Sık sık Fenerbahçe yazıları yazan biri olarak bu sezonu herhalde bilgisayar başına geçtiğim en hevessiz yıllardan biri olarak sayabilirim. İnsan haliyle kulüp başarılıyken daha bir istekle yazıyor. Başarısız derken tabii ki futboldan bahsediyorum. Madem bir spor kulübünden bahsediyoruz, basketbol başta olmak üzere diğer branşları ayıralım.
Tabii başarısızlık olunca camiadaki herkes tek tek sorgulanmaya başlıyor. Özellikle halk takımı olunca, yani kulübün bir sahibi olmayınca (ki iyi ki de böyle bana kalırsa), taraftar değişiklik istiyor. Başarısız olan gitsin, başarılı olabilecek başkası gelsin. Mantık bu. “Devir teslim” maalesef Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor ve futbol da payını alıyor. Gelen gitmiyor. Hâlbuki uzun yıllar bir kurumu yönetmek dezavantajları da beraberinde getirir.
Örneğin, Washington’da Dünya Bankası’nda çalışan bir kişi olarak bu devir teslim durumunu birebir gözlemliyorum. An itibariyle üst düzey yöneticim başka bir departmana geçerken, bizim departmana da yine banka içinden başka bir yönetici geldi. Bu rotasyonu her dört yılda bir yapıyorlar. Belli bir seviyeden sonraki pozisyonlarda zorunlu. Hâlbuki yöneticim son derece başarılıydı. Harika işler çıkardı. Altında çalışan insanlarla da arası gayet iyiydi. Neden yapılıyor peki bu? Hem yöneticinin farklı tecrübelerle kendini geliştirmesi, hem bankanın hiçbir bölümünün belli bir kişi tarafından domine edilmemesi, hem departmandaki insanların yeni yöneticiyle kendini geliştirmesi, hem de yeni gelen yöneticinin yeni bir göz ve heyecanla departmanı bir adım ileri götürmesi.
Tabii ki bu Fenerbahçe’nin içinde olduğu durum için mükemmel örnek değil fakat temelinde bazı ortak noktalar olduğunu düşünüyorum. Aziz Yıldırım çok uzun yıllardır Fenerbahçe’nin başında. Çok önemli işler yaptı. Fenerbahçe’ye ve Türk futboluna çağ atlattı. Bundan önce de görevi bırakmak için birçok durum oluştu fakat bana göre Fenerbahçe’ye yakışan duruş ve vizyon sahibi kişi şu anda mevcut. Ali Koç herkes tarafından sevilen ve taraftarın çok istediği bir isim. Bununla beraber açıkçası ben Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’de her zaman bir ağırlığı olmasını hem istiyorum hem de bekliyorum. Ama artık Ali Koç için zaman gelmiştir.
Basketbol takımının başarıları da ortada. Bunu da en az futbol kadar konuşmalıyız. Basketbolda Türkiye Avrupa’da önemli bir yer sahibi oldu ve bu kaliteyi giderek artırmalıyız. Bunun için olup olmadığından emin değilim ama eğer yoksa tıpkı NBA’deki gibi özenle seçilmiş bir ekibin büyük veriden de yararlanarak oyunu güzelleştirecek yenilikler yapmasını öneriyorum. NBA’de bu işleri yapan kişiyi bir konferansta dinlemiştim ve onlardan öğreneceğimiz çok şey olabilir.
Futbola gelirsek, Fenerbahçe’nin durumunu hâlâ pek iç açıcı görmüyorum. Bana göre bu sene şampiyon olma ihtimali düşük. Ocakta takıma ciddi etki edecek transferler gelmezse bu kadro kalitesi ne ligde ne de Avrupa’da fazla yüksek hedefler hayal ettiremez.