Yeni sezon hazırlıkları tam gaz sürüyor. Transferler, değişen teknik ekipler, koltuğu tehlikede başkanlar, protestolar, alkışlar, inen-kalkan uçaklar, yeni taktik ve fizik antrenmanlar. Hareketli bir yaz geçiriyoruz.
Hayatın her bölümünde olduğu gibi, desteklediğin kulüpte huzur olup olmaması da insanların memnuniyetini etkiliyor. Örneğin; Galatasaray’da başkandan teknik direktöre, takımın yıldızı Sneijder’den emektar Sabri’ye kadar herkes ya ayrıldı ya ayrılmaya zorlanıyor.
Buna karşın Başakşehir, kulübün yapısına yönelik eleştirileri bir kenara bırakırsak, son derece aklı başında politikalarla, doğru transferlerle gücüne güç katıyor. Belli ki yeni sezonda da üstlerde yer alacak.
Şahsen en merak ettiğim ise statların doluluk oranlarında herhangi bir iyileşme olup olmayacağı konusu. Bana kalırsa pek umut yok. Beklenmeyen şekilde bir çıkış gösteren bir takım çıkarsa, belki geçici bir süreliğine bu değişebilir. Ama taraftarı heyecanlandıran tek büyük kulüp Beşiktaş. Gerçekleşme olasılığı bir yana, büyük hedefler koyabilmek, bunları hayal edebilmek önemlidir. Beşiktaş bu vizyonu ortaya koymaya başladı.
Basketbolda ise en iddialı kulübümüz bu sene de belli ki Fenerbahçe olacak. En sevilen ve başarılı iki oyuncusu Bogdan Bogdanovic ve Ekpe Udoh’u kaybetmiş olsa da, Obradovic’in eksikliği hissettirmeyecek bir senaryo kurguladığına güven tam. Maçları son senelerde olduğu gibi full oynayacak olmaları da en büyük avantajlarından biri.
Arka arkaya iki sezon Euroleague şampiyonluğu yakalamak gerçekten çok zor bir hedef ama bunu hayal ettirebilmek, “En azından Final-Four’da oluruz” diyebilmek yapılan sıçramanın büyüklüğünü gösteriyor.
Hem futbol hem de basketbol ile ilgili daha fazla transparan bir döneme girecek miyiz merak ediyorum. Mesela tüm futbolcuların her antrenman sonrası fitbit benzeri cihazlarla verileri kamuoyuyla paylaşılsa güzel olmaz mıydı? Sporcular üzerinde büyük bir baskı yaratacağı kesin ama sözlü olarak yapılan bazı yorumları grafiklerle görmek herkes için daha adil olur muydu?