"Her hayal, hayat duvarında gelecek adına bir tuğla koymaktır"

GKD’li 13 altın çocuktan bir gençlik projesi

Feride PETİLON Toplum
25 Mayıs 2016 Çarşamba

 

‘Hepimizin Hayali’ idi, artık bir hayal değil. 120 gencin canla başla çalıştığı, replikleri, notaları, ritmi ve adımları ile bir gerçek. Kısa bir süre sonra sahneye çıkacak olan bu gençlik projesi için GKD tam 24 ay önce start verdi. Şimdi ise herkes heyecanla geri sayımda. 


Bir gösteri düşünün sadece gençler sahnede olsun. Aynı gösteride gençler şarkı söylesin, gençler dans etsin, konuyu gençler tasarlasın ve heyecan herkesin olsun. Bu bir hayal değil. “Bunca yetenekli gencimiz var mı?” diye soracak olursanız şu cevabı alırsınız: Çok çalışkan gençlerimiz var. Azimli gençlerimiz var. Okul hayatlarını sosyal hayatları ile birlikte başarıya ulaştıran gençlerimiz var. “O halde bizlere onları desteklemek düşüyor” diye söze başlayan Başkan Tery Yıldız “GKD için bir ilk değil. Hacı gibi çok başarılı projelere imza attık. Ben o zaman sahnede bile değildim ama hayallerim vardı. Bir gün ben de bir gençlik projesinde yer alacaktım. Ancak bir projenin başkanı olacağımı düşünemezdim. Artık heyecanımı siz tahmin edin” diye devam ediyor.

120 genç dediğimiz zaman bu projede birçok yaş grubu olduğunu tahmin edebiliriz. Sözü ilk olarak Renin Özlevi’ye veriyorum. En küçük yaş grubunun dans çalıştırıcısı olan Renin Özlevi, “Elimden tutulup derneğe getirildiğim o ilk günlerde bana böylesine özenle, dikkatle, yorulmadan ve yılmadan çalışılarak 120 kişilik dev kadrolu bir gösteri yapılacağı ve herkesin bunun için canını dişine takacağı söylenseydi inanın ben de inanmazdım. Ancak şu an bu bizler için artık bir rüya değil. Harcanan bunca emek ve üstendiğimiz sorumlulukların farkındayız. Tüm derneğin de bizim için tek yürek olduğunu görüyoruz” diyor.

“Bir karton, kafa kafaya vermiş fikirler. O gün elimizde olan en güçlü şey ise hayal gücümüz. İşte böyle başladı bizim hikâyemiz. Günler, toplantılar, provalar... Bir bakmışız 120 kişiyi sahneye koyacak bir gösteri hayalimiz olmaktan çıkmış. 120 kişinin arkasında kocaman bir aile, gençleriyle, büyükleriyle... ‘Hepimizin Hayali’ asıl şimdi gerçekleşiyor. Gösteri günü yaklaştıkça içimizdeki heyecan daha da artıyor” diyen Treysi Öztürkan “Heyecanımızı paylaşmak üzere sizleri de bekliyoruz” diye devam ediyor.

Sibel Bueno tam bir dans tutkunu. “Emek harcadık, zaman harcadık, çalıştık” diyor. “Bu gösterinin bir parçası olduğum için şanslıyım” diye devam ediyor. Sibel Bueno sevdiği bir işi yapmaktan mutlu. GKD’nin bir aile ortamı olduğunu bir kez daha vurguluyor.

“Beş kişilik bir WhatsApp grubundan bugünkü enerjiye varmak hepimizin hayaliydi” diyen Sami Levi, “Bu gösteriyi planlarken hedefler belliydi. Amaç tekti. 7 yaşından 30 yaşına kadar Anadolu yakasının gençlerini her hafta dernekte ortak bir hedef uğruna toplamak. Şimdi bu noktada geriye dönüp baktığımızda biz aslında sahneye çıkmadan amacımıza ulaştığımızı görüyoruz. Bütün bu provalar boyunca, daha küçük yaşlarda yeni yeni arkadaşlıkların filizlendiğini gözlemledik. Biraz daha büyük yaşlarda zaten oluşan dostlukların pekiştiğini tomurcuklandığını, prova sonrası ‘Hadi ne yapıyoruz’ cümlesine dönüştüğünü görmek bizi mutlu etti. Üniversite yaşlarına geldiğimizde ise, belki de ilerde hayat arkadaşlığına dönüşebilecek birlikteliklerin başladığını gördük. Bütün bunların yanında bir de dedik ki anneler ve babalar çocuklarıyla aynı sahnede dans etmenin gururunu yaşasınlar. Dans etmeyenler de mutlaka ya organizasyonda ya da sahne arkasında yardımcı olsunlar. İşte biz böyle 150 kişilik büyük bir ‘takım’ olduk. Başta söylediğim gibi biz zaten çoktan amacımıza ulaşmanın huzurunu yaşıyoruz. Gösteri gecesi bunu taçlandırmak için orada olacağız” diye hislerini ifade ediyor.

Sami Levi’nin Hacı projesinde birlikte dans eden Ceki Benşuşe bugün bu projenin koordinatörü olarak görev aldı. İki dost birbirinin dilinden anlıyor. Levi’nin hayali Benşuşe ile örtüştü. “Son olarak 23 sene önce arkadaşlarımla paylaştığımız sahneyi tekrardan onlarla ve onların çocuklarıyla paylaşmaktan çok heyecanlıyım. Bu bence bugüne kadar yapmış olduğumuz en büyük ve en zor gösteri. Dizlerim titremiyor dersem yalan olur” diyerek ekibin heyecanına ortak oluyor. Ceki Benşuşe gençlik yıllarından sonra İsrail’e göç etti. Dansa olan tutkusunu hayatının her köşesine sokarak bir dans eğitmeni olarak yaşamına devam etti. Benşuşe yıl içinde hafta sonlarını GKD salonlarında geçirerek projenin belkemiği oldu. Aynı ezgilere farklı adımlar, farklı ezgilere klasik adımlar uygulaması ile gençlerin sevgilisi oldu.

Rinet Behar ise genç kuşak temsilcisi genç bir anne… “Bu gösteriye sahip çıkmam söylendiğinde ‘her şey var, ben ne yapabilirim ki?’ diye düşündüm. Ancak daha sonra bir gösterinin mutfağının, sahnesi kadar önemli olduğunu gördüm. Koro çalışmaları, dekor, kostüm, aksesuar ve daha nice detay... Hepsi ayrı ayrı uykularımızı kaçırtan detaylar. Umarız ki sevgimiz, emeğimiz, gençliğin ışığı seyirciye geçer. Bizler amatörüz ama çok çalıştık profesyoneller gibi zaman harcadık. Gerisi sizlere kaldı. Umarız ki seyirci hepimizin ihtiyacı olan alkışı bizden esirgemez” diyor.

Sandy Bahar ekibe adeta bir enerji deposu. “Umduğumuzdan daha heyecan verici, daha büyük ve daha etkileyici bir proje” diyerek söze başlıyor. “Ruhumuzu yansıtan, içimizi kıpır kıpır eden bir gösteri oldu. Sahnedeki son hareketimizi yaparken en küçüğünden en büyüğüne, hepimizin kalbi hep beraber aynı şey için çarpıyor olacak” diye devam ediyor.

Şimdi de gerçekten altın gibi bir genç kızdan söz etmek istiyorum. Kaptanlar sahaya geldiklerinde dünya şekeri bir kız, Vanessa Kaston. “Biz bu işi yaparız” diyordu. Sessiz mi sessiz ama içinde fırtınalar kopuyor. Hayalleri var her genç gibi ama anlatmasını biliyor, kendini ifade ediyor. Her hafta dakikalarca projeyi anlatıyor kimi zaman sözleri ile kimi zaman gözleri ile. “Tam bir senedir gösteri gecesinin hayalini kuruyorum. Gece yatmadan önce bunu düşlüyorum. Her aşamasında ayrı keyif alıyorum. Bu gösterinin en küçük yaşıyla çalışıp onları bu güzel gösteri aracıyla yarınlara taşıyor, her çalışmada onların gülen yüzlerini görerek derneğe bağlandıklarını, onlar sayesinde kendimin de bağlandığımı hissetmek... Asıl ‘Hepimizin Hayali’ olan şey de tam bu. Bu gösterinin her aşamasında çalışmaktan, yorulmaktan, ter dökmekten keyif aldım. Şimdi elimi kalbime koymayı bekliyorum” diye hislerini ifade ediyor.

Rakel Sinay tiyatro konusunda deneyimli olduğu kadar koro çalışmalarında da yer aldı. “Koroda yer almak beni heyecanlandırdı. Çocuklarla da çalışmayı seviyorum. Bu mesleğimin bir parçası. Onlar tam bir sinerji yaratıyorlar” diyor.

Ceni Halet çok küçük yaştan itibaren GKD salonlarında dans eden bir GKD gönüllüsü. “Kızımla daha önce sahneye çıkmıştım ancak ilk defa aynı dansta yer alıyor olmak benim için çok büyük bir heyecan” diye hislerini ifade ediyor. Sibel Beharti tam bir dans tutkunu. “Emek harcadık, zaman harcadık, çalıştık. Bu gösterinin bir parçası olduğum için şanslıyım” diyor.

Yeni Dönem Başkanı Doğan Yıldız:

“İki sene önce, birbirinden heyecanlı, birbirinden güzel, gelecekleri aydınlık 13 güzel insana hayal kurmak ile ilgili bir sunum yapmıştık. Her hayal, hayat duvarında gelecek adına bir tuğla koymaktır. Önce hayalinizi kurun ve ardından bu hayalinize ulaşma adına adımlayın, yürüyün ve koşun. Bu slogan ile başlamıştık sunuma. Beraber bir hayali paylaşmayı, beraberce nasıl hayal kurulacağını öğrenmemiz gerektiğini anlatmıştık.

Bu hayalin takım kaptanı bu 13 altın kalpli çocuk olmalı ve biz ağabey, ablalarını peşlerinden sürüklemeleri gerektiğinden bahsetmiştik. Dile kolay, bu sunumu yaparken üç nesil aynı masada oturmuş birbirimizi anlamaya çalışıyorduk. Gençler hayallerini, hedeflerini belirlemiş, karşımıza geldiklerinde inanılmaz bir bütçe, inanması zor bir sayı ve 700 kişilik bir salona ihtiyaçları olduğu söylediler. Bizlerde de heyecan ve korku başlamıştı. Hayal ettiğimiz, anlatmaya çalıştığımız tam olarak bu olmalıydı.

Günler günleri kovaladıkça sayıları 10’lardan, 20’lere, 20’lerden, 50’lere ulaşan bir gönüllü grubu bu gün 120 kişi gibi çok ciddi bir sayıya ulaştı.

Tiyatro, koro ve dans… Bu büyük hayalin, bu gün bu kadar güzel ilerlemesini sağlayan çok özel onlarca gönüllü. İşte bu 13 altın kalpli kardeşimiz bizlere bir şeyler öğretiyor.

En derin korkumuzun yetersiz olmak değil, ölçülemeyecek kadar büyük bir güce sahip olmak olduğunu. Bizi korkutan karanlığımızın değil, ışığımızın olduğunu.

Tıpkı çocuklar gibi, hepimiz ışık saçmak için buradayız. Bu ışık sadece bazılarımızda değil hepimizin içinde var. Biz kendi içimizdeki ışığın parlamasına izin verdikçe, başkalarına da aynı şeyi yapmaları için izin vermiş oluyoruz. Biz kendi korkularımızdan özgürleştikçe, varlığımız başkalarını da özgürleştiriyor.

Benim de hayallerim, isteklerim var. Korkularımdan özgürleşmek, zincirlerimi kırmak ve artık içimdeki ışığı ortaya çıkarmak. İşte bu 13 altın çocuk bize bu yolda ışık veriyor.”