New York siyaseti
Geçen hafta boyunca kaldığım New York’ta, politikanın bu derece, yemek masalarına düştüğüne daha önce hiç şahit olmamıştım. New York ahalisi, Trump’a ve onu başkan olarak seçenlere çok kızgın. Ancak eyalet olarak Trump’ı zaten desteklemedikleri için, öyle bizim gibi boğulmuşluk hissi içinde yaşadıklarını söyleyemem. Trump ne açıklama yaparsa yapsın, New York Eyalet yetkilileri muhalif tavrını ortaya koyup aksini söylüyor ya da yapıyor. Hâlihazırda muhalefet sadece basının üzerine yüklenmediği gibi Trump prezervatifleri de sokak satıcılarının yüzünü güldürüyor. Hatta Trump’ın orijinal boyuttaki elleri diye yapılan küçük oyuncak eller, yine elimi tuttun-tutmadın konusundaki esprilerle markette yerini bulmuş vaziyette… Tahmin edersiniz ki, Amerika’nın mizah anlayışı konusundaki tahammülü çok yüksek! Ne kimsenin alındığı var, ne de önemsediği! Aslında cast sistemi yani ast-üst meselesinin geleneksel olmayışı kültürü olumlu anlamda derinden etkiliyor. Bir de sanırım göçmen psikolojisi her halükarda daha esnek…
İlginç olan ise Trump’ın ikinci dört yıl için kesinlikle seçilmeyeceğini düşünüyor, New York’lular. Hatta birçoğunun sesli olarak söylediği sürpriz bir isim var. Önceki başkanın eşi Michelle Obama! Hem yeterli, hem de güçlü bir lider olarak görülüyor. Fakat Amerikan iş dünyasının, kadın bir başkan istemeyeceğine dair endişeleri de yok değil. Güç hâlâ erkeklerin elinde! Ve herkes bunun farkında.
New York sokakları
Kapitalizm sokaklardan çekilmiş. Ancak yerine farklı emanetçilerini getirmiş. Sokaklar, restoranlara ya da büyük tekstil markalarına teslim olmuş. On-line satış sayesinde küçük ve orta ölçekli giyim mağazaları artık sokakta yaşayamıyor. Tüm New York ne istiyorsa internetten satın alıyor. Hem fiyat olarak daha avantajlı, hem de seçenek fazlası bulunduğu için… İnternet satışı şimdiden rekorlara ulaşmış durumda. Hatta 2020 Amerika on-line satış tahmini cirosu 523 milyar dolar olarak öngörülüyor. Şimdiden yılda 340 milyar doları geçen on-line satışlar ekonomide yepyeni olanaklar sunuyor.
New York yereli
Çok değil, on yıl önce New York’ta yaşamak gerçekten İstanbul’da yaşamaktan çok daha ucuzdu. Bizzat kendim yaşadığım için biliyorum. Kira, alışveriş, yemek dahil dünyanın merkezinde cirit atmak özellikle 2000’lerin başından ortasına kadar şahaneydi. Sonra ekonomik krizler, fiyatları yükselten Araplar derken dengeler iyice karıştı. Artık New York’un göbeğinde yaşamak o kadar ucuz değil. İyi yani; yeme içme hâlâ fena değil. Ancak emlak, alışveriş eskisini mumla aratacak kadar değişti. O yüzden yıllardır New York’ta yaşayanlar, tıpkı Londra’da olduğu gibi şehrin dışına doğru açılmaya başladılar. Evlerini Manhattan’ın dışına taşıyanların ötesinde hayatından ödün vermek istemeyenler ise çareyi daha fazla çalışarak bulmaya çalışıyor. Böyle dengesiz bir sistemde hayat tüm dünyaya aynı şekilde akmaya devam ediyor. Yakında İstanbul’da göreceğimiz manzara da farklı olmayacak. Şehir merkezleri artık turistlere ya da parasını su gibi harcayanlara tahsis edilirken, şehir sakinleri daha ıssızlardaki gettolara kayacak. Tüm dünyanın geleceğini bu açıdan korkunç sıkıcı buluyorum.
Bill Gates’in hayatını değiştiren kitap
İstanbul’a dönüş yolunda okuduğum ‘TIME’ dergisinde Bill Gates’in kitap okuma merakıyla ilgili söyledikleri yazıyordu. Dünyanın en zengin adamı halen kitabı eski moda diye tabir ettiği sayfalardan okuyormuş. “On-line kitap okumayı sevmiyorum” diyor. Daha çocukken dünya ansiklopedilerini bitirmiş. Yarıda bırakmaktan hoşlanmadığı için sevmediği kitabı, bir an önce bitirmek uğruna daha hızlı okuyormuş. Okuduğu kitaplara ilişkin görüşlerini ise bloğunda paylaşan Gates ayrıca sevdiği kitapların yazarlarını evine davet edip bizzat konuşmayı seviyor…
Bill Gates’in hayatını değiştiren kitap, Steven Pinker’in yazdığı ‘The Better Angels of Our Nature’ olmuş. Şiddetin zamana göre epey azaldığını iddia eden yazarla, yeni dünya düzeni üzerine epeyce tartışmışlar. “Hayata bakışımı değiştiren kitap” diye tanımladığı yazarı oldukça zeki buluyor. Hayatını değiştiren ikinci kitap ise zenginler kulübünün önemli üyelerinden Warren Buffet’in iş maceralarını kaleme alması olmuş. Kitaptan aldığı ilhamın kararlarında etkili olduğunu anlatırken, yazılanların dahiyane olduğunu söylüyor. Favori kitaplarımız ise aynı! F. Scott Fitzgerald’ın ‘The Gresat Gatsby’sini defalarca okumuş.