Başlık sizi lütfen yanıltmasın: çok ciddi bir konuya değineceğim.
Söz konusu olan da Adada lokantalarda yediğimiz (kendimizi seferi sayarak) deniz böceği değil, alelade böcek; karınca, sinek, örümcek, tarantula, vs.
Geçen hafta 15 gün için Kanada’ya giden torunlardan yukardaki fotoğraf geldi. Bir yiyecek standının önünde kuyruğa girenleri resmetmekteydi. Tezgâhın üstündeki tabelada aynen “Lütfen nefis kıtır kıtır böceklerimizden tadınız” yazılıydı. Bir de mönü levhasının önünde çektirdikleri fotoğrafta da sipariş listesini okuyabilirdiniz: “Çekirge burger, cırcır böceği kızartması, yeşil çekirge cipsi” gibi…
“Tamam”, dedim “Dedeleriyle dalga geçmek için fantezi çikolata veya şeker satan bir yerin fotoğrafını çektiler ve böcek atıştırıyoruz diyerek bana yutturmaya çalışıyorlar.”
Ama daha dikkatli bakınca, sanki FAO1 - Gıda ve Tarım Örgütü - amblemini bir köşede görür gibi oldum. Merak ettim. FAO’nun orada ne işi vardı? Küçük ve yüzeysel bir araştırmadan sonra kendimi, geleceğe dönük müthiş bir projenin önünde buldum. Ve sizinle paylaşmaya karar verdim.
Malumunuz olduğu üzere, iklim değişikliğine yol açan en önemli unsurlardan biri sera gazları imiş. Ve hayvan yetiştiriciliği bu sera gazlarının ciddi bir şekilde artışına sebep oluyormuş. Hayvan derken sadece büyükbaş ve küçükbaşlardan bahsetmiyorum, kümes hayvanları ve balık çiftlikleri de buna dâhilmiş. Özetle, et, süt, tavuk, balık, yumurta tüketimini azaltmak gerekiyormuş. Dolayısıyla yeni ve sürdürülebilir protein kaynakları bulmak şart2.
İlk akla gelen, baklagiller oluyor (mercimek, nohut, fasulye, bezelye ve son zamanlarda kinoa). Ancak bunların tohumlarını geliştirip miktarları arttırmak hem zamana bağlı hem de pahalı. (Bence ve laf aramızda, bakliyat tüketimi çok yaygınlaştırılırsa, insanların da gaz emisyonları atmosferi etkileyebilir. Belli olmaz, bir bakarsınız insanı da çevreye zararlı mahlûkat sınıfına dâhil edebilirler.)
Ve alternatifi, ilim adamları ‘böceklerde’ buldu…
Böcekler, hem lif hem protein içerdiğinden insan sağlığı bakımından daha güvenli kabul edilebiliyormuş. Ayrıca yetiştirilme süreci çok daha basit ucuz ve kolaylıkla çok yüksek popülasyonlara ulaşılıyormuş.
Araştırmalara göre 1400 (yazı ile bin dört yüz) yenilebilir böcek türü varmış. Yani “Seç seç beğen al!”
İşte bu yüzden FAO başta olmak üzere, AB ve ABD’deki çeşitli özel ve resmi kuruluşlar böcek tüketimini teşvik etmeye başlamış. Çeşitli kitaplar, TV programları ile tuzlusundan tatlısına, böcekle yapılacak yemek tariflerini sunmaya başlamış. Hatta pilot lokantalar bile açılmış.
Tahmin edebileceğiniz gibi, üzerinde durulan en önemli unsur, “iğrenme duygusunu” yenmek. Böcek, genelde çoğumuz tarafından haşere ve kötü hijyenle ilişkilendiriliyor (özellikle Çin’e veya bazı Uzakdoğu ülkelerine giden arkadaşlar bu hissi şiddetle yaşamıştır.) Bu görüntüyü yok etmek için de araştırmacılar çeşitli sosyal ve yasal düzenlemeleri planlamakta.
Özetle önümüzdeki yıllarda bizlerin de böcekli mönüleri yiyeceğimiz hemen hemen belli oluyor.
Peki, hepsi güzel de ortaya bir soru daha atmak lazım? Böcekler “kaşer” mi?
Cevabım çoğunuzu şaşırtacak ama böcekler, evet, kaşerdir. Tabiatıyla hepsi değil… Atalarımız, çoğu konularda olduğu gibi, bu sorunu da 3500 yıl kadar evvel öngörüp çözüme kavuşturmuş.
Tora’mızın üçüncü kitabı ‘Vayikra’nın 11:22 bölümü şöyle der, İngilizcesini yazıyorum: “…of them you may eat locusts of any kind, the bald locusts of any kind, the crickets of any kind and grasshoppers of any kind…” (mealen göçmen çekirgelerin her türlüsünü ve cırcır böceklerinin her türlüsünü yiyebiliriz3.
Eh! İşin bu yönünü de hallettikten sonra, geriye fazla bir şey kalmıyor. Gençlerimiz için yepyeni bir iş sahası açılıyor. Yalnız çekirgeleri üretirken aman dikkat edin, birdenbire kaçmasınlar aksi halde civardaki tarlalara müthiş zararlar verebilirler.
Son olarak şunu ekliyeyim: bendenizin çekirge yiyebileceğini zannetmiyorum. Sevgili eşim mutlaka deneyeceğim diyor.
-----
1 Food and Agriculture Organization
2 Gerek ülkemizde, gerekse Batı dünyasında çeşitli Ar-Ge vakıfları bu konuda yoğun çalışmalar yapmakta.
3 Bazı Ravlarımız, yaptıkları yorumlarda çekirgelerin hangi tür olduğunu tespit etmenin zor olduğunu belirterek, kaçınmamızın daha doğru olduğunu belirtmekte. Ayrıca iğrenme duygusuna yol açabilen herhangi bir gıdadan da sakınmamızı tavsiye ediyorlar. Ancak İsrail’de kaşer çekirge servisi yapılıyor. Kanaatime göre ülkemizdeki tüm çekirge ve cırcır böceklerini yiyebiliriz. Ne de olsa Ortadoğu coğrafyasındayız.