Bebekler doğduktan kısa süre içinde, bu demektir ki, nüfus kâğıtları alındıktan hemen sonra, belli başlı okullara ön kayıt yaptırılıyormuş. Anladığım kadar sistem yeni değil. Ama ben henüz öğrendim ve nutkum tutuldu. Genç nesil annelerle konunun sohbetini yaptığımda şu açıklamayı getirdiler; “Kayıt yapmakla bir kaybımız yok. Bir bedel de ödemiyoruz. Söz konusu okullar şehrin en prestijli, en pahalı okulları. Ancak çocuk ilkokul çağına gelene kadar nelerin değişeceğini öngöremeyiz. Sıralama değişebilir, yeni okullar açılabilir ve öncekiler ücretlerini aşağı çekebilir. Dolayısıyla, sonradan ön kayıt yaptırmadık diye üzüleceğimize bu yolu seçiyoruz”.
***
Gelelim İngiliz, Fransız vs gibi hükümetlerin kendi vatandaşları için eğitim verdikleri okullara. Sınıflarda kontenjan açığı olduğu taktirde farklı ülke çocuklarını da bünyelerine kabul ediyorlar. Nasıl mı? Talep çok yoğun, cevabı ise pek açık değil. Doğal olarak mülakatlar yapılıyor, dosyalar oluşturacak kadar formlar dolduruluyor. Sonuçta öğrencilerin hangi kriterlere göre kabul edildikleri belli değil. Bu tür okullar için doğuştan itibaren kayıt olmak gerekmiyor. Cazip olan tarafı, global bir ortam ve nispeten uygun ödemeler…
***
TEOG’un kaldırılması velileri, öğrencileri ve tabii ki dershaneleri hem huzursuz, hem tedirgin etti. Bir buçuk aylık suskunluktan sonra Milli Eğitim Bakanı, yeni sistemi, ‘liseye geçiş’ olarak açıkladı. Buna göre öğrenciler evlerine en yakın beş okuldan birini tercih edecek. Nitelikli okullara gitmek isteyenler ise, ‘isteğe bağlı olarak’ merkezi sınava girecek.
‘İyi ki çocuklarım büyüdü’ diyesim geliyor ama diyemiyorum işte. Kesin bildiğim 2017-18 eğitim yılının 8 Haziran’da son bulacağı. Nitelikli okullar sınavı da muhtemelen bir hafta önce gerçekleşir.
***
Geçenlerde yakın bir arkadaşımın mimar olan kızıyla sohbetteydik Bir süre önce proje çalışması için Finlandiya’da iki okulu ziyaret etmiş. Mesleğinin ayrıntılarının yanı sıra yetkililerle konuşarak okulun işleyişi ve eğitim sistemi hakkında bilgilenmiş. Finlandiya, eğitim başarısı açısından dünyada ilk üç ülke arasında yer alıyor. İlkokuldan üniversite bitimine dek, öğlen yemekleri dâhil her şeyi devlet karşılıyor. İlkokullar günde dört saat ders yapıyor. Not yok, ev ödevi yok. Geri kalan zamanda istedikleri konuları, istedikleri ortamda gerçekleştirmekte özgürler. Bunlar da yaratıcı ve yapıcı zekâyı geliştiriyor. Sistem, özgüvenli bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. Eğitim süresi boyunca gençler sadece bir kereye mahsus, on altı yaşında sınava giriyorlar. Ülke nüfusu 5,5 milyon kişi olduğundan üniversitelerde okumak isteyen herkese kapılar açık.
Sizce nasıl başarıyorlar?