Teknolojiyle haşır neşir ve yenilikleri amatör seviyede takip eden biri olarak, hâlâ genç olmama rağmen kendimi bazen seksen yaşında gibi hissediyorum. “Bizim zamanımızda…” diye cümleler kurmak geliyor içimden. Örnek vermek gerekirse; ben üniversitedeyken yani doksanlı yılların tam ortasında okul için ya da keyif için bir konuyu araştırmak istediğimde, üniversitenin kütüphanesine gider orada bulunan bir bilgisayara araştırmak istediğim konuyu yazar, o konuyla ilgili olabilecek (veya alakasız çıkabilecek) bir kitap listesinin dökümünü alırdım. Spesifik bir kitap aradığımda işim biraz daha kolaylaşırdı. Kitabın ismini yazar, kütüphanenin hangi katının hangi koridorunda olduğunu öğrenirdim. Bazen yüz sayfası faydalı olurdu o kitabın, bazen iki paragraf için ara kata inip sonra üç katı geri çıkardım.
***
Yine bizim zamanımızda ilk web tarayıcı ve arama motorları çıktığında, telefon kablosuyla yavaş ve uzun bir süreç ardından internete sonunda bağlanabildiğimizde, herhangi bir konuyu internet üzerinde araştırabilmenin keyfini yaşardık. Sonuçlar şimdiki gibi kapsamlı değildi tabii. Bir de internetin her an ‘kopabilme’ heyecanı vardı. Hem telefon için, hem internet için gelen faturalar da şu anda kabul edilmeyecek yavaşlıkta bir internet için tuzu biberi idi.
Yıllar geçip modem yoluyla hızlıca internete bağlanmaya başladığımız gün ise, internet hepimizin hayatının parçası haline geldi. Şimdi fiber internetten aşağısına burun kıvıran benim bile, bazen telefon jakına kablo takıp bağlandığım günleri kendime hatırlatmam gerekiyor. Artık gerçekten dünya bir tık ile evimizde. Tüm Türk ve yabancı basınını takip edebiliyor, Fidel Castro’nun ölümünden Göktürk 1 uydusunun uzaya fırlatılmasına her olaydan anında haberdar olabiliyor, işten gelince yorgunsak sanal süpermarketlerden alışveriş yapabiliyor, sosyal medyayı takip ederek kendimize eğlence çıkarabiliyoruz.
***
İnternetin en fazla yararlanılan yönlerinden birisi ise şüphesiz online alışveriş. Bazen ihtiyaçtan, bazen de Black Friday, Cyber Monday gibi indirim çılgınlığına yenik düşerek gerekli, gereksiz satın almaları yapan kitle azımsanmayacak miktarda. Independent’ın sitesinde Google’da ülke ülke en çok aranan ürünler hakkında bir makale görünce merakla açtım. Fixr.com adlı web sitesi Google’da hangi ülkelerin hangi ürünü (kaç paraya alınabileceğini araştırdığını) saptamış ve ilginç bir harita ortaya çıkarmış. Sonuçlar çok değişik, Güney Afrika ülkelerinde benzinin galonun yanı sıra en çok aranan ürünler arasında cenaze işlemleri ve hayat kadınları gibi aramalar yer alırken, Kuzey Amerika’da patent, pasaport ve karın ameliyatının fiyatları araştırılmış. Asya ülkelerinde ise elektronikten, inek ve deveye kadar çok değişik (ürünler diyemedim) araştırmalar yapılmış. Türkiye’de en çok neyin fiyatının araştırıldığını merak ettim doğal olarak. Sonuç ‘bira’ çıkmış. Çok değişik, hiç tahmin etmeyeceğim bir sonuç. Ancak biraz rahatladım desem de yalan olmaz.
Arama motorlarında ne ararsanız arayın, dünyanın bir parmak ucunuzda olmasının normalliğinden şımarmayın. Elinizdekileri takdir etmek için bir elektrik kesintisi yeter…
