Bundan birkaç ay önceydi. ‘İslamafobik’ davranışlarını rahatlıkla sergileyen Fransız bir çiftle zor geçen bir Sultanahmet turu yapmıştım. Yahudi olduğumdan habersiz, ‘günaydın’ der demez, ezan sesinden rahatsız olduklarından başlamış, sözlerini ülkemizdeki uç örneklerle sürdürmüşlerdi. Kadın, biraz da sinir sistemimi ölçmek istercesine kadın haklarından, muhafazakârlaşan toplumdan bahsedip, “Türkiye ne yazık ki artık laik bir ülke değil” diyerek sözde üzüntülerini dile getirmişti.
Bundan birkaç ay önceydi. ‘İslamafobik’ davranışlarını rahatlıkla sergileyen Fransız bir çiftle zor geçen bir Sultanahmet turu yapmıştım. Yahudi olduğumdan habersiz, ‘günaydın’ der demez, ezan sesinden rahatsız olduklarından başlamış, sözlerini ülkemizdeki uç örneklerle sürdürmüşlerdi. Kadın, biraz da sinir sistemimi ölçmek istercesine kadın haklarından, muhafazakârlaşan toplumdan bahsedip, “Türkiye ne yazık ki artık laik bir ülke değil” diyerek sözde üzüntülerini dile getirmişti. Sakince önce Yahudi kimliğimi açıklamış, ardından Sultanahmet’te farklı camilerden aynı anda yükselen ezan seslerinin biz İstanbullulara huzur verdiğini dile getirmiş, sonrasında da Türkiye Yahudilerinin Fransız Yahudileri ile karşılaştırıldıklarında özellikle bu yıl gözle görülür bir antisemit saldırıya maruz kalmadıklarını belirtmiştim. Kıpkırmızı olmuş bir şekilde beni dinlediğini görünce cevap vermesine fırsat vermeden, etrafta özgürce dolaşan köpek ve kedileri de gösterip, “Bakın keşke sizde de kediler rahatlıkla sokakta gezebilse belki kaldırımlarda, metrolarda daha az fare görürüz” diye de bitirmiştim. Bu cevap karşısında kocasının sakinleştirme çabalarına rağmen değerli misafirimiz sözünü sakınmamış; “Sizde hayvanlara verilen özgürlük gazetecilere, düşüncesini beyan edenlere verilmiyor” diyerek muhabbeti sonlandırmıştı. Geçtiğimiz hafta yetkililerin turizmdeki kötü gidişle ilgili yaptıkları toplantıları dinleyip, bu hafta da Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın İsrail Turizm Fuarına katılacağını öğrenince ister istemez yukarda bahsettiğim konuşmayı hatırladım. Biz fiyatları ne kadar düşürsek, reklamı ne kadar arttırsak da algıları değiştiremediğimiz sürece ‘Ortadoğu /Arap’ merkezli turist çekmekten öteye gitmemiz zor gözüküyor.
Her ne kadar yedi yıl aradan sonra Türkiye’den bir bakanın İsrail’i ziyaret etmesi, Türk Evinin açılışını yapmış olması bizlere ümit verse de artık iki ülkenin gerçek bir işbirliği yapabilmesi için “Ey İsrail” gibi söylemleri unutturacak farklı bir açılım gerekiyor. Aradan geçen sürede Türk halkı nezdinde şeytanlaştırılmış İsrail figürünü bir nebze olsun değiştirmek için, TUROB (Türkiye Otelciler Birliği) ve TURSAB (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) bünyesinde otelcisinden acentesine gerçek ve samimi sloganlara ihtiyacımız var. Şimdi buradan tüm otelci ve acenteci dostlara, sosyal medyadan “Anahnu Ohavim Ethem Havreynu Hayisraelim / Sizleri seviyoruz İsrailli dostlarımız” mesajını paylaşalım desek destek verir misiniz? Peki ya Sayın Bakan, gezi programında öngörülen Ramallah bölümüne modern bir Filistin yerleşimi olan Rawabi bölgesini de ekleyerek ezberleri bozsa fena mı olur? Başta turizmde çalışan her kademe personel olmak üzere, yakın bir zamanda ülkemize İsrailli turist gelirse bizlere yakışan davranışları sergilemek ve Türk misafirperverliğini göstermek için neler yapılması gerektiğini masaya yatırmalı, İsrailli turistlere karşı önyargıları kırmak için eğitimler düzenlemeliyiz.
Sayın Bakan’ım,
Gelin bu kez iki ülke arasındaki tatsızlıkları, yaşananları geçmişte bırakabilmek için Türk halkına İsrail Mucizesini anlatalım. Çölü cennet bahçesine çevirmeyi başarmış bir milletin, gıda ihtiyacının üçte ikisinden fazlasını kendi kaynakları ile nasıl karşılayabildiğini, küresel bir endüstri haline gelebilmesini tartışalım. Terörden mustarip olan bu iki ülke halkının ortak duygularda birleşip, teröre karşı tek yürek olabilmesini konuşalım. Tıpkı Edirne Sinagogu örneğinde olduğu gibi restorasyona ihtiyaç duyulan ibadethanelerimizi ayaklandırıp, iki ülkenin ortak miras değerlerine sahip çıkalım. Nasıl ki Almanya’daki Türklere düğün derneklerini Türkiye’de yapmaya teşvik ediyorsak, İsrailli Türkiyelilere de bu vatanın onları her fırsatta beklediğini anlatalım. Yüzyıllarca bu topraklarda hüküm sürmüş bir medeniyetin mirasçıları olarak, zulüm görmüş bu iki halk arasında terörden arındırılmış bir köprü kurulmasına uzatacağımız dostluk eliyle destek olalım.
*****************************************************************************************
Kadir Has Üniversitesine açık mektup
Sayın Yetkili,
Türk Yahudi Toplumu yönetimi tarafından Kadir Has Üniversitesi Konuk Evi olarak kullanılmak üzere tarafınıza kiraya verilmiş olan eski Hasköy İhtiyarlar Yurdu yapısının geçmişten günümüze tarihini anlatan kitabesinin Kadir Has Konukevi tabelası ile üzerinin kapatıldığını geçtiğimiz günlerde üzülerek gözlemledim.
Türkiyeli Yahudilerin bu topraklarda ve Hasköy özelinde varlığının simgelerinden biri olan, eski bir Alliance Okulunun yapısının bu şekilde tarih sahnesinden silinmesi, bir yandan kurumunuzun hedefleri ile çakışmakta öte yandan da o konukevinde misafir edilecek ülkemizin çeşitli şehirlerinden gelen öğrencilerin Hasköy Yahudi Mirasına ait bir yapıda konakladıkları gibi önemli bir detay atlanmaktadır. Metkubumuzda adı geçen şükran nişanesinde Türkiyeli Yahudiler Sultan II. Abdülhamid’e bu okulun yapım iznini verdiği için şükran duygularını dile getirmişlerdir.
Toplumumuzun hafızasında halen diri olan bu özgün yapının bir an evvel kitabesinin gözle görülür şekilde korumaya alınmasını diler, özellikle bir eğitim kurumuna kiraya verilmiş olan bu eserden ve ortak tarihimizden komşularımızın mahrum bırakılmamasını arzu ederiz.
Öğrencilerinizin 100 yılı aşkın eski hayırseverlik kurumunun mevcut olduğu bir binada konakladıklarını bilmeleri üniversitenizin felsefesine de uygun bir şekilde “Tüm görüşleri önemseyip, hoşgörü ile değerlendirebilen” gençler yetişmesine katkıda bulunacaktır.
Gerekli değişikliğin yapılıp, kitabenin bir an evvel açığa çıkarılmasını dilerken, Hasköy Yahudi Mirasının ileriki nesillere aktarılabilmesi için göstereceğiniz desteğe şimdiden teşekkür ederiz.
*****************************