Batya çok saygın bir aileden gelen güzel, akıllı, kültürlü ve çok iyi kalpli biridir. Evlenme çağı gelmiştir. Çok sevdiği arkadaşı Tuna'ya heyecanla “Kiminle evleneceğim? Benim de bir yuvam olacak” der. Batya büyük heyecanla çöpçatanlar aracılığıyla gelen ilk taliple buluşmaya gider. Sohbet güzeldir. Bir kere daha buluşmaya karar verilir. Üçüncü buluşmada adam vazgeçer. Batya çok şaşırır. Ağlayarak eve döner. Tuna'ya, “Çok beğenmemiştim; ama istenmemek moralimi bozdu” diye yakınır. Tuna, “Ben de hiç beğenmemiş ve sana yakıştıramamıştım. Tavırları bir tuhaftı. Daha iyisi olacak. Merak etme” der. Batya, “Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum. İyi ki varsın. Sen benim en iyi arkadaşımsın” der. Bundan sonra çok daha ilginç bir süreç başlar. Batya kiminle görüşse ilki çok olumlu geçse de sonradan talipler onu istememektedir. Tüm aile çok şaşkındır. Sanki kısmeti kapalı gibidir. Batya Tuna ile dertleşir. “Kimse beni istemiyor? Neden? Kusurum ne?” diye gözyaşı döker.
Bir gün ona yeni biri getirilir. Adı Davit'tir. Batya onu çok beğenir. Tekrar tekrar görüşürler. Batya'nın gözleri mutluluktan parlıyordur. Tuna'ya, “Çok bilgili, çok iyi kalpli. Bence o da beni beğendi. Bunu hissediyorum. Çok mutluyum” derken haberler maalesef kötüdür. Davit'den de negatif yanıt gelir. Batya çok şaşkındır ve sabaha kadar gözyaşı döker. Ertesi sabah kapıları çalınır. Gelen o yörenin en büyük rabilerinden biridir. Babasıyla konuşmaya gelmiştir. “Kızınız Davit adlı biriyle görüşmüş. Davit onu çok beğenmiş; ama ailesi bu izdivaca karşı çıkıyor. Sürekli hastaneye yatan bu durumdaki bir kızı açıkçası istemiyorlar. Davit aileye karşı çıkmış. Büyük sorunlar yaşanıyor evlerinde. Durum bana getirildi. Nedir kızınızın şu anki hastalık durumu?” deyince babası, “Ne hastanesi? Benim kızım çok şükür hayatında hiç hastaneye yatmadı. Neden bahsediyorsunuz?” diye sorar. Rabi, “Sizin kızınızla her görüşen onu çok beğenmekte ve sonra sinir hapları kullandığı, sürekli sinir krizleri geçirip hastanede yattığı için ürkerek vazgeçmekte. Kimse çocuklarının annesi olacak kişinin ruh sağlığı bozuk birisinin olmasını tercih etmez. Davit ise ailesine karşı çıkmış” deyince babası durumu araştırmak için Rabi ile Davit'in evine gider. “İnsan kızını methetmez; ama benim kızım dört dörtlük biridir. Bu anlatılanların hepsi iftiradır. Tüm hastaneleri araştırın. Ancak önemli olan bu bilgiyi nereden öğrenmiş olduğunuz?” deyince Davit, “Üçüncü buluşmamızda Batya en yakın arkadaşını gördü. Bir ara lavaboya gidince o kız zannedersem ismi Tuna idi; bana ‘Arkadaşım çok değerli. Onu üzme. Zaten ilaçlarla ayakta duruyor ve sürekli sinir tedavisi görüyor. Üzülmemesi lazım’ dedi” diye açıklar. Baba eve gelir. Tüm aile onu beklemektedir: Size iyi ve kötü haberlerim mevcut. İyiden başlayayım: Davit seninle evlenmek istiyor. Kısmetse yarın ailece seni istemeye gelecekler ve kötüsü ise, diye başlayıp en yakın arkadaşı diye bildiği kişinin arkasından nasıl kuyusunu kazdığını anlatır. Batya şoktadır. Duyduklarına inanamaz. Annesine, “Aslında birçok kişi beni Tuna hakkında uyarmıştı. Hâlâ inanamıyorum. İnsanlar neden kötülük yapar? Tanrı neden böyle insanları yaratır? Bu kişiler akşam nasıl yataklarında rahat uyurlar? Anlam veremiyorum neden neden?” diyerek hıçkırıklara boğulur. Annesi, “Canım kızım. Haklısın için acıyor. Senelerce dost bildiğin kişinin yaptıkları kaldırılacak cinsten değil. Kim bilir bunları neden yaşadın. Zaman bunu hepimize gösterecek. Unutma kızım, Tanrı iyi insanlara mutlaka güzellikler sunar ve onları korur. Sil gözyaşlarını. Yarın Davitler gelecek. Gözlerini şiş görmesini ister misin?” der.
Ertesi sabah her günkü gibi evine gelen Tuna kapıda Batya'nın annesi tarafından karşılanır: “Batya müsait değil, kızım ve bundan sonra da olmayacak. Sen de kendine sana uygun, senin niteliklerinde bir arkadaş bul. Bir daha burada görmeyelim seni. Biz ailece kızımızın seninle arkadaşlık etmesini tasvip etmiyoruz” der. Tuna ömrü boyunca kazandığı tek dostunu da sonsuza kadar kaybeder. Dost sahibi olmanın ne kadar önemli bir hazine olduğunu da anlayamayacak kadar kördür maalesef.
Akabinde Batya, Davit ile evlenir ve tam dört çocukları olur. Çok mutlu bir yuva kurar. Çocuklarına ders almaları için yaşadıkları bu tecrübeyi aktarır. “Mutlu bir hayat için eşinizi, işinizi ve dostlarınızı iyi seçin, çocuklar. Ben bu konuda çok şanslıyım. Aslına bakarsanız Tuna'ya da kızgın değilim. İyi ki bunları yapmış ki babanızla evlenmişim. Sonradan öğrendim ki aslında herkes beni beğenmiş onun benim aleyhimde dediklerini duyana kadar. Bana yapmış olduğu kötülüklerse benim iyiliğime döndü ve babanızla çok mutlu bir evlilik yaptım” diye açıklar.
Evet, sevgili okuyucularım her ne kadar isimler kurmacaysa da bu olay gerçek hayattan bir kesit. Herkesin yaşamında bu tip olaylar yaşanmış ya da yaşanmakta. Kişi herkesi kendi gibi bilir. Ona güvenir. Sonra yanlış kişilerle arkadaşlık yaptığını fark edebilir. Dostlarımızı iyi seçmeliyiz. Tanrı karşımıza doğru kişileri çıkarsın. Gerçek dost sahibi olabilmemizi nasip etsin. Herkese çok güzel, keyifli, içinde doğru insanların barındığı birbirinden güzel günler dilerim.