Yaakov Avinu’nun yaşamını incelemeye başladığımız Vayetse peraşasında akşam geçirdiği olağanüstü tecrübeden sonra Yaakov’un başını yasladığı taşı bir anıt olarak diktiğini ve gelecekteki Bet Amikdaş’ın temelini attığını görmekteyiz. Yaakov bu arada kazancının onda birini de maaser olarak ayırma sözünü verir. Burada anlaşılması daha güç olan Yaakov’un verdiği sözleri bir koşula bağlamasıdır. Tanrı onu her anlamda koruyacağına söz vermişken bu koşulu öne sürmesi “Yaakov iş tam yoşev oalim” fikri tam bir zıtlaşma içindedir. Tanrı ona “uşmartiha behol aşer teleh – gittiğin her yerde seni koruyacağım” demiştir. Yaakov ise “im yiye E.loim imadi – eğer Tanrı benimle beraber olursa” sözünü kullanmaktadır.
Yaakov elbette ki bu sözleri tam bir bilinç ve imanla söylemiş Tanrı’nın koruması konusunda en ufak bir şüpheye bile düşmemiştir. Bilgelerimiz “maase avot siman labanim – babaların yaptıkları çocuklarına işarettir” demekle ataların yaptıklarından bir ders çıkarmanın gerekliliğini her fırsatta dile getirmişlerdir. Ramban ataların yaptıklarını sadece bizim de geçebileceğimiz tecrübeler olarak görmek yeterli değildir der. Ona göre ataların bu tecrübelerde sergiledikleri davranışlar da bizler için bir ders niteliğindedir.
Yaakov’un kullandığı rica sözcükleri ile Tanrı’nın daha önceden ona verdiği garantiler arasında farklılıklar göze çarpar. Tanrı “gittiğin her yolda seni koruyacağım” derken Yaakov “gittiğim ‘bu’ yolda beni korursa” demektedir. Tanrı Yaakov’a Erets Yisrael’e dönüş garantisini vermekte Yaakov ise ricasında “veşavti beşalo.m el bet avi – baba evine barış içinde dönersem” demektedir. Erets Yisrael’e dönüş garanti bile olsa amaç baba evine selametle dönebilmektir. Yaakov duasında daha fazla şeyler için de talepte bulunur. “Venatan li lehem leehol uveged lilboş – bana yemek için ekmek ve giymek için giysi verirse.” Burada gözümüze çarpan sadece yiyecek veya giyecek laflarını kullanmaması aynı zamanda bunları ne için vermesi gerektiği de yazılıdır. Yiyecek yemek, giyecek de giymekten başka bir amaçla kullanılabilir mi?
Kli Yakar adlı kaynak Yaakov’un kullandığı dil farklılıklarının aslında Tanrı’ya olan güvenini ortaya koyduğunu ancak bunun yanında da bazı şeyleri fazladan istediğini belirtmektedir. Tanrı, Yaakov’u gittiği her yerde koruyacak ve Erets Yisrael’e geri getirecektir. Bu Yaakov’un fiziksel ihtiyaçları için verilmiş bir garantidir. İyi bir garanti olmakla birlikte Yaakov gibi biri için yeterli değildir.
Yaakov’un aklında nasıl bir soru vardır? Yaşamının şimdiye kadar olan kısmını “yoşev oalim – çadırlarda eğitim görerek” babası Yitshak’ın muhteşem manevi zenginliğinin yanında manevi bir sıkıntı olmadan geçirebilmiştir. Oradaki tek tehlike Esav’ın ortaya koyduğu fiziksel tehlikelerdir. Yaakov bu tehlikelerin üstünden gelebilecek güce ve yeteneğe sahiptir. Bu haftaki peraşada birçok çobanın ancak birlikte kaldırabileceği taşı tek başına kaldıran, önümüzdeki hafta okuyacağımız peraşada Esav’ın koruyucu meleğini alt etmeyi başaran Yaakov Esav’ın fiziksel gücünden korkacak biri değildir. Yaakov babasının manevi adasında Avraam ve Yitshak’ın çok iyi bir varisi olarak yetişmiştir.
Lavan’ın evi Yitshak’ın evinden çok farklıdır. Çevre faktörü insanların yaşamını doğrudan etkiler. Bu normal bir insan için de bir tsadik için de aynıdır. Hatta bir tsadik içindeki yetser ara çok daha kuvvetli olduğundan daha büyük tehlikelerle karşı karşıyadır. Yaakov şimdi maddiyatın, putperestliğin, yalancılığın kalesinde çok uzun bir zaman geçirmeye gitmektedir. Tanrı’dan istediği fiziksel korumanın yanında manevi anlamda destek ve korumadır. Yaakov kendisine sürekli olarak ekmeğin sadece yemek, giysilerin de giymek için olduğunu hatırlatacak ve maddiyatın kalesinde maneviyatında gerileme olmaması için bir savaş verecektir. David Ameleh “boş şeylere bakmaktan gözlerimi çevir” derken Tanrı’dan manevi anlamda ayakta kalmak için yardım dilemektedir. Pirke Avot’ta yer alan “al taamin beatsmeha ad yom moteha – öleceğin güne kadar kendinden emin olma” demekle Kli Yakar’ın yaklaşımına destek vermektedir. Özellikle farklı ortamlarda ayakta kalabilmek, kendimizi ve kültürümüzü devam ettirebilmek için sahip olduğumuz değerler konusunda çok güçlü olmak zorundayız. Maddiyatın aslında birincil önemde olmadığını anlatan bir öyküyle dersimizi sona erdirelim.
Son derece zengin bir adam büyük bir rabiyi ziyarete evine gelir. Rabi son derece bakımsız ve fakir bir evde oturmakta evinde doğru dürüst bir mobilya bile bulunmamaktadır. Rabi misafirini çok iyi karşılar, ağırlar ve bir yere oturmasını ister. Zengin adam sandalyenin sağlamlığını kontrol eder ve oturur. Aynı zamanda rabiye bir soru sorar. Bu kadar ünlü bir rabi olmanıza rağmen bu şartlarda yaşamanızı anlayabilmiş değilim. Rabi cevap olarak şunu sorar. “Sizin mobilyalarınız var mı?” Adam ‘elbette’ der. “Hem güzel hem de sağlam”. Rabi, “Yanınızda değiller mi?” diye sorunca adam, “ne diyorsunuz mobilyaları yanımda taşıyamam ki; ben yolcuyum” der. Rabi gülerek yanıt verir. “Aynen öyle. Ben de geçici bir yolcu olduğumdan yanımda fazla bir şey taşımıyorum”. Tıpkı Yaakov’un dediği gibi. Ekmek, yemek için, giysi de sadece giymek içindir. Birincil derecede önemli olan maddi zenginliğin manevi anlamda kendimizi yükseltmeye ve geliştirmeye yardımcı olmasıdır. İşte Ramban’ın dediği ‘babaların yaptığı çocuklarına işarettir’ kavramını Yaakov’u örnek almak sureti ile yerine getirmek mümkündür.