Hazırız ya da değiliz fark etmiyor.
Amerika'nın hararetle seçime hazırlandığı gündemde, Fransa'nın da aynı zamanlarda seçime girmesi dengeleri değiştirecek. Avrupa'nın hâlihazırda kendi gündeminde boğuştuğu mülteci meselesi bile yerini arkalara itmeye başladı. İngiltere'nin AB'den çıkma girişimi ve devamında tartışılan ‘yeni Avrupa Birliği’ modelinde kastedilen ne? Yeni birliğin duruşu konusunda henüz bir renk belirtisi yok. Yıl sonunda daha net görmeye başlayacağız. Ama tüm bunların yanında daha garibi, Almanya'nın vatandaşlarına yaptığı tuhaf uyarı! Alman Devleti, iki haftalık yemek ve su ihtiyaçlarını stoklaması için vatandaşlarına çağrı yaptı. Yani, 2016 yılında böyle bir uyarı gözden kaçamaz!
Sorduğum birçok Alman bile cevabı net olarak veremedi.
Ancak AB tarafından bakacak olursak; Rusya-Türkiye uzlaşması ve Ortadoğu'da denge değiştirme istekli yaklaşımlar korku yaratmış durumda. Ayrıca bazı Avrupalı yetkililere göre, Türkiye'nin atlattığı darbe girişimi meselesi bitmiş olmadığından, Erdoğan tarafında konumlanmak için çok erken... Hatta söz konusu Erdoğan olunca ‘mümkün değil’ anlayışı hakim.
Türkiye'nin, darbe girişimi vesilesiyle en net gördüğü resim, dostlar ve çıkarların buluştuğu yollar oldu. Yani umarım net olarak görülmüştür.
Çünkü Türkiye'nin girişimlerinin başkalarını uyandırdığı kesin.
Kulislerde 15 Temmuz gecesi Rusya'dan önemli bir destek aldığımız konuşulmuştu. Türkiye, malum tüm samimiyetini pekiştirmek için Putin'le görüştü. Stratejik mutabakat sağlandı. Ancak Suriye konusunda çıkan anlaşmazlık Türkiye için en büyük testti. Ki bu konuda özellikle Başbakan'ın yaptığı açıklamalar Suriye'deki katı tutumumuzu değiştirmeye başladığımızı gösteriyor.
Türkiye, ‘Kürt devleti’ ve Suriye arasında, hangisi daha tehlikeli olabilir diye sorup bir seçim yapmış gibi...
Şimdi Türkiye, Kuzey Suriye'de verdiği mücadelede kendisine tarihi değiştirecek bir koridor açmaya çalışıyor. Bu vesile ile zaman kazanıp açıkçası bölünmemek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Çünkü bölünme meselesi eğer darbe girişimi başarılı olsaydı sanırım hayal değildi. Korkutucu da olsa bizim sınırlarımızı içine alan yapılar, batı ve Doğu Türkiye olarak bizi farklı bir yere dönüştürecekti.
Kartların Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden dağıtıldığı bu dönemde, umarım gelişmeler başka savaşları tetiklemez ve Türkiye yeniden güvenli günlerine kavuşur.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın önümüzdeki günlerdeki ziyareti büyük önem taşıyor. Ama FETÖ terör örgütü açısından bakarsak, ABD'nin hiç bir zaman yaşayan Fetullah Gülen'i, ne yazık ki iade edeceği mümkün gibi durmuyor. Dolayısıyla Türkiye'nin özellikle bu aralar güçlü olmaktan başka alternatifi yok. Haliyle Taksim'e kışla, "elitleri" dışla dönemi de bu vesileyle de sona ermiştir.