3 Kasım 2013 – Aziz Yıldırım:
“Biz şike yapmadık. Daha birinci gün, mahkemelerde söyledik, Silivri’de söyledik, Metris’te söyledik. Bu bir şike davası değildir dedik!”
31 Temmuz 2016 – Hüseyin Gülerce (Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni, Star Gazetesi yazarı, Beyaz TV yorumcusu):
“İlk defa söyleyeceğim. Fenerliler de rahatlasınlar. Spor camiasından Fethullah Gülen’e yakın birisi, Aziz Yıldırım’ın Fethullah Gülen aleyhindeki sözlerini Pennisylvania’ya yetiştirmiş. Şike davasının bütün sebebi budur.
Mesele Fenerbahçe meselesi değildir; Mesele Aziz Yıldırım’ı tasfiye etme meselesidir.
Aziz Bey’i Gülen’e şikayet eden kişi, bizzat kendisi anlattı bana. Aziz Yıldırım ile özel uçakta giderken Yıldırım, ‘Senin ne işin var böyle bir adamın yanında’ diyor. O da bu sözleri Gülen’e yetiştiriyor. Gülen de birine taktı mı takıyor.
Neden Gülen, Erdoğan’a düşmanlık yapıyor? Erdoğan, onun önünü kesecek diye. Neden Aziz Yıldırım’a düşmanlık yapıyor? Çünkü Türkiye’nin en çok taraftara sahip kulübünün başkanı bu düşüncedeyse ileride onun önünü kesebilir diye. Kısaca Gülen’in Yıldırım’ı ekarte etmesi lazım. İşte Şike Davası’nın ardındaki gerçek motivasyon budur.”
24 Ekim 2015 – Aziz Yıldırım:
“Türkiye’de herkes bilmelidir ki sivil bir ihtilal yapılmak istenildi. İki türlü ihtilal vardır: Askeri ve sivil ihtilal. Sivil ihtilal de en az askeri ihtilal kadar tehlikelidir. Sivil ihtilalde devletin güçlerini bir gruba ait kişiler ele geçirir ve istediklerini uygularlar. Siz buna hiçbir zaman askeri ihtilal gibi karşı çıkamazsınız. Çünkü siviller. Sivil oldukları için demokrasi var derler, sizi sustururlar.
Ben buradan devlet büyüklerine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu sivil ihtilali kimler yapmak istiyorsa bunu halka açıklayın. Gizli kapaklı kalmasın. Yoksa bunlar tekrar yeşerir ve kendilerine yol bulurlar. Büyük tehlike vardır Türkiye’de. 11.000 savcı ve hakim bulunmaktadır. Bunların 4500’ü blok oy atmaktadır. Bugün Yargıtay’da ve diğer mahkemelerde bunlar görevlerine devam ediyorlar. Bizim güvencemiz nerede? Kime güveneceğiz? Biz camia olarak ayakta durduk ancak bunu herkes yapabilecek mi Türkiye’de? Herkes bu kadar kuvvetli ve dirençli olabilecek mi? Bu olaylar açıklanmazsa ve suçlular adalet önüne çıkarılmazsa Türkiye aydınlığa çıkamayacaktır. Sürecin şeffaf olması gerekiyor. Bizim bilmemiz gerekiyor.
17-25 Aralık iddianamelerini okuyorum. Sanki Türkiye’de 10 tane polis, 5 tane savcı, 3 emniyet müdürü bu kadar operasyonu yapıyor. Hayır. Olay çok daha derin. Ankara’da o düşünceden şu kişi, bu düşünceden şu kişi var diye söyleniyor.
Şike davasının savcısı Mehmet Berk, bize kanunu çıkarın sizi serbest bırakacağım dedi. Yalan! Bizim arkadaşlar, başbakan ve diğer siyasi partiler bu cezaların çok ağır olduğunu gördüler ve çalışma yaptılar. Tam kanun meclisten geçerken Mehmet Berk iddianameyi açıkladı. Hani sen bizim çıkmamızı istiyordun? Bir gün daha bekletsene! Bekletmez çünkü hep yalan söylüyor. Çünkü emir almış, talimat almış. 2006’dan beri bunlar emirle iş yapıyor. Nasıl bir örgüt oldukları belli. Kimlerin idare ettiği de belli. Bunlar bu operasyonları yaptılar. Peki hedef neydi? Türkiye’de yeni bir dönem başlatmak.”
31 Temmuz 2016 – Profesör Doktor Ahmet Şimşirgil (Tarihçi-yazar):
“Fenerbahçe davasını anlamadılar. Bu milletin Aziz Yıldırım’ın elini öpmesi lazım. FETÖ’nün tetikçi gazetecileri tüm medyaya çarşaf çarşaf yalan haberleri servis ettiler. Amaçları 20 milyonluk camiayı ele geçirmekti. Kulübün başına kendilerinden birini getireceklerdi.”
13 Eylül 2013 – Aziz Yıldırım:
“Korkmadık, korkmuyoruz. Çünkü bu dava bir şike davası değildir. Bu dava siyasi amaçlıdır.”
28 Temmuz 2012 – Aziz Yıldırım:
“3 Temmuz zihniyetinin amacı Fenerbahçe Spor Kulübü üzerinden Türk sporunu ele geçirmek ve kendilerince bunun önündeki tek engel olarak gördükleri Aziz Yıldırım’ı tasfiye ederek kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaktır.”
25 Ağustos 2015 – Aziz Yıldırım (Faik Çetiner’in sunduğu Bizim Stadyum’da):
“Türkiye’de sivil ihtilal yapılıyor. Farkında değilsiniz. Anlamıyorsunuz. 50.000 kişi sivil ihtilal yapıyor. Niye kaçıyorlar zannediyorsunuz? Çünkü suçlular. Hapiste yatarsan suçsuz olduğunu her gün söylersin, adalet bir gün elbet yerini bulur. Ülkeyi ele geçirmek için organize olan sivil darbe yapmak isteyen bir grubun yaptığı bir organizasyondu 3 Temmuz süreci. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı her gün söylüyordu bunu, fakat kimse ona inanmıyordu. Ben inanıyorum. Ondan başka da mücadele eden yoktu bu grupla. Herkes menfaatler doğrultusunda çekilmiş bir kenara izliyor. Bir tek Cumhurbaşkanı kavgasını veriyor.
2011’de Şike davası savcısı Mehmet Berk yüzüme söyledi benim, ‘Şampiyon olmasaydınız bu dava da olmayacaktı’ dedi. “
27 Temmuz 2016 – Emekli Tümamiral Semih Çetin (Ahmet Hakan’ın programında):
“Direnenler dediniz ya, bir grubun hakkını vermek lazım. Tozu dumana katıp gelen Fethullahçı örgütlenmenin ilk tosladığı duvar Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’dır.”
Peki şimdi anladınız mı? Peki şimdi ne yapacaksınız?
Mertliği hep kabadayılık sandınız. İftira ettiniz, inanmadınız, kendi ülkenizin gözbebeğini UEFA’lara şikayet ettiniz, suçlu dediniz, hakkımızı gasp ediyor dediniz, yargısız infaz yaptınız. Düşenin yanında durmak yerine düşene bir tekme de siz vurdunuz!
Şimdi gerçek ortaya çıktığına göre onlara soruyorum; acaba özür dileyecek kadar mert misiniz?