Yeni bir başlangıç ve yeni bir kitaba başladığımız bu Şabat gününde gelmiş geçmiş en büyük peygamberin hayatını da öğrenmeye adım atıyoruz. Tora’yı Tanrı’nın elinden alan, bizlere öğreten, çölde kırk sene boyunca liderlik yapan ve Erets Yisrael’in kıyısına kadar getiren Moşe Rabenu’nun hayatını incelerken onun büyüklüğünün nereden geldiğini de görmeye çalışacağız.
Pasuk “O dönemdeydi Moşe büyümüş ve kardeşlerine bakmak üzere çıkmaya başlamıştı. Istıraplarını görüyordu” derken ve Moşe’nin büyüdüğünü söylerken fiziksel boyuttan söz etmez. Burada Moşe’nin manevi anlamda büyüdüğünü anlatılır. Bilgeler burada Moşe’nin büyümek için ne yaptığını anlamaya çalışırlar. Böylelikle insanlar da onu örnek almak suretiyle büyüme şansını yakalarlar. Moşe kardeşlerinden kendini sarayda soyutlamamak için onların sıkıntılarını sadece görmek değil hissetmek için adım atmaktadır. Pasuk anlatmaya devam eder:
“Bir gün bir Mısırlı’nın kardeşlerinden bir İbrani’yi dövdüğüne şahit oldu. Moşe iki yöne göz attı… Onu kuma gömdü.”
Bu pasuk antisemitik bir harekete karşı Moşe’nin gösterdiği tepkiye yer vermektedir. Zamanın en büyük devleti olan Mısır’ın ve insanlarının İbrani karşıtlığı bir sır değildir. Benzer antisemitik hareketler her çağda olmuştur ve olmaya devam edecektir. Yaptığı hayatını riske soksa da Moşe bu davranışa karşı tepkisiz kalmamıştır. Tora’yı okumaya devam edelim:
“Ertesi gün Moşe yine çıktı ve işte iki İbrani adam kavga ediyorlardı. Haksız olana “akranına neden vuracaksın?” dedi. Adam “kim seni üzerimize yönetici başkan ya da yargıç atadı ki” diye karşılık verdi. Halkın içindeki haksızlıklara tepki gösteren Moşe burada elini vurmak için kaldıran kişiyi yani ikna yerine kaba kuvvet kullanan kişiyi ‘raşa’ olarak nitelendirmektedir. Toplumun içinde haksızlık ve sürekli tartışma vardır. Kurtuluşun vaktinin gelip gelmediği konusunda Moşe iyimser değildir. Paro’nun idam kararından kurtulmak için çareyi kaçmakta bulur. Moşe Midyan’a gelir. Kuyu başına oturur. Midyan reisi veya ruhani lideri olan Yitro’nun yedi kızı çobanlık yapmaktadır ve diğer çobanlar onlara rahat vermemektedirler. Burada Moşe duruma müdahil olur ve onları kurtarır. Pasuk şöyle devam eder:
“Başka çobanlar gelip onları kovalamaya çalışınca Moşe kalkıp kızları kurtardı ve davarını suladı.”
Moşe buraya yerleşir. Tsipora ile evlenir. Çocuğu olur ve çobanlık yapmaya devam eder. Artık Tanrı ile tanışma zamanı geldiğinde Tora bize bir öykü daha anlatır:
“Moşe, kayınpederi Midyan reisi Yitro’nun davarını güdüyordu. Davarı çölün derinliklerine kadar yönlendirdi ve Horev bölgesindeki Tanrı’nın dağına geldi.”
Midraş sürüden bir kuzunun kaçtığını Moşe’nin onun peşinden geldiğini kuzunun su içmek için bir pınarda durunca durumu anladığını ve geri dönerken sıkıntı çekmesin diye omuzlarında taşıdığını bu davranışın da göksel dünyada büyük yankıları olduğunu öğretir.
Bütün bu öykülerde Moşe’nin çok önemli bir özelliğinin ortaya çıktığını gözlemliyoruz. Bu ‘empati’ dediğimiz özelliktir. Moşe’yi büyük yapan özellik, çekenlerin içinde olmamasına rağmen çekilenlere karşı empati duymasıdır. Kavga eden iki kişiye karşı genel tepki ya sadece seyirci olmak ya da yolu değiştirmektir. Kimse kendisinin dâhil olmadığı kavgaya karışmak istemez. Çünkü onu ilgilendirmez. Moşe, toplumsal anlamda kendisini ilgilendirdiğini düşünerek müdahil olmuştur. Hele yabancı bir diyarda Midyan gibi geleneklerini bilmediği bir yerde Moşe’nin Yitro’nun kızlarını kurtarması dikkat çekicidir. Bu özelliğe sahip biri olarak Moşe büyüktür. Küçük olan kişi bencildir. Sadece kendini düşünür başkalarını görmez. Görmek istemez. Büyük olanın yaklaşımı farklıdır.
Tiferet Yonatan adlı kaynak Paro’nun Levi kabilesini köleleştirmemesi ile ilgili olarak ilginç bir yaklaşımı vardır. Levi kabilesi kölelik yapmaz ve öğrenimine devam eder. Paro, kurtarıcının Levi kabilesinden çıkacağını astroloji yolu ile bilmektedir. Levi kabilesini sıkıntıdan uzak tutarak kurtarıcının çıkmasını engellemek ister. Çünkü kurtarıcı genellikle sıkıntı çekenlerin içinden çıkar. Baskılara dayanamayınca isyan ateşini yakar. Sıkıntı çekmeyen birinin bu adımı atması zordur. Onun için Levi kabilesini köleleştirmez. Paro ‘katan’ olduğu için, bencil olduğu için Moşe’nin yaptığını anlayamaz. Paro ‘küçük’ dediğimiz insan için çok iyi bir örnektir. Levi kabilesi sıkıntı çekmese de bu kabilenin üyelerinden olan Moşe, kardeşlerine karşı empati duymuş ve kurtuluşun mimarlarından olmuştur.