Sene 1960’lar…Küba devrimini takip eden dönemde, İsrail’den kalkan El Al Hava Yollarının uçağı, uzun bir uçuş sonrası, Küba semalarına doğru alçak inişe geçiyor. Uçak alçalmaya başlamasına rağmen, yolcular hâlâ ayakta ve uçakta müthiş bir uğultu hâkim. Hostesler, “Kemerlerinizi bağlayın!” anonsu bile yapamadan uçak kazasız belasız Küba’ya iniş yapıyor. Uçaktan inen bu yolcuların ellerinde pasaportları, valizleri ya da gidecekleri otelin adresi bile yok.
Sene 1960’lar…Küba devrimini takip eden dönemde, İsrail’den kalkan El Al Hava Yollarının uçağı, uzun bir uçuş sonrası, Küba semalarına doğru alçak inişe geçiyor.
Uçak alçalmaya başlamasına rağmen, yolcular hâlâ ayakta ve uçakta müthiş bir uğultu hâkim.
Hostesler, “Kemerlerinizi bağlayın!” anonsu bile yapamadan uçak kazasız belasız Küba’ya iniş yapıyor.
Uçaktan inen bu yolcuların ellerinde pasaportları, valizleri ya da gidecekleri otelin adresi bile yok.
Başka sınıf yolcular bunlar.
Bir kere kaprisli…
Hatta o kadar kaprisli ki uçuş ekibi, bu yolcuların bitmeyen kaprisleri ve ihtiyaçlarından dolayı başka bir ülkede dinlenme ve yemek molası vermek zorunda bile kalıyor.
Bu uçakta seyahat edenler: Kutsal toprakları geride bırakıp, kendilerini komünizm topraklarının ortasında bulan İsrailli şaşkın keçiler.
Tam olarak neden İsrail’den uçakla devrimin kalbi Küba’ya uçtuklarını keçiler de dahil olmak üzere çoğu kişi bilmiyor.
Ofer Aderet, Haaretz gazetesinde, 1960’larda keçilerin İsrail’den Küba’ya yaptığı devrime doğru bu gizemli seyahatini kaleme alırken, komplo teorisyenlerinin çok dikkate alacağı noktalara değiniyor: Keçiler, Castro ve İsrail. (Umarım son cümlem ciddiye alınmaz)
Şaka bir yana “İsrailli keçiler, Küba’ya uçakla neden uçtu?” diye sorarsanız sebebi daha ilginç: İsrail’in tarım ve hayvancılıktaki atılımlarını yakından takip eden Küba devriminin Lideri Fidel Castro’nun bir şekilde “İnek kadar süt verebilen keçilerin var olduğuna inancı”. Bir şekilde bu keçilerin sütü de özel olacak ki bu anlaşma atılmış. O dönemler İsrail’in Küba elçiliğinde çalışmış olan Clarita Malhi keçi konusuyla ilgili “Castro, tarım ve hayvancılıktaki ilerlemeleri çok yakından takip ediyordu, inek gibi süt veren keçileri araştırıyordu” diye belirtiyor.
İşte bu keçiler o keçiler. Castro’nun keçileri…
Castro’nun “O keçiler buraya gelecek” talebi üzerine Küba’nın Yahudi Büyükelçisi Ricordo Wolf, liderinin bu isteğini gerçekleştirmek üzere çalışmalara başlıyor ve kibutzda yaşayan Küba göçmeni Yitzhak Zilber aracılığıyla aranan komünist olacak keçileri buluyor.
Zilber Haaretz’e paylaştığı bu fotoda, başına geleceklerden habersiz Küba yolcusu keçilerden biriyle poz vermiş.
Keçiler bulunduktan sonra; keçi anlaşmasının bir parçası olarak, Castro’nun devriminden İsrail’e kaçmak isteyen Yahudi göçmenlerin durumu masaya yatırılıyor ve anlaşmaya varılıyor. Böylelikle El Al, İsrailli keçilere karşılık, Yahudi göçmenleri Küba’dan İsrail’e getiriyor. Böylelikle keçilere karşı Yahudi göçmenler takas edilerek tarihin en ilginç anlaşmalarından biri gerçekleştiriliyor.
Yahudi göçmenleri Küba’dan getiren uçak, bu sefer yolculuğa çıkacak keçiler birçok prosedüre tabii tutuluyor, gerekli izinler alınıyor ve en son uçak Küba’ya doğru yola çıkmadan koltuklar sökülerek, yeni yolcuları için hazır ediliyor…
O dönem, İsrail’in Küba Elçiliğinde çalışan Clarita Malhi keçiye karşı insan takasını şöyle özetliyor: “Küba’yla yapılan anlaşmada, (devrimden kaçan) göçmenler İsrail’e geldi, keçiler ise gitti.”
İşte böyle; İsrailli keçiler Kübalı oluyor.
Kübalı göçmenler İsrailli oluyor.
Ve Castro, İsrail ve keçi üçgeni komplocular için konu oluyor.
Keçiler kripto mu, ajan mı günlerce tartışılıyor.
Amanın yoksa birileri düğmeye mi basıyor?
Ve sanırım artık El Al, uçakla keçi taşımıyor.