Geçen hafta okuduğumuz Tazria peraşası gibi Metsora peraşası da Tsaraat hastalığına ve tedavi sonrası yapılacaklara genişçe yer verir. Bu hastalığa yakalanan insan iyileşene kadar kampın yani toplumun dışında yaşamak zorundadır. Yaşamına bıraktığı yerden devam etmesi ve yeniden toplum içine dönebilmesi için iyileşmesi ve bunun sonucunda da belli ritüellerin uygulanması gerekir. Bütün bunların nedeni kişinin konuştuğu ‘laşon ara’dır ve bu yanlış Tora’da son derece ciddi bir günah olarak betimlenmektedir.
Aslında ‘laşon ara’ ile yaklaşan ve Mısır’dan çıkışı kutladığımız Pesah Bayramı arasında bir bağlantı kurmak da mümkündür. Çünkü Mısır çıkışı ile sonuçlanan olay aslında bir ‘laşon ara’ vakası ile başlamıştır. Yosef, kardeşlerinin yaptığı olumsuzlukları babası Yaakov'a anlatırken kardeşleri için ‘laşon ara’ yapar. Bu kardeşlerin kıskançlığını körükler ve Yosef Mısır’a satılır. Olaylar sonunda Yaakov ve ailesinin Mısır’a gelmesi ile iki yüz on yıl sürecek Mısır sürgününün ilk adımı atılmış olur. Uzun süren köleliğin başlangıcı görüldüğü gibi ‘laşon ara’ vakasıdır.
Pesah gecesi okuduğumuz Agada’da Mısır’a geliş ‘anus al pi adibur – elde olmadan söze göre’ şeklinde ifade edilir. Basit anlamı ile Yaakov ve ailesinin Mısır’a gelişi Tanrı’nın büyük planının bir sonucudur ve herhangi bir şeye bağlı olarak gelişmemiştir. Ancak bu pasuğun derin anlamını inceleyen bilgeler Mısır’a inişin gerçekten ‘sözle’ ancak ‘laşon ara’ ile gerçekleştiğini öğretirler.
Seder masası bu günahın tamiri için de son derece elverişli bir ortam sunar. O gece ‘dibur’ yani sözler ve konuşmalar ön plandadır. Ancak buradaki sözler ‘laşon ara’ değil aksine Mısır çıkışını anlatan Tora sohbetleri ve sözleri olmalıdır. Masada kullanılan Tora sözleri, öğrenilen Tora, gerçekleştirilen Mısır çıkışının anlatımı bu günahın tamiri için eşsiz bir fırsat olacaktır.
Bamidbar kitabının sonlarında yer alan Matot peraşasında “lo yahel devaro kehol ayotse mipiv yaase – sözüne karşı gelemez ağzından çıkanı yerine getirmek zorundadır” ifadesi yer alır. Cümleden de anlaşıldığı kadarıyla basitçe burada bir kişinin bir ‘neder’ yani adak adaması durumunda o adağını mutlaka yerine getirmesi gerektiği anlatılmaktadır.
1740 ile 1809 yılları arasında yaşamış olan büyük Tora bilgini Rabi Levi Yitshak de Berditchev cümleyi daha farklı açıklar. Eğer bir kişi ağzından çıkan sözleri kirletmez ve her zaman olumlu sözler çıkarmaya gayret ederse Tanrı da onun ağzından çıkan sözleri yerine getirir. Bir başka deyişle duaları her zaman kabul görür.
Dualarımız ne yazık ki çoğunlukla kabul görmez durumdadır ve bunun en önde gelen nedenlerinden biri konuştuğumuz ‘laşon ara’dır. Dualarımız dudaklarımızdan çıkan bu yanlış ifadelerle kontamine olmaktadır. Kendimizi bu yanlış davranıştan korumak aynı zamanda dualarımızın daha saf bir şekilde Tanrı’ya ulaşmasını sağlayacak ve dualarımız Tanrı katında daha çabuk yanıt bulacaktır.