Ağustos ayının nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Sıcaktı, rüzgârlıydı derken her hafta ortalama bir kez cenaze için, yaklaşık on beşte bir de arkadaşlarımın yeni doğan torunlarını tebrik için hastane ziyaretine gittim. Yaz aylarında sezaryenle gerçekleşen doğumlar, bana daha planlı programlı geliyor. Tebriğe ne zaman gideceğinizi kendinize göre ayarlayabiliyorsunuz. Şimdilerde hastanelerde önerilen ‘paket program’larla, doğum yapan annelerin girmesiyle çıkması bir oluyor. Dolayısıyla ‘lohusa şerbeti’ ikramından yoksun kalmak istemiyorsanız, ilerleyen saatleri sıkı takip etmek gerekiyor. Bu şerbet ikramı da son yıllarda ciddi bir şov/ritüel haline geldi. Oda kapısını ‘tıktıklayıp’ içeri giren siyah papyonlu garson, elindeki Alman gümüşü tepsiye dizilmiş bardaklardaki pembe/kırmızı lohusa şerbetini misafirlere ikram eder. Tabii birinde şamfıstık tozu, diğerinde file badem olan iki kâseyi de şerbetin üstüne serpiştirilsin diye tek tek dolaştırır. Ardından da; ‘Afiyet olsun, hastanemizin ikramıdır’ deyip gerisin geriye dışarı çıkar. Yanılmış olabilirim; lohusa şerbeti, doğum yapan anneye sütü gelsin diye verilirdi. Oysaki odaya gelen garson lohusamızın yanına bile yaklaşmadı. İş böyle olunca, ziyaretçiler ciddi bir hormon değişikliğine uğramış durumdalar.
***
Havanın sıcak ve sıkıntılı olduğu bir gün teyzem ve yaşıtlarıyla hafta içinde yitirdikleri Nenette Asseo’yu anıyorduk. ‘Bir sayfa daha kapandı’ dedim. Teyzemlerin yanıtı ise ‘Defterde sayfa kalmıyor’ şeklindeydi. Tüylerim diken diken oldu. ‘Her ölüm erkendir’ ama her şeye rağmen, ‘Allah sırayı bozmasın’.
***
Rita Ender, yazı türünü çok beğendiğim, çok genç yaşından beri her makalesini keyifle okuduğum, sık görüşmesek de sohbete kaldığımız yerden devam edebileceğimiz bir genç dostum. O şimdi aynı zamanda bir avukat.
Rita’yla Şalom bünyesinde tanıştık. Ve de kaynaştık. Bir zaman sonra Agos’ta yazmaya başladı. Orada yaptığı bir yazı dizisini ‘İsmiyle Yaşamak’ başlığı altında İletişim Yayınlarında kitaplaştırdı. İyi ki de yaptı, çünkü bu eseri geniş kitlelere duyurmak lazım.
Rita Ender’i yürekten kutluyorum. Onun yaşında olsaydım böyle bir kitabı yazabilir miydim, bilmiyorum. Doğru zamanda, isabetli bir yapıt çıkardı; Daha nicelerine…