2017 yılının son gününde yazıyorum bu yazıyı sizlere. 2018 yılının ilk gülerinde okuyacaksınız sizler.
Yeni yazı, eski yıldan yeni yıla. Yeni dediğimiz ne varsa... Yıl bir rakam sonuç itibariyle, tıpkı yaşlarımız gibi. Yaşımız değişiyor, belki bedenlerimiz de öyle. Oysa biz, kendimiz, biliyoruz, hep aynı bizleriz. Deneyimliyor, öğreniyor, dönüşüyoruz. Umut ediyoruz yeni yılda, her şeyin daha güzel olmasını diliyoruz. Barış dolu, mutluluk dolu bir dünyada yaşamayı hayal ediyoruz.
Yeni yılın güzellikler, mutluluklar, kutlamalarla geçmesini umduğumuz için de kutluyoruz yeni yılın gelişini.
Oysa ne kendiliğinden gelip geçiyor yıl, ne de kendi kendine oluşuyor barış, mutluluk, bereket ya da diğer tüm dileklerimiz.
İnsan, ancak kendine dönüp baktığında, kendinde fark ettiğinde, yaşamı nasıl kendisinin yarattığını, çıkıyor kurban olmaktan. Elini uzatıp dokunduğunda bir başka yüreğe, mutlu oluyor. Bazan bir küçük gülümsemede fark ediliyor an. Bazan sokakta, bir kafenin masasında otururken, önünüzden geçen çalgıcının melodisinde fark ediyor insan kendisini. Yaşamın her an değişken olduğunu fark ediyor. Demin dostu, sevgilisi, çoluğu, çocuğu ya da annesi ile, belki de bir arkadaşı ile yudumlarken kahvesini sıcacık hislerle, şimdi yağmur altında, bir başına, ıslanmakta tepeden tırnağa...
Köşesinde kurgulayıp oturduğunda; tekrar tekrar kendine söylediğinde ne kadar mutsuz ne kadar aciz olduğunu, dünyanın ne kadar acımasız olduğunu, o kadar mutsuz o kadar aciz oluyor, o kadar acımasız oluyor dünya. Sevgiyle sarıldığında ise yarine; o kadar mutlulukla, aşkla doluyor yaşam. Neye odaklanıyorsa, onu yaşıyor insan. Fark ederse, yaşamı kendisinin yarattığını, bir yılbaşı dileğinden öte, kendisi de yaşam oluyor.
O yüzden, belki de yeniden tanımlamalı dilekleri... Hatta dilemek yerine yaratmalı hayal ettiği yaşamı. Kutlamalı, sadece doğum günlerinde, yılbaşlarında ya da toplumsal olarak belirlenmiş ve takvime işlenmiş bayram ve diğer özel günlerde değil, ama her gün yine yeniden hep birlikte aşkla kutlamalı kendi yarattığı yaşamı.
O yaşam ki zaten bir kutlamadır insana. Her nefes alış bir kutlamadır. Ve yeni, eskiden bağımsız değildir asla. Eskinin her nefeste kendini kendinden yaratmasıdır yeni. Maskeler takar, duvarlarla örerse insan yaşamı, maskeler duvarlar yaratacaktır yine. Maskeleri çıkartır, duvarları yıkar, kendine dönerse kendini bulacaktır yenide.
O yüzden gelin her anını kutlama olarak yaşayacağımız sevgi, huzur, barış dolu bir yıl yaratalım hep birlikte.