Yeni yılın ilk haftasında aldığım en güzel hediyelerden birinin üzerinde şöyle bir not vardı: “Bu Yıl SENİN Olsun”. Yılın ilk ayını yarıladığımız bu haftada, her yerde yeniliklerin rayına girdiğini fark ediyoruz.
Kurumlarda, yeni dönem hesapları; terfiler ve buna bağlı olarak yenilenen kadrolar ve görevler yerine oturuyor. Güncellenen sistemler, hem ekiplerde hem de yöneticilerde tatlı bir heyecan yaratıyor. Yöneticiler, yeni kararları uygulamak ve yeni anlaşmaları imzalamak için hazırlar. Çalışanlar ise bunları hayata geçirmek için bekliyorlar.
Hangi sektörde olursanız olun, yılda bir kaç kez yoğun tempo arasında küçük bir ‘kaçış’ yapmak tüm kadronun motivasyonunun yükselmesine, eksiklerinin giderilmesine yardım edecektir.
Ekiplere yapılan yatırım, grup dinamiğini etkilediği kadar motivasyonu da arttırıyor. Bu ‘farklılaşma’ ufak sürprizler ve aynı zamanda kendini ifade etme yolu olan çeşitli aktivitelerle desteklenebiliyor.
Yapılan araştırmalar, Amerikan ve Avrupa şirketlerinde, çeşitli eğitimlerle desteklenen çalışanların veriminin yükseldiğini, iç iletişimin daha esnek ve rahat gerçekleştiğini belirtiyor. Mesai saatleri dışında düzenlenen aktivite ve seminerlerin motivasyon grafiğinin üst seviyelerde gezdiği biliniyor. Eğitimler süresince, konu bazında ilerlense de, amacın kişisel becerileri geliştirdiği ve keşfedilmemiş noktalara ışık tuttuğu gerçeğiyle yüzleşiliyor.
Bu eğitimler hangi başlık altında olursa olsun, gün sonunda katılımcıların yüzlerindeki mutlu ifade ile ayrılmasına hatta bazen gelecek eğitimin tarihini heyecan ile beklemesine ışık tutuyor.
***
Aralık ayının sonlarına doğru İzmir’de Gelişen Bölgeler Zirvesi adlı bir dizi konferans gerçekleşti. Sahil beldelerinin ve yeni yatırımlarının konuşulduğu toplantıda, Türkiye’nin önde gelen firmaları yeni keşifler ve yatırımlar için adeta yeşil ışık yaktı. İstanbul’dan sonra İzmir’in de lokomotif bir kent olduğu vurgulandı.
İzmir’in hem sahilleri açısından turizmin önemli bir kaynağı hem de yeni kurulan sahalarda sanayi tesisleriyle gelecek beş yıl içinde hızla büyüyen bir yapı oluşturacağı dile getirildi.
Sanayiye yapılan yatırımlar kadar İzmir ve çevresinde tarım sektörünün yüzde 5,5 büyüdüğü görülmekte. Eylül ayının sembolü olan fuar konseptinin her yıl giderek geniş sahalara yayıldığı, birbirinden bağımsız farklı sektörleri dahi aynı çatı altında toplayabilme başarısı incelendiğinde geçen yıla oranla yüzde 30 büyüme olduğu gözlemlendi. Buna bağlı olarak turizm açısından otellerdeki doluluk oranları ise mevsimsel bazda hiç de küçümsenmeyecek boyutta.
Umuyorum ki yapılan doğru yatırımlar büyümeye meyilli her sahayı genişletir ve hedeflerine ulaşmış, verimliliği yüksek, maddi, manevi mutlu ekiplerle yola devam eder.
William Lewis‘in söylediği gibi “Yarının lideri olmak istiyorsan haydi sınıfa gel”. Deneyim, motivasyon, girişimcilik ve liderlik sıfatlarını test et ve yolun açık olsun!
Deneyimli, öğrenmeye aç ve gelişime açık, liderlik edebilen bireylerin sektörde söz sahibi olduğu, aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerine duyarlı yöneticilerin koltuklarında oturduğu ve genç CEO adaylarının hedeflerine ulaştığı bir dönemin başlangıcı olmasını diliyorum.