17 Mart’ta İsrail jetleri Suriye hava sahasına girdi. İran destekli Hizbullah’a silah sevkiyatı yapan konvoyları vurmak üzere... Ancak beklenmedik şekilde bu kez Suriye’den karşılık geldi. Rusya’nın kurduğu hava savunma sistemini devreye sokan Suriye, bir İsrail uçağını düşürdüğü, bir diğerini de vurduğunu iddia etti. Suriye’den ateşlenen füzelere karşılık İsrail de ilk kez Arrow 3 uçaksavar füze bataryalarını kullandı.
17 Mart’ta İsrail jetleri Suriye hava sahasına girdi. İran destekli Hizbullah’a silah sevkiyatı yapan konvoyları vurmak üzere... Ancak beklenmedik şekilde bu kez Suriye’den karşılık geldi. Rusya’nın kurduğu hava savunma sistemini devreye sokan Suriye, bir İsrail uçağını düşürdüğü, bir diğerini de vurduğunu iddia etti. Suriye’den ateşlenen füzelere karşılık İsrail de ilk kez Arrow 3 uçaksavar füze bataryalarını kullandı.
İsrail ile Suriye, iç savaşın başladığı 2011’den bu yana ilk kez bu denli ciddi bir çatışma içine girdi.
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, “Uçaklarımızı bir daha tehdit ederlerse, Suriye’nin tüm hava sahasını yok ederiz” derken; Rusya geçtiğimiz dört gün içinde ikinci kez İsrail Büyükelçisini açıklama yapmak üzere dışişleri bakanlığına çağırdı. İsrail’in Palmyra’da Şii milisleri hedef aldığı sırada, Rus askerlerinin çok yakın bir mesafede bulunuyor olması, haliyle rahatsızlık yarattı, Moskova’da.
İsrail’in düzenlediği operasyonun tam da Başbakan Binyamin Netanyahu’nun geçtiğimiz hafta yaptığı Moskova ziyareti sonrasına gelmiş olması ayrıca düşündürücüydü.
Netanyahu bu ziyarette Başkan Vladimir Putin’den İran’la ilgili birtakım endişelerinin giderilmesi için aracı olmasını istemişti. Gelen haberlere göre, İran Lazkiye’de askeri üs edinmek için Beşar Esad ile anlaşmıştı. Dahası Golan Tepelerinde bir Hizbullah gücünün konuşlandırılması gündemdeydi.
Suriye ile tırmanan askeri gerilime bakılırsa, İsrail, kırmızı çizgilerini sonuna kadar koruyacağını göstermek amacıyla harekete geçti.
Aslında Rusya’nın Suriye’de sahaya inmesini takiben Tel Aviv ile Moskova arasında askeri koordinasyon kurulmuş, Türkiye’yle Rusya arasında yaşanan uçak düşürme krizine benzer kazaların önüne geçilmişti. Bu koordinasyon aynı zamanda İsrail’e güney Suriye hava sahasında hareket imkânı da sağlıyordu.
Suriye söz konusu olduğunda öncelikli hedefi İran etkisini sınırlandırmak ve İran destekli Hizbullah’ın Golan’dan Lübnan’a uzanan lojistik hattının kesilmesi olan İsrail’in zaman zaman Golan Tepelerinde Hizbullah’a silah taşıyan konvoyları, askeri sığınakları ve depoları vurduğu biliniyordu.
Ama bugüne dek Moskova ile kurulan koordinasyon sayesinde Putin, İsrail’in hava saldırılarını bir anlamda görmezden geliyordu. Şimdi Suriye’nin karşılık vermiş olması, bu zımni anlaşmanın bozulduğu anlamına mı geliyor?
Suriye’nin BM elçisinin beyanatına göre evet. “Rusya, İsrail’e bundan böyle oyunun kurallarının değiştiği mesajını verdi.”
Öte yandan, konuyla ilgili mülakat veren Esad, Rusya’nın İsrail ile Suriye arasında çatışma çıkmasını önleyebileceğine inandığını ifade etti.
Arka arkaya gelen beyanatları tarafların birbirlerini test ettikleri şeklinde okumak mümkün.
İran’ın kara gücü ve Rusya’nın hava desteğiyle ayakta duran Suriye’nin her bakımdan askeri üstünlüğe sahip İsrail’i karşısına alması akıllı işi değil. Böylesi bir hamle Esad’ın bugüne dek sahada elde ettiği kazanımları yerle bir edecektir.
Öte yandan, İran’ın Suriye’deki askeri varlığının kalıcı bir nitelik kazanması İsrail açısından kabul edilebilir değil. Tahran, Golan Tepeleri konusundaki hamlesi ile İsrail’i kışkırtarak Suriye savaşının içine çekmek istiyor. Bu şekilde bölgede Körfez ülkeleri ile İsrail arasında İran karşıtlığı üzerinden gelişen ittifakı da zayıflatmayı hedefliyor.
Peki, Rusya -Netanyahu’nun beklentisi doğrultusunda- İran’ın siyasi arzularına ket vurmakta başarılı olabilir mi? Her şeyden önce böyle bir kapasitesi var mı?
Rusya Dışişleri Bakan Müsteşarı Mikhail Bogdanov, “İran güçlerinin Suriye’den çekilmesi konusunda karar Suriyeli yetkililerindir” diyerek meşru otoritenin adresi olarak Esad’ı gösteriyor. Bir anlamda topu taca atıyor da denebilir.
İran destekli Esad rejiminin güçlenmesi ise İsrail tarafından çok da arzu edilen bir durum değil.
Bizler bir sonraki Astana ve Cenevre barış görüşmelerini beklerken, İsrail-Suriye arasındaki çatışma ihtimali, savaşın kolay kolay sonlanmayacağını, hatta giderek karmaşıklaşacağına dalalet.
Bu bağlamda vesayet savaşları yeni cephelerde devam edebilir. İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot, yaklaşan savaşın adresi olarak Lübnan’ı gösteriyor.