“Uvau aleha kol aberahot aelle veisiguha ki tişma bekol Ad... E.loeha - ve sana bütün bu berahalar gelecek ve seni aşacak çünkü Tanrı’nın sesini dinledin.” (Devarim 28/2)
Birini aşmak ve üzerinden geçmek terimi akla genellikle ‘kaçmak’ terimini getirir. Burada anlaşılması zor olan soru neden bir kişinin berahalardan kaçması gerektiğidir.
Baal Şem Tov’un torunu olan Degel Mahane Efrayim Tanrı’nın berahalarının bazen stresli olduğumuz bir ortamda ve durumda bizi bulduğunu ve onların gerçek karakterini bilemediğimizden bazen onlardan kaçtığımızı bizlere öğretir. Tora bizlere Tanrı’nın niyetinin her zaman bizlere yaklaşmak olduğunu biz O’ndan kaçsak bile O’nun bize yakınlaşmak istediğini söyler.
‘Ah tov vahesed yirdefuni kol yeme hayay – iyilik ve hesed yaşamımın bütün günlerinde beni izler’ pasuğunun anlamı yukarıda belirttiğimiz ifade ile örtüşmektedir. Bizler düşük anlayışımızla gizli ve bilinmeyen ve kaçmaya çalıştığımız iyilikleri fark etmek için dua etmeyi bilmeliyiz.
Berdichev’li Rabi Levi Yitshak sürekli koşan bir adama sorar; “Nereye koşuyorsun”. Adam da “parnasamın peşinde koşuyorum” diye cevap verince Rabi şöyle der: “Parnasanın bu yönde olduğunu nereden biliyorsun belki de aksi yöndedir.”
Bazen küçük bir çocuk canını yakacağını bildiği bir iğneden kaçmak için elinden geleni yapar. Ancak annesi bu konuda çocuğunun iyiliği için doktorla işbirliğine hazır olmalıdır. Belki o anda canı yanacaktır ancak o iğne çocuğu çok daha büyük acılardan koruyacaktır.
Dr. Twerski Tanrı’nın bilgeliğinin insanın anlayışının çok üzerinde olduğunu ve bizlere verdiği gizli iyilikleri fark edebilmek için Tanrı’ya yaklaşma çabasında olmamız gerektiğini ifade eder. Bazen Tanrı’nın bizlere verdiği iyi şeyleri yanlış algılar ve bizim için sıkıntı yaratacaklarını sanırız. Hâlbuki bizim için her zaman en iyiyi isteyen Tanrı bizlere berahasını her zaman vermeye hazırdır. Yeter ki bizler Tanrı’ya yakın olmayı bilelim.