forumda kurtarıcısına teşekkür etme fırsatını bulduğu bir ortam oldu.

Şimdi Walton ailesi ve aile mirasçıları iki samimi arkadaş ile küçük bir çocuğun hikâyesini anlatan değerli hazinenin arşivcilerin güvenli ellerinde gelecek nesiller için korunacağının mutluluğunu yaşıyorlar.

 

1 Yorum