Kuledibi, yüzyıllar boyunca Müslüman, Yahudi, Ermeni ve Rumların bir arada yaşadığı, merkezine Galata Kulesini alan muhteşem bir insan mozaiğidir.
Farklı kültürlerin yaşanmışlıkları bugünün yazarlarını, sanatçılarını, turistlerini ve yerli halkı bir mıknatıs gibi buraya çekmekte.
Büyük Hendek Sokağındaki Neve Şalom Sinagogu ve içinde bulunan 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, Türkiye Musevi hayatının canlı bir belgeselidir, Galata’ya ayrı bir renk katar.
Cenevizliler tarafından kenti korumak ve gözlemlemek amacıyla inşa edilen heybetli Galata Kulesi her gün birçok kişi tarafından ziyaret ediliyor. Galata Kulesine çıkıldığında İstanbul’un o muhteşem kültürel yapısına şahitlik edebilir; camileri, kiliseleri, sinagogları, Haliç’i, Boğaz’ı, 200 yıllık cumbalı- avlulu evleri, teraslara yapılmış kafeleri hayranlıkla izleyebilirsiniz.
Galata Kulesinin yan sokağından aşağı inince Yüksek Kaldırım Caddesindeki 19. Yüzyılın sonlarında mimarisi Venedikli G.J.Cornaro tarafından tasarlanmış İstanbul’daki tek faal Aşkenaz Sinagogunu, her gün birçok kişinin kullandığı, değişik mimarisi ile dikkat çeken Kamondo Ailesi tarafından yapılan Kamondo Merdivenlerini görebilirsiniz.
Bu fotoğraflar da bahsettiğim güzellikleri görebilmeniz için…
Sara Kohen'in fotoğraf galerisi için tıklayın